Türk Kadınına Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı Tanınmasının 80.Yıl Dönümünde

 
İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir başka onur günü olan Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkının tanınmasının 80. yıldönümü nedeniyle bir bildiri yayınladı. Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş toplumlar içinde öncü rolünü vurgulayan ve ülkemizin geleceği için ‘uyarılar’ taşıyan İADD Bildirisini aşağıda yayınlıyoruz.
LondraPosta- Londra 
 
 
 
 
 
 
 
                      
                              Türk Kadınına Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı Tanınmasının 80.Yıl Dönümünde
Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde 1926 ile 1934 yılları arasında , Atatürk Devrimleri içinde en önemlileri kadınların sosyal ve kültürel alanlarda ,eğitimde ,hukukta ,aile ilişkilerinde  ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olması için yapılan düzenlemelerdir.
Osmanlı Devleti’nde kadınlar sosyal,kültürel ve siyasal haklardan mahkum bırakılmış,hatta nüfüs sayımında topluma bile dahil edilmemişlerdi. Evlenme ,boşanma ve miras işlerinde kadınların sözü geçmeyip,ikinci plana atılmışlardı. Kadınların miraste hakkı yarımdı ve, tanıklıkta “yok” sayılıyordu.  Buna karşılık Genç Cumhuriyeti’mizde  kadınlarımıza verilen önem ve değer ise çok farklıdır.  Çağdaş,demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti’ni hedefleyen Mustafa Kemal Atatürk  ve dava arkadaşları  kadınların toplumda eşit bireyler olması için gerekli yasal düzenlemeleri ardı ardına hayata geçirmişlerdir.
Atatürk’ün öncülüğünde ilk düzenleme 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme,1933’te muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 8 Ekim 1934’de kabul edilen ve 5 Aralık 1934’de yürürlüğe giren Teşkilat-ı Esasiye Kanununun 10 ve 11. maddeleri değiştirilerek kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.
Bu karardan sonra  Atatürk şöyle der:
* Bu karar, Türk kadınına sosyal ve siyasi hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir. Türk kadını, evdeki medeni mevkiini selahiyetle işgal etmiş, iş hayatının her safhasında muvaffakiyetler göstermiştir. Siyasi hayatla, Belediye seçimleriyle tecrübe kazanan Türk kadını bu sefer de milletvekili seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medeni memleketlerin birçoğunda, kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir ve onu selahiyet ve lihakatle kullanacaktır.
Yukarıda belirttiğimiz   yeni yasalarla, kadınlarımız birçok Avrupa ülkesinden daha önce seçme ve seçilme haklarına kavuşmuştur. Kadınlar bu haklarını ;Fransa’da   1944’de,İtalya’da 1946’da , İsviçre’de ise 1971 yılında kazandılar.
Türkiye Cumhuriyeti’nde 1935 yılında yapılan genel seçimlerde 18 kadın milletvekili Meclise girmiş ve 1935’de TBMM’deki kadın milletvekili oranı   %4.6 ‘iken bu oran  maalesef 2011’da  ancak yüzde 14’e ulaşabilmiştir.
Son 10 yılda  kadına şiddet  oranının %1400 arttığı, hala töre cinayetlerinin,çocuk gelinlerin konuşulduğu,ilk okul çağındaki çocukların türbana ve kara çarşafa sokulduğu, TBMM’deki kadın milletvekili oranın  sadece  %14’te  kaldığı  bir Türkiye manzarasında kadınlarımıza  80.yıl önce tanınan  seçme ve seçilme haklarına rağmen hala bu sorunlar devam ediyorsa , kadın hakları konusunda  çok fazla yol aldığımız söylenemez.
Kadınlarımız haklarını bütünüyle kullanmalı. Örneğin sadece siyasal partilere değil, aynı zamanda  sivil toplum örgütlerine hem daha yoğun biçimde üye olmalı ve hem de yönetimde mutlaka yer almalıdır. Kadınlarımızın kendilerine 80.yıl önce tanınan  ama uygulamada neredeyse yok  sayılan  bu haklarının  önemini  sorgulayıp , mücadelede edeceklerine olan  inancımız sonsuzdur.Bu mücadele yolunun da öncelikle  çağdas, demokratik ve laik Turkiye Cumhuriyeti’ne ve onun kazanımlarına sahip çıkmak olduğunun  bilinciyle  İngiltere ADD olarak, tüm kadınlarımızın milletvekili seçme ve seçilme hakkının tanınmasının  80.yılını kutlarız.
 
İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği