Seçim döneminde CHP’ye karşı;

  Savunma hükümeti


Türkiye’de son 12 yıla tek başına sahip olduğu iktidar ile damgasını vuran AKP yönetimi, 2 aydan beri artık siyasi bir alternatif olarak bitiş aşamasına girdi. Bitiş’in fiili olarak iktidardan alaşağı edilme noktasına kadar varması sadece bir ‘zaman’ meselesi. 2015 seçimleri bu sonucu sağlayabileceği gibi, bu tarihten önce yaşanacak bir ‘meydanlarda kilitlenme’ aynı kapıya biraz daha sancılı olarak çıkışı getirebilir. İktidarın nereye kadar tırmandıracağı henüz anlaşılmayan ‘savunma savaşı’ daha çok bu sürecin özüne değil, ama biçimine ilişkin ‘tarihsel bir ayrıntı’ olacak.


CHP’nin ‘en şanslı’ seçimi


Tayyip Erdoğan’ın 12 yıllık iktidar döneminde ‘en zayıf’, anamuhalefet partisi CHP’nin de ‘en güçlü’ olduğu bir seçim süreci başlıyor. İktidarın tüm çabalarına karşın değiştiremediği ve tarafları ‘güçlü ya da güçsüz kılan’ gündem; yolsuzluklar. Önümüzdeki 1 ay boyunca Belediye seçimleri dolayısıyla her gün meydanlarda konuşulacak ve milyonlarca seçmen tarafından dinlenecek olan konu: iktidarın en üst seviyede ‘organize’ bir biçimde yürüttüğü yağma, rüşvet ve faşizan baskı politikası. Seçim sürecine atak halinde giren partiler CHP ve MHP olurken, iktidar tüm olanaklarını savunma yolunda kullanıyor. Seçim süreci içinde yıldızı parlayacak liderlerin, Türkiye genelinde ‘en güçlü olduğu alanda’ mücadele edecek olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve tüm Dünya’nın beklediği İstanbul Belediye Başkanlığı için yarışan Mustafa Sarıgül olacaklarını söylemek için zaman erken değil. 30 Mart’ta yapılacak Belediye Seçimleri’nde İstanbul’u kazanmak, CHP için yeterli bir seçim başarısı sayılacak ve 2015 yılında yapılacak genel seçimler için yeni bir ‘seçim atmosferi’ yaratacak. 


Merkez Sağ belirleyici olur


Önümüzdeki bir yıllık seçim süreci 17 Mart 2013 yolsuzluklar ve rüşvet fırtınasının yarattığı ‘kritik’ denge nedeniyle,  Anamuhalefet Partisi CHP’ye biraz da sürpriz bir biçimde iktidar yolunun nerelerden geçtiğini gösterdi. Muhalefetin iktidar yolu -son iki ay içinde- netleşerek, umutsuz bir biçimde arayışı içinde olduğu etnik oylardan değil, AKP iktidarının bir biçimde kullandığı Merkez Sağ oylarından geçiyor. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun son dönemde daha fazla içini doldurarak yaptığı vurgulamalar, zaten partinin mevcudunda bulunan %30’luk oyun konsolidasyonuna değil, ‘yolsuzluk ve rüşvet’ mekanizmasına karşı en geniş cepheyi oluşturma çabasına yönelik. Kılıçdaroğlu yakın dönemde partisinin ciddi bir oy kazancı yaşayacağından emin.. Bu gelişme potansiyeli, 12 yıllık iktidar döneminde Batı ülkeleri ile bir bahar atmosferi yaşayan AKP’nin, bu ülkeler içinde ‘sıfıra yakın seviyelere inen’ itibarı ile ilgili. Unutulmaması gereken şey; Türkiye’de devamlı yatırımların % 67’sinin halen Avrupa firmalarının elinde olduğu gerçeği. Sokakta görünmeyen, örgütsüz, merkez sağ oylarının, ideolojik olarak bağlı bulunduğu merkezler, Washington, Londra, Berlin gibi, 17 Aralık’tan sonra kararlarını vermiş görünüyorlar. Batı, rüşvet ve yolsuzluk çemberinin var olduğu ve üstelik ‘yargı’ yoluyla korunduğu bir yerde oyuna girmeyecek kadar tecrübeli. 


En büyük eksiklik ‘Gezi’ 

2013 sonu ve 2104 başı itibariyle, Türkiye tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet furyasına tanık oldu. Ortaya çıkan ve medya tarafından örtbas edilemeyen yolsuzluk, kendisini alelacele şekillendirilen bir ‘yargı zırhına’aldı. Türkiye’de milyonlarca insanın gözleri önünde cereyan eden bu süreç, sosyal medya ve anaakım medya tarafından eleştirilse de, sokaklarda ve meydanlarda gerektiği gibi protesto edilmedi. Batı kamuoyunda da ‘dikkat çeken ve sorgulanan’ bu sessizlik, iktidara ‘yargı zırhını’ hazırlaması için çok değerli bir zaman kazandırdı. Tüm Dünya,Türkiye’de bağımsız yargı tamamen yok edilip, kuvvetler ayrılığı prensibi ayaklar altına alınırken, Türkiye Barolar Birliği gibi 80 bin üyesi olan bir kuruluşun nasıl meydanlara çıkmadığına hayret ediyor. Yargının iğdiş edilişi, bir kaç milyonluk bir ‘bağımsız yargı’ gösterisi ile protesto edilseydi, sonuç böyle olur muydu ? 
Türkiye’nin kaderini etkileyecek seçimlere sadece 1 ay kaldı. Seçim sürecinin ilk raundunda, CHP tüm illerde büyük çaplı mitingler düzenliyor. Bu sürecin, büyük ölçüde yargı-polis baskısı ile özgürlükler mücadelesi olarak geçeceği ve oldukça karanlık bir seçim günü yaşanacağını söylemek, çıkarılan yasalara bakılırsa, kehanet olmaz. CHP ve Genel Başkanı Kılıçdaroğlu destansı bir seçim dönemi yaşatabilir milyonlarca seçmene…
Mahir Tan / LondraPosta / Londra

Telif hakkı saklıdır 2014! Kaynak gösterilmeden yazı, fotograf ve video kullanılamaz! 


Follow @LondraPosta