Türker Ertürk; DEBELENMEYE LÜZUM YOK, BU İKTİDARLA OLMAZ !

DEBELENMEYE LÜZUM YOK, BU İKTİDARLA OLMAZ!

NATO’nun (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) kuruluşunun 70. yılında, Birleşik Krallığın başkenti Londra’da gerçekleştirilen tarihi zirveden Türkiye eli boş döndü. Hâlbuki Londra’ya gitmeden önce Esenboğa’da basın açıklaması yapan Erdoğan; “Bizim terör örgütü olarak telakki ettiğimiz ve kendileriyle terör mücadelesi verdiklerimizi NATO’daki dostlarımız terör örgütü olarak kabul etmezlerse, atılacak adımların karşısında oluruz” demişti.

NATO’nun atmak istediği adımlar ise; Polonya ve Baltık ülkelerinin Rusya’ya karşı savunulması planlarıydı. İktidar, bu adımlara engel olarak Londra’da bir pazarlık gücü olacağını sandı ve gitmeden bu konuda çok atıp tuttu. Ayrıca yandaş basında da “Türkiye NATO’daki gücünü ilk defa fark etti ve bunu sonuna kadar kullanacak” gibi beyanatlarda bulundular ama iktidarın bu yanlış hesabı Londra’dan döndü!

 

YPG Konusu Tartışılmadı Bile!

Oysa ki, daha Londra öncesinde iktidarın bu konudaki ısrarlı açıklamalarına karşın ABD Savunma Bakanı Mark Esper, Reuters’a bir açıklama yaparak ülkesinin ve diğer NATO üyelerinin, YPG’yi tehdit olarak görmediğini bir kez daha yinelemişti.

 

Ne demişler; “Büyük lokma ye büyük söz söyleme”! Siyasetçi çok! Hele de bizim ülkemizde! Ama maalesef devlet adamı pek yok! İktidar Londra’da büyük bir geri adım attı, engelleri kaldırdı, karşılığında ise hiçbir şey alamadı. Zirve sonrasında basın açıklaması yapan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de YPG’nin terör örgütü olarak tanınmasına ilişkin soruya “NATO müttefiklerinin, YPG/PYD’nin nasıl tanımlanacağı konusunda farklı düşünceleri ve görüşleri olması bilinen bir durumdur. YPG’nin nasıl tanımlanacağı konusu spesifik olarak tartışılmadı” dedi. Gördüğünüz gibi; pazarlık bile yaptırmamışlar.

 

Karşılığını Talep Etmemişler!

 

İlaveten Stoltenberg; “Türkiye NATO’nun Baltık ülkeleri için öngördüğü savunma planına ilişkin engelini kaldırdı, Baltık ülkeleri ve Polonya için güncellenmiş plan üzerinde anlaştık” dedi.

 

 

Baltık ülkelerinden Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nauseda da “Türkiye, NATO savunma planını onaylama karşılığında herhangi bir talepte bulunmadı” dedi ve “Hiç kimse bunun için bizden bir şey talep etmedi. Hepimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gösterdiği dayanışma için teşekkür ettik” diye konuştu.

 

Sadece İkaz Aldık

 

Türkiye’nin Londra’daki geri adım atışından ve yaptığı U dönüşünden de önemlisi; açıklanan Londra Deklarasyonu’nun birinci maddesinde “NATO bölgemizin güvenliğini, bir milyar vatandaşımızı, özgürlüğümüz,  demokrasilerimiz, bireysel özgürlük, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi paylaştığımız değerleri garanti altına alıyor” diyerek, aslında bu değerlerin iktidar eliyle yok edildiği Türkiye’ye mesaj veriyor ve aba altından sopa gösteriyor! 29 NATO ülkesi arasında bu sözlerin tek muhatabı Türkiye!

 

Türkiye’nin NATO Londra Zirvesi’nden eli boş dönmesinin, hatta açıklanan deklarasyonun içeriğinde bir anlamda ihtar almasının nedeni iktidarıdır. Çünkü bu iktidarla Türkiye’nin NATO dâhil hiçbir uluslararası örgütte inanılırlığı, güvenilirliği ve itibarı kalmamıştır. İktidar, bizzat yaptıkları nedeniyle şantaja açıktır. Bugün geldiğimiz yer itibarıyla; Türkiye için iyi olan iktidarın güvenliği, bekası ve devamlığı için iyi değildir. Bu şartlar altında bu iktidar, Türkiye’nin güvenliği, çıkarları, bekası ve refahı için iyi şeyler yapabilme şansını kaybetmiştir. Bu bataklıkta daha fazla debelenmenin yararı yoktur. Türkiye’nin esenliğe çıkabilmesi, tekrar inanılır ve güvenilir bir ülke olabilmesi için iktidarın gitmesi gerek şarttır.

Türker Ertürk