‘Tarikatlar ve Medreseler’ Raporunun Uyardığı

Tarikatları Kapatarak Başlanmalı

 

Türk Medyasında oldukça yaygın olarak değerlendirilen ‘Tarikatler ve Medreseler’ raporu geçtiğimiz Şubat ayı içinde yayınlandı. 9 Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Esergül Balcı yönetimindeki bir gurup bilim insanı tarafından hazırlanan rapor, gerçekte, bugün Türkiye’nin içine daldığı ‘Dinde Reform- Tecdit’ tartışmasının ebeliğini yaptı. Prof. Balcı’nın ‘Eğitim de Tarikat ve Medrese Gerçeği’ adlı çalışması Türkiye’nin son 20 yılında yaşanan ve yaşatılan karşı devrimci- laiklik düşmanı  faaliyetlerin doğrudan ürünü olan bir sonuç muhasebesiydi; 2.6 milyon vatandaş tarikatlerle bağlantılı. 1 Milyondan fazla çocuk tarikat okullarında ve kuran kurslarında eğitim görüyor. Sadece İstanbul’da 445 tarikat okulu var.

Raporda belirtilen tarikatlerle bağlantılı 2.6 milyon kişinin sosyal ve ekonomik çevrelerini, 1 milyon öğrenciye ‘eğitim’ veren kadrolaşma, ekonomik güç ve sosyal ilişkileri değerlendirdiğinizde ortaya yaklaşık olarak 10 milyonun üzerinde  bir ‘Şeriatçılık’ tabanı çıkar. Kadınlara ve çocuklara, Atatürk’e ve Laikliğe saldırılar bu kitleyi yönlendiren ve bu işten geçinen vakıf,dernek,okulların yöneticileri olan kadrolaşmadır. Bir örnek olarak Nureddin  Yıldız’ın başında olduğu Sosyal Doku  vakfı binlerce çocuğun değişik isimler altında eğitim gördüğü kurslar ve kampların sahibidir. Eğitim ve Sosyal yardımlaşma kuruluşları bir yanda Tarikatler’in halk içine sızma ve yerleşme yolu bir yanda da kadrolaşma için gelir sağlama alanlarıdır.

 

Tarikatler ve su yüzüne çıkarak güç toplamaları doğrudan doğruya AKP yi iktidara getiren iç ve dış etkilerin eseridir. Önce MSP içinde örgütlenen tarikatler, daha sonra Erdoğan iktidarı döneminde devlet desteğini de alarak  ekonomik güce kavuşmuş,şimdilerde ise holdingler biçimine dönüşmüşlerdir.

Cumhurbaşkanı  Erdoğan’ı harekete geçiren etken ‘Şeriat’ın hızla ekonomik ve siyasi bir güç haline gelme istidadı.

 

            Siyasi İslam- Selefi İslam sürtüşmesi

 

Erdoğan’ın ‘İslam’ın 1400 yıl önceki şartlarda yorumu’ na karşı çıkan  ve ‘tecdit’ isteyen konuşması ulusalararası alanda süren bir tartışma ile ilgili. AKP nin Müslüman kardeşler güdümlü ‘Siyasi İslam’ görüşü, Suudi-Vahabi destekli ‘Selefi İslam’ söylemi ile net bir çatışma halinde. İslam yorumunu, Hz. Muhammed sonrası 3 kuşak ile kalıplaştıran Selefi İslam, bugün Erdoğan üzerinden Türkiye ile bir hesaplaşma halinde. Tarikat erbabının  son aylarda kadınlara ve çocuklara saldırı söylemlerine hız vermeleri, Türk toplumuna Selefi İslam cihetinden gelen ‘yön verme’ hareketi olarak anlaşılmalıdır.

Yaklaşan seöim dönemine karşın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi oy deposunu teşkil eden tarikatlere karşı çıkışı gerçekte durumun AKP açısından bile vehamet kazanmasının bir sonucu.

Erdoğan seçimler öncesinde kendi ayağına sıkar mı ?  Bunu birlikte göreceğiz.

Ancak, önümüzdeki seçimli yılların en önemli ilkelerinden birinin ‘tarikatlerin kapatılması’ olmalıdır. Laikliği savunmanın olmazsa olmazı bu.

Mahir Tan       LondraPosta-Londra