SEÇİM GECESİNDE NE BEKLİYORSUNUZ ?

 Seçim Gecesinde Ne Bekliyorsunuz ?

31 Mart 2019 gecesinde neler olacağı Türkiye’nin kaderinde tayin edici bir rol oynayacak. Seçim günü, oy kullanma oranı ve halkın tercihleri gibi kriterlerden daha önemli bir  soru; Seçim gecesi ve güvenliği.

Son günlerde yandaş medya dışında kalan yayın organlarında bu alanda bir tartışma yükseliyor.

Anlaşıldığı kadarıyla, Seçim güvenliğinin sağlanabileceğine inanmayan ciddi sayıda yurttaşımız sandıklara gitmeme düşüncesinde. Bunu engellemek düşüncesinde olan adaylar ve yazarlar bir kampanya başlatmış görünüyorlar.

Bunlardan başta geleni, ‘yeni’ Cumhuriyet gazetesi. 2018 sonlarında yeni bir yapıya bürünen gazeteyi olumlu bir çaba içinde gördüğümüzü belirttikten sonra, yukarıda zikrettiğimiz konudaki görüşlerine bakalım.

Önce, İstanbul Büyükşehir için aday gösterilen Ekrem İmamoğlu ile yapılan bir röportaj yer alır gazetede;

İmamoğlu, gazetecinin  ‘Toplumda, AKP kaybederse kaos, iç karışıklık çıkabilir korkusu yaratılıyor. Bu konuda düşünceleriniz nelerdir?’ sorusuna şu cevabı veriyor; 

‘Milletimizin derin ve büyük bir vicdanı var. Böyle bir şey olamaz. Bunu düşünen insanlar iktidarların değiştiği dönemlere geri dönsün. Biz güvenceyiz. Beylikdüzü’nde nasıl ki değişim mutluluğu getirdiyse, İstanbul için de öyle olacak. Böyle bir endişe olmasın Türkiye’nin çok donanımlı bireyleri var, toplumun vicdanı var. Karışıklık gibi düşüncelere yer vermemeliyiz. Türkiye’de bir iktidar bittiğinde yerine daha dinamik daha donanımlı ve süreci daha iyi tahlil eden başka bir iktidar gelir. Bizim İstanbul’a gelmemizle birlikte yurttaşların ilk gün hissedecekleri şey oksijen olacak. Havayı içlerine daha derin çekecekler. İstanbul bizimle nefes alacak.’

Bu halkın endişelerini giderme amaçlı bir ‘oksijenli cevap’. ‘Toplum vicdanı ve Türkiye’nin çok donanımlı bireyleri’güvence olarak gösteriliyor. ‘Türkiye’de bir iktidar bittiğinde yerine daha dinamik daha donanımlı ve süreci daha iyi tahlil eden başka bir iktidar gelir.’ diye yüreklere su serpen bir Başkan Adayı.

İşin kötüsü yerel seçimlerde iktidar bitmiyor. ‘Daha dinamik ve süreci daha iyi tahlil eden’bir iktidar gelmiyor onun yerine. Anayasa referandumunda mühürsüz ‘evet’leri geçerli saymasalardı bitebilirdi.İktidar  kaybettiği 2011 haziran seçimi sonrasında yenisini yapmasaydı değişebilirdi. Son yerel seçimde Ankara’da değişim başlayabilirdi YSK olmasa.

‘Güleryüzlü’ İstanbul adayı, seçim gecesi bol oksijen vaadediyor topluma.

 

                     Uyusunda Büyüsün

Cumhuriyet gazetesinde 4 ocak tarihinde başyazar Emre Kongar imzasıyla bir başka yazı yayınlandı aynı konuda. Sözcü’nün darbelenmesi ve  Halk tv nin en çok izlenen programlarının yayınının yasaklanması sonrası izleyici sayısı artan Kongar, yazısında sosyal medyada ‘boykot’ çağrısı yapanlara çakıyor.       

