ÜÇ KUŞAK DENİZCİ AMİRAL

    ÜÇ KUŞAK DENİZCİ AMİRAL           

 

  30 Aralık tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan İpek Özbey imzalı bir yazıda bugün Türkiye’de en çok tartışılan dış politika sorunlarına ışık tutan bölümler vardı. 

Emekl Amiral Türker Ertürk tarafından cevaplandırılan sorularla  Boğazlar,Kanal istanbul, Suriye ve Libya meselelerinde yönetimin özellikle dış politika alanında karşı karşıya geldiği derin açmazlar dile getirildi. Birden fazla dış politika konusuna ilişkin olduğu için Emekli Amiralin yaptığı açıklamaların Türkiye’nin denizler ve boğazlarda karşı karşıya olduğu tehlike ve sorunların, birinci elden ve uzman görüşüyle açıklandığı bir belge oluşturduğu görülüyor.

Ertürk’ün Libya,Suriye,Boğazlar,Montreu ve Kanal İstanbul projelerinde yaptığı açıklamalar gerçekte Türkiye’nin denizlerde izlediği politikaların yetkin bir eleştirisi ve Ulusal çıkarlar uğruna mücadelenin ne olması gerektiği konularında kapsamlı bir araştırma oldu.

Dışileri Bakanı Çavuşoğlu’nun CHP ve İYİ parti merkezlerini ziyaret ederek Libya konusunda görüşlerini sorduğu ve resmi cevap istediği bir günde, Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz olumsuz cevap vererek ‘Türkiye’nin Libya operasyonuna karşı olduklarını’ açıkladılar.  

Emekli Amiral Türker Ertürk’ün cevaplarının oluşturduğu röportaj esas olarak Libya’ya asker gönderme, Kanal İstanbul eleştirisi,Montreu ve Boğazlar konularını kapsıyor. Ancak Türkiye’de bugün sürmekte olan tartışmaların niteliğine bakıldığında, bu konuların tartışmaların can alıcı noktalarına temas ettiğini söylemek gerekiyor. Uzun yıllar boğazlar bölgesinde komutanlık yapan, Akdeniz ve Ege’de Türk karasularında aynı zamanda bir uzun yol kaptanı ve üç kuşaktan beri bir deniz askeri olan Ertürk; Kanal istanbul için kesinlikle olumsuz rapor veriyor.

Ancak bize göre; İpek Özbey’in Cumhuriyet sayfalarına taşıdığı Türker Ertürk röportajının en önemli bölümü; TBMM de hızla gündeme getirilen Libya’ya asker gönderme talebi ve bu talebin Muhalefet tarafından reddedilmesidir. Zira bu olayların iki side Türk dış politikasında bir ilk oluşturuyor. Dahası, yeni yılın ilk günlerinde yer alan bu gelişmeler, 2020 yılını belirleyecek en önemli stratejik gelişmenin habercileri.  

Libya’ya asker gönderme operasyonu ve yaratacağı askeri-siyasi-stratejik sorunlar, bize göre ‘yılın röportajı’olmaya aday Türker Ertürk- İpek Özbey çalışmasında vurgulanıyor. Yakın gelecek hesaba katıldığında ise; siyasi etkileri Türkiye’deki muhalefetin bir Libya macerasına net olarak karşı çıkması ile katmerleniyor.    

Önümüzdeki günlerde yönetimin Libya’ya asker gönderme talebinin geri çevrilmesinin sonuçlarını göreceğiz. Ne var ki; son iki günde hızlanan Libya trafiğinin önemli yönlerinden biri de; Türkiye’nin ard arda gelen üç operasyonla yerleştirdiği Kuzey Suriye merkezli dış politikanın yüzlerce kilometre uzaktaki Libya’ya kaymış olması.

Bu kayma gerçekte, Amiral Türker Ertürk’ün yazısısında etraflı bir biçimde açıkladığı gibi; farklı bir coğrafyada etkinlik kazanmalarına karşın; savaşın muharip güçlerinin Trablus da toplanan Müslüman Kardeşler örgütüne bağlı militan güçlerin eseri olması ile ilgili.

Trablus harekatı – başlayabilirse- esas olarak Suriye’den transfer edilecek Müslüman Kardeşler millitanları, Katar’dan gönderilecek bağlı güçler, Trablus daki taraftarları ve esas olarak El Kaide bağlantılı Misurata askerleri olacak.

Türkiye’nin bu ısmarlama savaşa askeri katılımı ne seviye de kalacaktır ?.

Dışileri Bakanlığının ‘Ordu savaşa hazır’ açıklamaları gerçeği ne derece yansıtıyor. ?

Yeni yıl bize bu operasyon ile ‘bir ilk’ sunuyor.

Ülkeler, ordular ve ittifakların karşısında bir ‘dinsel’ örgütlenmenin başarı şansını kendi gözlerimizle göreceğiz.

 

Mahir Tan           LondraPosta-Londra