SURİYE’NİN DÖRT CEPHELİ SAVAŞI

            Suriye’nin dört cepheli savaşı

 

Suriye’de devam eden 7 yıllık savaş, artık Türkiye’nin iç politikasınında bir parçası. Al Bab ve Afrin harekatları ile Türkiye fiilen svaşın tam ortasında. Savaşın cephelerinden birisi, Türkiye- Kuzey Suriye cephesi. El Bab ve Afrin ile Batıya doğru uzayan cephe hattı, Türkiye’nin Astana anlaşması ile güvenliğini sağlamayı taahhüt ettiği İdlip ile devam ediyor.

İkinci Cephe, Şam’ın Güneyinde Golan tepeleri ve Lübnan sınırı boyunca açılmış olan İsrail-Suriye cephesi. Suriye’nin Rusya ve İran desteği dolayısıyla İsrail ile sürdürdüğü yüksek teknoloji savaşı burada cereyan ediyor. Lübnan’ sıçrayarak yayılma ve uluslararası bir savaş boyutuna tlaması çok muhtemel olan bu cephe önümüzdeki günlerde Dünya gündemini belirleme özelliği taşıyor.

Üçüncü cephe, ABD ve onun desteğindeki SDF-PYD ile Suriye Ordusu ve Şii milis güçleri arasındaki Irak sınırı ve  suriye petrol bölgelerini kapsayan cephe.

Bu cephelerin tümünün ortak özelliği ABD nin, tümünde fiilen kendi askeri, vekil güçleri ve müttefikleri vasıtasıyla taraf olması; Türkiye ile temas noktasında ABD karşı tarafın silahlarını veren,eğiten ve piyade gücü olarak kullanan güç.

Güney Suriye’de İsrail-Suriye cephesinde İsrail’i her hal ve durumda destekleyeceğini açıklayan ülke de ABD.

Suriye savaşının en az dikkat çeken ancak gerçek nedenini oluşturan cephesi ise İdlip, Doğu Gouta ve Ürdün sınır boyundaki sünni- cihadi guruplarla devam eden 7 yıllık savaş. El Kaide ve IŞID gibi tekfiri gurupların varlığı ve ABD-İngiltere’nin her zaman ellerinde tuttukları ‘Esad Kimyasal Silah kullandı’ provokasyonu olasılığı nedeniyle bu cephe en tehlikeli yerlerde kurulu sayılıyor. Buradaki tekfiri güçler hala savaşın başında ABD  tarafından Doğu Avrupa ülkelerinden transfer edilmiş silahları kullanıyorlar.

Suriye’nin doğusunda Irak sınır boylarında fiilen kendi hava kuvvetleriyle  Suriye ve İran yanlısı şii güçlere karşı savaşan ülke yine ABD.

Bu nedenle daha uzunca bir süre (Muhtemelen 2019 Seçim sürecini içine alacak biçimde) Türkiye’nin gündemini Suriye belirler. Gündemi Suriye’nin belirleyecek olması, aynı zamanda Türkiye’nin yakın geleceğine ABD ile İlişkilerin tartışıldığı bir sürecin hakim olacağı demektir.

Türkiye’deki siyasi partiler bu süreçleri ve ilgili gündemi belirleyemezler ama kendi gündemlerini buna göre ayarlayabilirler.

Geçtiğimiz hafta yapılan kamuoyu araştırmaları, Türkiye’deki siayasi partilere oy veren halk kesimlerinin ‘Türkiye’nin Afrin harekatını destekliyormusunuz ? ‘ AKP,MHP, CHP ve HDP seçmenleri bu soruya değişen cevaplar veriyorlar. AKP-MHP % 90 ın üzerinde, CHP seçmeni % 79 oranında Afrin Operasyonuna destek veriyor.

İçinde bulunulan siyasi ortam bu.

İktidar olmak isteyen Siyasi partilerin izleyeceği yol sizin dışınızdaki güçler tarafından çizilmiş.

 

Mahir Tan                 LondraPosta-Londra