‘Sosyal medyada 8 ayaklı bir akrep gibi, müthiş zehirleyici bir kampanya yürütülüyor: 
1) Seçimlerin hiçbir anlamı yok, iktidar nasılsa sonuçları kendi lehine değiştirecek. 
2) Kim seçilirse seçilsin, Cumhurbaşkanı onu görevden alıp yerine kayyım olarak kendi adamını atayacak. 
3) CHP’nin de AKP’den hiçbir farkı yok, ikisi de emperyalistlerin oyuncağı, bağımsızlıkçı, milliyetçi Atatürkçüler seçimleri boykot ederek ikisini de cezalandırmalı. 
4) CHP’nin muhalefeti yetersiz ve etkisiz, varlığıyla sadece iktidarın otoriter yönetimine meşruiyet kazandırıyor. 
5) CHP sandık güvenliğini bile sağlayamıyor, bunu hem 16 Nisan 2017 Halkoylamasında hem de 24 Haziran 2018 seçimlerinde yaşadık, onu cezalandırmak için sandığa gitmeyelim. 
6) Kemal Kılıçdaroğlu kötü ve yetersiz bir genel başkan; onu düşürmek için CHP’ye bir hezimet yaşatalım ki, istifa etmek zorunda kalsın. 
7) Atı alan Üsküdar’ı geçti, Demokratik Rejim değişti, biz ne yaparsak yapalım, otoriter Tek Adam Rejimi egemenliğini sürdürecek. 
8) Türkiye gibi azgelişmiş bir ülkede Demokrasi işlemiyor, hangi parti gelirse gelsin, yağmacılık ve kaba kuvvet hâkim oluyor, sandığa gitmenin bir anlamı yok. 
İŞTE BU SEKİZ MADDE ERDOĞAN/ AKP İKTİDARININ 16 YILDA YAPTIĞI DEMOKRATİK TAHRİBATIN ÖZETİDİR!’

 

Boykot önerenleri ‘8 ayaklı Akrep’olarak adlandıran yazar, sosyal medyada yer aldığını iddia ettiği kampanyayı iyice karikatürize ederek 8 maddeye indirgediği bakış açısını ’16 Yıllık AKP iktidarının yaptığı tahribat’ olarak görüyor.

Yazarın 3.4. ve 5. Inci maddede, seçimde CHP ye oy vermek istemediklerini sosyal medyada dillendiren ‘Atatürkçüleri’ hedef aldığı belli ediliyor.

Kuşkusuz kritik madde 1.si;’Seçimlerin hiç bir anlamı yok. İktidar nasılsa sonuçları kendi lehine değiştirecek’

Yazarın cevaplandırması gerek soru bu aslında; BÖYLE OLMAYACAK MI ?

CHP yönetimi sandık güvenliğini sağlayabildi mi, 16 Nisan 2017 ve 24 haziran 2018 de ?

Cumhuriyet Gazetesi yönetiminin söylemek istediği şey; yerel seçimlerde görece olarak daha iyi olanın seçilmesi çabası ise, haklılık payı taşımakta olduğu söylenmeli. Halkın ve kentlerin zenginliklerinin bir gurup işbirlikçi müteahhid şirketine peşkeş çekilmesini önlemek için oy isteniyorsa, bu talep yerindedir.  Ancak bu seçim güvenliğini sağlamak için azami çabanın gösterilmesini gerektirir.

Unutulmaması gereken bir ‘Siyasal İslam’yönetimi altında olduğumuz.

Siyasal İslam, yerel iktidar olanaklarını kaybedebileceği her yerde, adliye,polis,YSK ve sivil kadrolaşması ile sokaklarda olacaktır.

İstanbul Adayı’nın bol ‘oksijen’ vaadi kimse için bir problem yaratmıyor.

Ne yazık ki insanlar hala ‘verdiğimiz oya sahip çıkmayana oy vermeyiz’ diyorlar.

 

Mahir Tan              LondraPosta-Londra