Yine by-pass

                       Yine by-pass yediler
Geçtiğimiz hafta sonu Başkan Obama’nın telefon ile Erdoğan’a bildirdiği Ayn El Arab’a havadan silah yardımı  AKP yönetimine yapılan bir by-pass işlemi oldu.ABD’nin Suriye’nin kuzeydoğu köşesinde bir Kürt bölgesi yaratma ve yaşayabilir hale getirme projesinin çok açık bir ilanı olan yeni ilişki, AKP nin hayalinde yaşayan ‘bize ihtiyaçları var’ rahatlığına son verdi. IŞID olayından sonra bölgede hızla yükselen ‘Kürt kartı’ şimdi artık tamamen ABD nin elinde.Son bir hafta içinde Ayn Al Arab’a 135 kez bombalama yapan ABD uçakları kurduğu hava köprüsünden sonra artık AKP yönetimini Suriye ile ilgili gelişmelerde tamamiyle devre dışına itti. Bu gelişme kuşkusuz Türkiye’nin iç siyasetinde de kendisini belli edecektir. Kürt siyaseti ‘çözüm görüşmelerini’ ABD nin açık desteğini arkasına alarak yürütecektir.
                    IŞID ‘intihar bombacılığına’ yöneliyor
IŞID, 2014 yaz aylarında Irak’ta Tıkrit,Hammadi, Musul gibi büyük kentleri ele geçirerek devletleşme ve ordu haline gelme girişimlerine karşın esas olarak ‘Salafi- Cihadi’ kampta yer alan bir kadro örgütü. Kendi tarihini 2004 yılında Felluca’da ortaya çıkan Ürdünlü terrorist Musab Zarkavi ile başlatan IŞID tam olarak,Irak Sünni toplumunun bir ürünü. ABD bombardmanlarına karşı bir düzenli ordu direnişi göstermeyen IŞID, hızlı bir biçimde Kürt bölgelerini tehdit etme staretejisini terkederek Batı Irak ve Doğu Suriye’deki Sünni kentlere dönüp uzun vadeli ‘intihar eylemleri’ savaşımına yönelecektir. Önümüzdeki Şiilerin kutsal ayı olan Muharrem ayında özellikle Bağdat ve Irak’ın kutsal Şii topraklarında sivillere yönelik bombalı eylemlere hız verecektir. ABD Ordusu ve militan Kürt toplulukların ‘ilgi alanı dışında’ kalan Şii katliamı IŞID için en az rizikolu ve en çok ses getiren harekat biçimidir.
                   Sünni aşiretleri savaşmak için otonomi istiyorlar.
Musul ve Tıkrit kentlerini ele geçirerek başlayan IŞID yükselişi, ABD nin hava saldırıları sonunda sınırlandırıldı ve kendi doğal coğrafyasına doğru çekilmeye başladı. 2013-2014 yılları içinde başlayan Irak Sünni aşiretleri ile IŞID arasındaki ittifak, tıpkı 2009 yılında ABD tarafından maaşa bağlanan aşiret savaşçılarının Irak El Kaide’sini satıp onlarla savaşma sürecine benzer bir tehlike altında. Ancak, Dünya’nın salafi-cihadi düşüncesinin en yoğun olduğu bölgesi olan El Anbar ve Felluca’da yaşayan aşiretler bu kez, IŞID a karşı savaşmak için garantiler istiyor. Daha önce ABD, bordrosundan maaş almış 80 bin Sünni savaşçısı, Irak Hükümeti’nin kendilerini ‘Irak’ın bölgesel silahlı gücü olarak’ kabul etmesini ve büyük kentlere otonom yetkiler vermesini istiyorlar. Siyasi alanda ‘Kürtlere tanınan federal yetkiler bize de verilsin’ biçiminde Irak hükümetine yönelen baskılar ABD ve Irak’ın Batılı müttefiklerini fazlaca rahatsız etmiyor. İşte bu nedenle  Bağdat, Kerbela, Kufe gibi Irak’ın Şii nüfusunun yaşadığı yerlerde  önümüzdeki Muharrem ayında yapılacak IŞID intihar eylemlerinin hızla yükseleceğini söylemek kerametten sayılmıyor. 2012 ve 2103 yıllarında Irak’ta intihar saldırılarında 11 bin insanın yaşamını kaybettiğini söylersek, neden bahsettiğimiz daha net olarak anlaşılacaktır.
Mahir Tan           LondraPosta-Londra