|
Güneydoğu’lu işadamları Osmanlı Millet sistemi istiyorlar |
Biz sizden önce yazdık;
Açılım dedikleri; ‘Osmanlı millet sistemi’
‘LondraPosta’, 6 Ocak 2015 tarihinde yayınladığı ‘Confessionalizm ya da Bölgesel Osmanlı Millet sistemi’ başlığı altında bir haber-analiz yayınladı.Mahir Tan tarafından kaleme alınan yazıda,kaynak olarak HDP Eşbaşkanı Selahaddin Demirtaş ve Suriye’deki Kürt lider PYD Başkanı Salih Müslim’in aralık 2014 tarihinde gerçekleştirdikleri Moskova gezisinde yaptıkları görüşmeler ve ona bağlı değerlendirmeler ele alınmıştı. Demirtaş ve Salih Müslim’in, Batı başkentleri ve Rusya’da görüşmeler yoluyla inşa etmeye çalıştıkları sistemin Avrupa’da Protestan hareketinin yayılma dönemlerinde ortaya çıkan dinsel guruplaşmaları uzlaştırmaya çalışan imparatorlukların buldukları ‘Confessionalizm’ adlı bir sistem olduğuna değinmiştik. Bu sistemin en uzun ve resmi plandaki uygulamasının ise Osmanlı İmparatorluğu’nun Güneydoğu Türkiye, Suriye ve Lübnan bölgelerindeki sözde sistem olduğunu vurguladık. Uluslar ve modernizm öncesine ait bu çağdışı sistemin Medya’da ‘Kürt Siyaseti’ olarak sunulan Etnik Milliyetçilik tarafından, İktidar’daki Osmanlıcılık akımının talepleriyle birleştirilmiş bir ‘algı yaratma’ yöntemi ile ‘Açılım-Barış’ biçiminde takdim edildiğinin altını çizdik.
6 Ocak tarihli yazımızın ardından tam bir gün sonra 7 Ocak 2015 tarihinde ‘Güneydoğu Genç İşadamları Derneği’ nin açıklaması Medya’da servis edilmeye başlandı. Genç İşadamları; ‘Osmanlı modelinin Diyarbakır’da uygulanmasını’ istiyorlar. İşte Dernek Başkanı Hakan Akbal’ın açılım önerisi;
GÜNEYDOĞU Genç İşadamları Derneği (GÜNGİAD) Başkanı Hakan Akbal, çözüm süreci çerçevesinde Osmanlı modeli eyalet sisteminin Diyarbakır’da uygulanabileceğini söyledi.
Özerklik konusunda modelin uzakta aranmaması gerektiğini, Osmanlı’nın 500 yıl uyguladığı sistemin referans alınabileceğini belirten Akbal şunları söyledi: “Yönetsel modeller ithal etmek yerine bu topraklarda yaklaşık 500 yıl önce başarıyla uygulanmış ve batının kendi sistemlerini inşa ederken ilham aldığı Osmanlı eyalet sistemini bugün yeniden canlandırabiliriz. Osmanlı’da 1500’lü yılların başında uygulanmaya başlayan eyalet sistemi ile modern bir yerinden yönetim sistemi geliştirilmiştir.”
LondraPosta ; 6 Ocak 2015-
‘Confessionalizm’ yada
‘Bölgesel Millet Sistemi’üzerine
HDP Başkanı Selahaddin Demirtaş’ın Moskova’ya geçtiğimiz aralık ayı sonunda yaptığı ziyaret fazlaca ilgi uyandırmadı Türkiye’de. Gerçekte Kuzey Suriye’deki PYD lideri Salih Muslim ile birlikte yapılmış olması açısından ilgi toplaması gereken bir gelişmeydi bu. Kimin kime eşlik etmiş olduğu da bir hayli tartışma götürür bu temasta. Zira Selahaddin Demirtaş- Salih Müslim ikilisinin Moskova gezisi tam olarak Rusya Dışişleri Bakan yardımcısı Bogdanov’un Şam ziyaretinde Suriye’li meslekdaşları ile yaptığı önemli görüşmeler sonrasına rastladı. Şam açıklamalarına göre; Suriye yönetimi Kuzey Suriye’deki Kürtlerin Rojova adını verdiği bölgede her hangi bir federe yapılanmaya kesinlikle karşı. Esad yönetimi Kürtlere 2012 yılında eşit vatandaşlık hakkı tanındığı ve kendi dilinde eğitim yapma izni verildiğini belirterek bölgede ‘de jure’ bir yapı kurulmasına net olarak karşı çıktı. Demirtaş- Müslim ikilisinin-oldukça alt düzeyde Rus temsilcilerle- yaptıkları görüşmelerde ise Kuzey Suriye’de federalist bir yapı yerine, daha yumuşak ifadelerle Batı siyasi literatüründe ‘Confessionalizm’ olarak bilinen bir ön biçimlenme savunuldu. Bu girişim, Esad yönetimi için ‘kabul edilelebilir’ bir çerçeve çizme düşüncesi kadar, Rusya Cumhuriyeti için de ‘sempatik’ bir yaklaşımın çerçevesini oluşturuyor. Zira Rusya, Ukrayna’da kriz ve savaş girişimi karşısında, Doğu Ukrayna’da yer alan Rusça konuşan nüfus için benzeri bir çözüm öneriyor;Büyük Belediyeler çevresinde oluşturulacak yarı-otonom yapılaşmalar.
