Suriye’de Pabuç Pahalı, Yaşasın Hollanda Krizi

  Suriye’de Pabuç Pahalı, Yaşasın Hollanda Krizi

AKP Başkanlık Sistemi Referandumu kampanyası sırasında beklediklerini bulamadı. Biraz da Bahçeli’nin dürtüsüyle girişilen Anayasa Değişikilikleri paketi ve 15 Nisan gibi yakın bir tarihe planlanan Referandum, bir yanda Laik ve Domokratik kesimlerde ‘alarm zilleri’ çaldırırken, bir yanda da 2002-2006 yılları arasındaki Avrupacı tutumu nedeniyle AKP ye kaymış olan Merkez Sağ oylarda ‘tektonik’ bir kayma tesbit edildi.

Son haftalarda yapılan kamuoyu araştırma sonuçları birbirine yakın biçimde ‘hayır’ göstermeye başlayınca, Erdoğan ve AKP nin bir ‘Dış Düşman’ bulmaya yöneleceği de belli oldu. Genel değerlendirmeler  bu Dış Tehlike’nin Suriye-PYD-PKK üçgeninden elde edileceği doğrultusunda gelişirken geçtiğimiz hafta ortaya çıkan dramatik bir gelişme bu kapıyı kapattı; Rusya-Suriye ve ABD, IŞID karşı anlaşarak, Türkiye’den diplomatik bir dille ‘bölgede kalabalık etmemesini’ istediler. ABD ve RUS askerlerinin bayraklı ve zırhlı araçlı olarak yaptıkları Membiç uyarısı yerini bulmuş görünüyor.

Membiç yerine Hollanda krizinin patlak vermesinin nedeni de bu.   Hollanda Krizi, bu ülkede yaşanmakta olan seçim atmosferi nedeniyle hassas bir konumda olan Türkiye ve Siyasi İslam konusu nedeniyle ve Türkiye Dışişleri Bakanlığının tutumu nedeniyle ortaya çıkmıştır. Aile Bakanı ve çevresinin Rotterdam’da durdurulması ve Türk Konsolosluğuna sokulmaması olayının geçtiği Cumartesi günü, Hollanda Hükümet Çevrelerinden ‘iyi haber alan’ kaynakların bildirdiğine göre, Hollanda’nın kararı, hem Türk Medyasına hem de Hollanda’nın diplomatik çevrelerine ‘izin verseniz de vermeseniz de gelir,Yüzbinleri yürütürüm’ mesajları veren Dışişleri Bakanlığına cevap nitleliğindeydi. Hollanda’nın bir tür Hodri Meydan çağrısıydı bu..

    Bu milli bir Mesele Değil- ‘EVET-HAYIR’ meselesidir

Türkiye-Hollanda sürtüşmesi iki ülkede var olan seçim-referandum atmoferi nedeniyle Türkiye Dışişleri ve Hollanda Başbakanlığının ‘şov’ arayışı nedeniyle ortaya çıkmıştır. Olayların organize edilmiş olduğu hemen krizin bir gün sonrasında, Hükümetten Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik tarafından yapılan ‘Türkiye Suriye’li sığınmacılar anlaşmasını yeniden gözde geçirmelidir’ açıklaması ile netleşti. Türkiye’de iktidar çevresinin hedefi bu düzmece krizden bir ‘özür’ istihsal etmektir. Böyle bir sonuç ‘Avrupa’yı dize getiren tek adam’düzmece imajına büyük bir servis olacaktır.  Bunun getireceği çok ağır sonuçlara ise parti başkanları değil, ‘Hayır’ için seferber olmuş  Türkiye’nin çağdaş,laik,demokratik toplumu katlanacaktır.

 

Mahir Tan        LondraPosta-Londra