Yüksel Sarı; 15 TEMMUZ’A BİR DE BÖYLE BAKALIM

15 TEMMUZ’A BİR DE BÖYLE BAKALIM

Yüksel Sarı

Dünyanın neresinde olursa olsun, bir darbe tehdidi ile karşılaşan her hükümet halkın çoğunluğunu arkasına almaya çalışır ve onları kazanıcı politikalar izler.

Dünyanın neresinde olursa olsun, bir darbe girişimini atlatan her hükümet de, durumunu iyice sağlamlaştırmak için, sadece darbeye karşı kendi yanında olanları değil, yanında olmayan veya arada kalan halkını da kazanmaya çalışır.

Oysa, Tayip Erdoğan’ın konuşmaları hiç de kazanıcı değil. Aksine eskisinden daha kaba, hırçın, itici ve aşağılayıcı bir üslubu benimsemiş görünüyor.

Büyük bölümü darbe girişimine dahil olmayan, hatta karşı koyarak başarısız olmasını sağlayan ordunun tamamını karşısına alıyor.Halkın kendi ordusunu ezdiği algısını yerleştirmeye yönelik afişler hazırlatıyor. Her sözünde orduyu aşağılamaya özellikle gayret ediyor. Üstelik bunu Türk ordusunun ülke içinde ve dışında büyük harekatlar gerçekleştirdiği, ülke güvenliğinin her zamankinden daha fazla tehdit edildiği bir dönemde yapıyor.

Dünya’daki örneklerinin aksine muhalefet partilerinin tümü birden darbenin karşısında yer aldıkları halde,aynı kaba,hırçın,itici ve aşağılayıcı konuşmaları onlar içinde yapıyor. Üstelik bunu “birlik ve beraberliğimize en çok ihtiyaç duyduğumuz bir zamanda ” yapıyor.

Ama yetmiyor. Arkasında kendisine sadık, militanlaşmış, büyük kalabalıklar istiyor. Onları her fırsatta öne çıkarıyor, ayrıcalıklar veriyor ve onurlandırıyor.

Erdoğan bunu niçin yapıyor? Ulusal bağımsızlığımızın ve ülke güvenliğimizin en çok tehdit altında olduğu bir dönemde bu eylem ve söylemleriyle milli birliğimizi neden zorlaştırıyor ? Neden halkı birbiriyle karşı karşıya getiriyor.

Bu sorunun cevabı Erdoğan’ın darbe gecesi Atatürk Havaalanına indiği anda söylediği bir sözde saklı;

“Bu hareket, Allah’ın bize büyük bir lütfudur.”

O günden sonra Erdoğan, kendi ordusunu,polisini ve yargısını oluşturmaya başlıyor.

İşte bu yüzden;

Sadece FETÖ üyesi oldukları iddiasıyla görevden alınanlara değil, bir de onların yerine o kadrolara atananlara bakalım.

Sadece teröre karşı çıkarılan OHAL kararnamelerine değil, birde o kararnameler içinde terörle hiç ilgisi olmayan maddelere bakalım.

Sadece Erdoğan’ın FETÖ’ ye karşı mücadelesine değil, aynı zamanda bu eylem ve söylemleriyle bağımsızlığımız ve ülke güvenliğimiz için ne kadar büyük bir zaaf yarattığına bakalım.

Yani; 15 Temmuz’a bir de böyle bakalım.

Av. YÜKSEL SARI