‘TAMAM’I BIRAK, ‘HAYIR’ BİLE OLMADI

‘TAMAM’ OLMADIĞI GİBİ ‘HAYIR’ BİLE OLMADI 

 

Seçim sonuçları ‘tamam’ olmadığını gösterdi. ‘Tamam’ olmadığı gibi ‘Hayır’ bile olmadı.

 İki yıl öncenin ‘Referandum’ sonuçlarına bile ulaşamadı Muhalefet. Dün yapılan seçimleri bir değerlendirme yapılabilecek son örnek olan Referandum’da kıl payı yada hile sonucu kaybeden muhalefet yaklaşık olarak aynı bileşenlerle seçimlere katılmasına karşın ciddi bir kan kaybı yaşadı. Referandumda % 49 oy alan Cumhuriyet, bu seçimde HDP yi de sayarsak % 44 sınırında kaldı. Başta İstanbul,Ankara olmak üzere referandumda Hayır diyen kentler, bu kez Erdoğan dedi. Oysa, Tek adam rejimine karşı olmak üzerine kurulan ‘hayır’ ittifakının gerekçeleri, Erdoğan’ın yasa dışı sayılan davranışları ile doğrulanmıştı geçen zaman içinde.

Dün akşam saatlerinden beri ortalıkta pek görünmeyen Muhalefet liderlerinin ilk cevaplandıracakları soru bu. Cumhuriyet’in oyları Muharrem İnce gibi, beklenenin üzerinde bir performans gösteren cumhurbaşkanı adayına karşın, düştü.   

24 Haziran’da seçim öncesi beklentilere göre sürpriz sayılacak gelişmeler var;

Öncelikle Cumhurbaşkanlığı adaylarından, Erdoğan’ın 1. Turda seçilmesinin önleyecek olan çok aday formülasyonunun işlemediği görüldü. Beklentileri karşılayan tek aday % 30 u aşan İnce. % 10-15 arasında oy üretmesi beklenen iki aday, Akşener ve Selahattin Demirtaş % 8-9 oy alarak en az %10 oy kaybına neden oldular. Bu oylar garip bir biçimde % 52 ile birinci turda seçimi kazanan Erdoğan’ın zaferine yol açtı.  

Milletvekili seçimlerinde, alışıldığı gibi % 25 sınırında demirleyen CHP oyları 3 puan gerileyerek % 22.6 ya düştü. İyi parti ise % 10 ile beklenen en az oyunu aldı. CHP den büyük kentlerde taktik oylar alan HDP belkide istediği sonuçlara ulaşabilen tek muhalefet partisi oldu. 

 

Kapıya dayanan değişim talebi

 

Türkiye’nin çağdaş yüzü Cumhuriyet’in önünde,ne yazık ki, karanlık bir 5 yıl var. Erdoğan’ın kimseye sır olmayan programı uygulamaya konacak ve Türkiye hızla daha islamcı,tarikatçı, baskıcı bir dikta yönetiminin içine sürüklenecektir. Bu konuda hiç bir hayale ve yersiz beklentiye düşülmemelidir.

Başta anamuhalefet Partisi CHP olmak üzere tüm muhalif örgütlemeler, yönetim kadroları ve teşkiltlanma anlayışı olarak değişmek zorundadırlar. Anamuhalefet partisi dışında, İyi parti ve yaygın kitle örgütlerinde yönetici kişilikler yerlerini istifalar yoluyla yeni ve umut veren kadrolara bırakmalıdırlar. Kendisini aday gösteren partiye % 8 gibi kayda değer bir fark atan Muharrem İnce örneği, orta yerde durmaktadır. Zaman kaybına yer vermeden umudun önü açılmalıdır. Muhalefet düşüncesinde olan siyasi partiler apaçık görünen baskı şartlarında mücadele örgütleri olarak yeniden örgütlenmelidir. Eğer işiniz ‘muhalefet şirketi’ yöneticiliği değilse ,izleyeceğiniz yol meydandadır.

 

Mahir Tan         LondraPosta-Londra