Yüksel Sarı; Hedef Türkiye-İran Savaşı

HEDEF TÜRKİYE-İRAN SAVAŞI
Yüksel Sarı
Hiç kuşkunuz olmasın; gidişat böyle olursa; “Musul’u kurtarma “ harekatı Türkiye’nin de içinde bulunduğu, çok geniş bir alanı kapsayacak ve yıllarca sürecek olan bir mezhep savaşının başlama vuruşu olabilir.
En başından başlayalım;
17 Haziran 2014’ten önce hiçbirimiz İŞID diye bir örgütün varlığından haberdar bile değildik. Bu yüzden, televizyon ekranlarında, Toyota marka yüzlerce kamyonetin üzerinden silahlarını sallayarak, tekbir sesleriyle Musul’a giren, siyah giysili ve yüzleri kapalı militanları görünce çok şaşırmıştık.
Bizi en çok şaşırtan da,1500 iŞID militanına karşı Musul’u korumakla görevli, ağır silahlarla donatılmış 50 bin kişilik Irak Merkezi Hükümet Ordusu subaylarının bir gecede kaçması ve koca ordunun bir tek mermi bile atmadan dağılıp gitmesidir.
Küçük bir orduya yetecek kadar ağır silahları, bankasındaki 430 milyon doları ve petrol kuyularıyla birlikte Musul, İŞID açısından bitmeyen para, silah ve militan kaynağı, aynı zamanda uzun süre direnme olanağı demektir. Esasen Musul’un İŞID’ e adeta sunulmasının ardında yatan sebep de bunlardır.
Amerikalılar buna “Yaratıcı kaos doktrini” diyor.
Yani ; eski düzeni iyi veya kötü bir şekilde devam ettirmektense, onu tamamen dağıtmak, ortadan kaldırmak ve oluşturulacak kaos ortamı üzerinde, önceden tasarlanmış olan yeni düzeni inşa etmek.
Bir başka anlatımla; Musul’un yeniden kurtarılmak üzere İŞID’e teslim edildiğini söyleyebiliriz. Böylece tarihi bağlar, geleneksel hak ve çıkarlar bir çırpıda bertaraf edilmiş, Musul’da yeni kurtarıcılarına teslim edilmiş olacaktır.
Peki ama; Musul’un yeni kurtarıcıları kimler olacak?
Şii ağırlıklı Irak Merkezi Hükümeti mi, Kerkük’ten sonra Musul üzerinde de hak iddia eden Kürtler mi, yoksa Şiilere karşı çıkan Sünniler mi, Araplar mı, Türkmenler mi, hangisi? Bu kadar büyük bir harekatın, harekat sonrası hakkında anlaşma sağlanmadan başlatılmış olması bile asıl amacın Musul üzerinden bir mezhep savaşı çıkarmak olduğunu yeterince anlatmıyor mu?
Bilmelisiniz ki; Musul’da başlayacak olan mezhep savaşının amacı da Türkiye ile İran’ı savaştırmaktır. Ancak Türkiye ve İran’ın karşı karşıya gelirse, mezhep savaşı Azerbaycan’ dan Arabistan’ a kadar olan bütün bölgeyi içine alacak şekilde büyüyebilir. İstenen de zaten budur.
Uzun sürecek böyle bir savaşın sonunda hem Türkiye hem de İran, ikisi de kaybedecektir. Her ikisi de zayıf düşüp iç kargaşa içine sürüklenecektir. O zaman ne Türkiye ne de İran kendi toprak bütünlüklerine sahip çıkabilecektir. Türkiye’nin Güney Doğusu ile İran’ın Güney Batısı yeni kurulan “Büyük Kürdistan” devletinin sınırları içinde yer alacaktır.
ABD, bu plan doğrultusunda Tayyip Erdoğan’ı tahrik edip “gel, gel” yapıyor. Türkiye’yi oradaki kargaşanın içine sokabilirse eğer, İran’ın da katılmasının zor olmayacağını biliyor.
Yazının başında “ Gidişat böyle olursa” demiştik. Bir de şu ihtimali düşünelim;
Türkiye ve İran, askeri konular da dahil,bölgede, tam bir işbirliği yapma kararı alıyor,
Bu karar doğrultusunda Irak’ın toprak bütünlüğünü savunup, Musul ve Kerkük’ün de Irak kentleri olduğunu ilan ediyorlar,
Bu durumda ;
Barzani Musul ve Kerkük üzerindeki iddiasından vazgeçmek ve Irak merkezi hükümetinin otoritesini kabul etmek zorunda kalır.
Irak’ın toprak bütünlüğü korunmuş olur.
Mezhep savaşı önlenmiş olur,
Türkiye ve İran kendi toprak bütünlüklerini korur,
Birlikte PKK’yı bitirirler
“Büyük Kürdistan” yalan olur.
Elbette bu da bir ihtimal. Ancak şimdilik pek mümkün görünmüyor.
Nedeni de Tayyip Erdoğan;
Hala, ABD’nin sazıyla oynayıp, mezhepçi söylemlerine devam ediyor.

Yüksel Sarı

Click here to Reply or Forward