‘Uzun Bıçaklar Gecesi’ ve ‘Paralellikler’

   Uzun bıçaklar gecesi

Uzun Bıçaklar Gecesi (The Night of Long Knives) 30 Haziran 1934 tarihinde Almanya’da geçti. Gerçekte birkaç güne yayılan ‘Kolibre’ (Arıkuşu) operasyonu Hitler’in rakipsiz diktatör olarak iktidarını sağlamlaştırdığı siyasi-askeri-polisiye hareketin adı oldu. Resmi olarak 85 gerçekte ise 1000 e yakın Nazi Partisi üye ve taraftarının, SS birlikleri, Gestapo Polisi ve Sivil Hitlerci Faşistler tarafından öldürüldüğü Uzun Bıçaklar Gecesi sonrasında, Hükümet ve devlet kadroları,üniversiteler ve özellikle ordu içinde çok sayıda Nazi ve Nazi olmayan görevli tasfiye edilmişlerdi. Tasfiye edilen örgütlenme Hitler’i iktidara getiren yarı askeri SA ve NAZİ partisinin bir siyasi kanadı Stasserist gurubuydu. Tutuklanma ve Gözaltına alma biçiminde bir hukuki örtü kullanan SS ve Gestapo ajanları birkaç gün içinde 2. 8 milyon taraftarı bulunan ‘Stasserist’leri hemen hemen tamamen siyaset sahnesinden silmeyi başarabilmişlerdi.

Hitler’in liderliğinde iktidarı ele geçirmiş olan NAZi partisi, gerçekte hızla tırmadığı iktidar merdiveninde büyük ölçüde, 1. Dünya Savaşı mağlubu Almanya’da açlık,işsizlik ve ekonomik krizler içinde kıvranan geniş işçi ve işsiz kesimlerine dayanan ‘milliyetçi sol’ programa dayanmıştı.Yahudi Düşmanlığını, ırkçı ve dinsel bir temelde değil, anti-kapitalzim temelinde yürüten Otto ve Gregor Stasser liderliğindeki kesim Hitler’in Başbakan olarak iktidar gelişinde sonra 1 yıl içinde bir yanda Nazi liderliği bir yanda da Almanya’nın klasik devlet yöneticilerinin husumetini üzerinde topladı. Zira Partinin Stasserist kanadı ve Milis-askeri örgütü olan SA, fiilen tüm Yahudi düşmanlığı hareketlerini uyguluyor ve Hitler’in iktidarını pekiştirmek için ittifak yaptığı Yahudi ve Alman işadamları ve Ordu içindeki üst düzey yöneticilere karşı eylemlerden sorumlu tutuluyordu.

SA milislerinin lideri Hitler’in ‘yollarda beraber yürüdüğü en yakın yoldaşı’ Ernst Röhm ve Gregor Strasser’inde aralarında olduğu 85 kişinin öldürüldüğü Uzun Bıçaklar Gecesi, Hitler’in artık başına bela olmaya başlayan ve adalet- gelirin eşit dağıtılması gibi sloganlarla Partinin ‘açıklarını’ dile getiren guruplardan kurtulmasını ve tek başına iktidarını sağlamlaştırmasını hedefliyordu.

Öyle ki, yüzlerce rakibini bir gecede yok eden Hitler, bu cinayetlere rağmen içinde Yahudilerinde bulunduğu geniş halk kitlelerinden, Parlamento ve Ordunun büyük bir kesiminden destek alıyordu. Zira SA ve Partinin milliyetçi sol kanadı, Nazi’lerin halka yaptığı saldırıların görünen ve en çok tepki toplayan yüzüydü. Daha doğrusu Hitlerci propaganda makinesi, halka böyle gösteriyordu.

Herkese lazım bir gece

‘Uzun Bıçaklar Gecesi’, bazı tür rejimlerde başvurulan karanlık gecelerden biriydi. Halkın geniş kesimlerinin desteklediği talepleri kullanarak,iktidarların siyasi hasımlarını ‘yasal-yasadışı’ yollarla tasfiye etmeleri ve iktidarlarını sağlamlaştırmaları için ‘herkese lazım’ gecelerden.

Nazi Almanyasında,iktidar ortaklarının bir gece içinde kapışmaları ve devlet mekanizmasını kontrolü altında tutan ‘büyük ortağın’, küçüğünü ezmesi gerek Avrupa’da gerekse Dünya’nın kalan kesimlerinde defalarca ve defalarca uygulanmış bir yöntem. Bu karanlık gecelerin sonuçlarını değerlendirebilmek yazık ki, uzun zamana yayılıyor. 15 Temmuz gecesi olanlar ve onu izleyen birkaç gün Türkiye’de de ‘Uzun Bıçaklar Gecesi’ sonuçları yaratır mı ?

Bunu yaşayarak görme gibi bir şansımız var.

 

Mahir Tan  LondraPosta-Londra