Silahlanma yarışı ne gösteriyor?

 

                                        Silahlanma yarışı ne gösteriyor

         Orta-Doğu ve Avrasya yine silaha para yatıran ülkelerin,hemde yan yana bulundukları bölgeler. IŞID savaşı dolayısıyla bu yıl ön plana çıkması beklenen Orta-Doğu’da silah satın almada 1. lik yeni Kral Salman yönetimindeki Suudi Arabistan’da. 2014 yılında Suudi Arabistan silah alımlarını bir yılda % 54 arttırarak 6.5 Milyar dolara yüksellti. Bir yıl önceki silah alımı 1. si Hindistan ise 5.8 milyarda kaldı. Suudi Arabistan silah ithalatını ABD-Fransa-İngiltere gibi Batı kaynaklarından gerçekleştirirken, Hindistan, ABD yanında Rusya ve Çin silahlarıda satın alıyor, aynı zamanda milli üretim ile özellikle hava ve deniz kuvvetlerine yatırım yapıyor. Batı ülkeleri içinde ABD Dünyanın en büyük silah satıcısı poziyonunu korudu. ABD yalnızca Orta_Doğu ülkelerine 2014 yılında 8.4 milyar dolarlık silah sattı. Bu ihracatın çok büyük bölümünün Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerine yapıldığı belirtilirken, Irak ve Kuzey Irak’a ABD ve Nato ülkelerinin Avrupa ve Doğu Avrupa ülkelerindeki depolarından miktarı açıklanmayan oranda silah sevkiyatı yapıldığı belirtildi. Merkezi Londra’da bulunan IHS adlı Uluslararası silah ticareti ve analist think tankı tarafından yapılan açıklamada yıllık 10 Milyar dolar silah satışına ulaşan Rusya’nın da ihracatını İran,Çin,Hindistan ve Venezuela’ya yönelttiği vurgulandı. Ancak, yine IHS tarafından açıklanan bir başka çizelge, Silah ihracatının arkasındaki güçleri daha anlamlı biçimde ortaya koydu. Son iki yıl içinde yüzbinlerce insanın yaşamı pahasına süren bir ölüm ticaretinin aktörleri değişmeden kalabiliyorlar;

 

2013 2014
1. Boeing 1. Boeing
2. Raytheon 2. Lockheed Martin
3. Lockheed Martin 3. Raytheon
4. Airbus Group 4. Airbus Group
5. UAC 5. UAC
6. BAE Systems 6. Russian Helicopters
7. Thales 7. United Tech Corp
8. United Tech Corp 8. BAE Systems
9. UralvagonZavod 9. Thales
10. Russian Helicopters 10. Finmeccanica

About the Global Defence Trade Report

 

 

                       Hem Suudi Arabistan hem İran silahlanıyor

 

IŞID ve Suriye’deki terör örgütlerinin Orta-doğu ülkelerinde son üç yıl içinde tetiklediği en büyük tehlike Müslüman ülkelerin hemen tümünü kapsamına almasından korkulan bir Şii-Sünni savaşı. Bazı devletler ve silahlı milis örgütleri üzerinden çizilen ‘Şii Hilali’nin başlangıç ülkesi olarak İran gösterilirken, Sünni toplulukların ve özellikle Cihadi-tekfiri gurupların en büyük destekçisi oldukları belirtilen Suudi Arabistan ve Katar  2014 yılının en fazla silahlanan ülkeleri oldular. Kendi ülkelerinin milli savunma ihtiyacının çok üstünde bir oranda sürdürülen bu silahlanma yarışı, Batı Ülkelerinde faaliyet gösteren araştırma kuruluşlarına göre, tek bir kaynağa dayanıyor; Petrol.. Kısaca uzun yıllardan beri devam eden süreç; Petrolü al silahı ver biçiminde özetleniyor. Böylece IŞID’ın ortaya çıkışı ve varlığı ile Dünya’nın silah devlerini ‘mutlu kılan’ Orta-Doğu gündemi IŞID sonrasında yine aynı ülkelerde bölgesel yada toptan bir Şii-Sünni savaşımına gebe. Hiç kimse kendi ihtiyacının fersah fersah ötesindeki silah depolarını, Ulusal kalkınma harcamalarına kullanamayacağına göre, Orta-Doğu’da biten yada başlayan savaşlardan değil, ‘sürekli bir savaş’tan söz etmek gerekiyor.

                             Yeni bir ‘savaş ağalığı’; Kürdistan

İran ve Şii milis örgütleri tarafından desteklenen Irak Ordusu’nun başlattığı Tikrit harekatı ve onun ardından daha geniş bir alanda gerçekleştirileceği açıklanan Musul operasyonu muhtemelen IŞID’ın varlığına son vermeye büyük ölçüde yetecektir. Zira arızi bir gelişme olarak görülen IŞID’ın Irak topraklarında yayılması terrorist örgütün gerçek fiziki gücüne değil, bölgedeki Sünni aşiretlerle yaptığı ittifaklara dayanıyordu. Savaş sonrasında ise  IŞID ve Tekfiri hareketin en büyük mağduru olan Irak ülkesi, yeniden alevlendirilmiş ve provokasyonlara açık bir Şii-Sünni iç savaşı tehdidi altında tutulacaktır. Şimdiden çok sayıda analist tarafından açıklandığı gibi; IŞID savaşının gerçek galibi, ABD nin Orta-Doğu’da ‘şartsız’ olarak egemen olduğu olan tek toprak parçası Kürdistan. Obama yönetiminin her türlü desteği verdiği ancak ‘Birleşik Irak’ politikası altında ‘bir federal bölge’ olarak tutmayı tercih ettiği Kuzey Irak ve Suriye’deki PYD toprağı,bir ‘savaş ağalığı’ olarak silahlandırılıyor. Şu sıralarda Irak devleti üzerinden savaş ihtiyacı gerekçesiyle Kuzey Irak’a aktarılan silahlar bu bölgeyi -milis kuvvetleri dengesi açısından- bir silah devi haline getirmeye yetiyor. ABD’de askeri araştırmalar yapan analiz dergilerin  Irak için yaptıkları belirlemelere göre Kuzey Irak, Irak’tan 25 MRAP (Mayına karşı korumalı zırhlı araç) yanında Ocak sonu itibarıyla 89 Uçak dolusu piyade silahı ve roketatarı bedelsiz olarak aldı. İngiliz ve Alman uzmanlar tarafından eğitilen Peşmerge ordusu, NATO envanterindeki Milan tanksavar füzelerine de sahip. ABD li uzmanlar; 2003 yılında Irak ordusundan ele geçirilen ve Kuzey Irak’lı yöneticilere teslim edilen T72 tanklarınında yeniden elden geçirilerek kullanıma hazır tutulduğunu belirtiyorlar. Bunun yanında ABD tarafından Irak’a söz verilen 170 Abram tankının bir bölümünün Kuzey Irak’a verilmesi şart koşuluyor.

 

IŞID sonrası Orta-Doğu,bölgedeki silahlanma yarışına bakarak, iç açıcı bir görüntü vermiyor. Dişten tırnağa silahlanan Sünni ve Şii devletler yanında, bir başka petrol zengini,yayılmacı hevesler taşıyan Kuzey Irak yeni savaşların aktörleri olmaya aday..

Mahir Tan                LondraPosta-Londra