Confessionalizm’in örneği Osmanlı idi.
Demirtaş- Müslim tarafından Kuzey Suriye’deki üç ayrı kantonal yapıdan oluşan Rojova için çözüm önerisi Suriye yönetiminin ‘her türlü ademi merkeziyetçilik federalizm ve parçalanmayı getirir’ olarak özetlenebilecek yaklaşımı karşısında fazla bir şans taşımıyor Rusya- Suriye ilişkileri açısından bakıldığında. Selahaddin Demirtaş tarafından önerilen, Müslim tarafından da paylaşılan Rojova modeli gerçekte ‘Osmanlı’nın aynı bölgede ve Lübnan da uyguladığı sistem. Kantonal yönetimlerde tüm etnik ve dinsel cemaatların temsil edildiği yarı-otonom meclislerin merkez tarafından tanınması esasına dayanıyor. ‘Kürt, Arap, Yezidi,Türkmen, Süryani.. hepsi kendi dillerinde eğitim yapabilecek ve bölgesel kaynaklara ve temsili güç olanaklarına eşit şekilde sahip olacaklar diye özetliyor’ pozisyonunu Selahaddin Demirtaş, aslında hiç bir şeyi temsil etmeyen Rus yetkililerine.. Demirtaş, aynı zamanda Rusya’da varlığının gerçek nedeni olan Abdullah Öcalan’a özgürlük çağrısını yaparken PKK nın Terör örgütleri listesinden çıkarılması için Rusya’nın desteğini istiyor.
Aynı tartışma seçim sonrasında Türkiye’de başlar
Selahaddin Demirtaş’ın Salih Müslim ile birlikte gerçekleştirdiği Rusya gezisi sırasında dile getirdiği ‘kantonlar’ çözümü pek muhtemelen 2015 seçimleri döneminde ve hemen sonrasında yaşanması beklenen Anayasa değişiklikleri tartışmalarında Türkiye’de gündeme oturacaktır. Avrupa Birliği Yerel İdareler Şartı’na konmuş Türkiye şerhlerinin kaldırılması gibi bir talep etrafında biçimlendirilecek olan ademi merkeziyetçilik, şimdinin modası olan ‘Osmanlıca’ ile ifade edilirse ‘bölgesel millet sistemine’ geçiş anlamına gelecektir. Rojova temsilcisi ve Selahaddin Demirtaş’ın söyleminde biraz arabesk birazda nihavent bir biçimde ifade edilen Osmanlı Kürtçülüğü kuşkusuz her durumda ‘Demokrasi ve Özgürlük’ mücadelesi olarak takdim ediliyor. Önerilerde herşeyden önce ‘etnik milliyetçilik’ açısından bile ‘çağdaş olmayan’ yönler ortada. Bırakın Türkiye’yi bataktaki Suriye devletinin bile kabul etmediği bir ‘mikro milliyetçilik’ söz konusu. Bütün bu çabalar Türkiye’de ‘Kürt Siyaseti’diye medyada servis edilen blok içindeki kafa karşıklığının açık bir ifadesi. Bir gurup ‘Etnik Aydın’ın kendilerine Türkiye’de ve Suriye’nin bitişik bölgesinde ‘toprak edinme’ çabası bu..
Mahir Tan LondraPosta-Londra