SAVAŞLARIN EN KİRLİSİ

           Savaşların en kirlisi

 

Türkiye’nin bulaşmak üzere olduğu Trablus savaşı son yılların en kirli savaşlarından biri. Erdoğan’ın ilan edilen gündemi değiştirip, yaklaşık 1 hafta öne aldığı Libya’ya asker gönderme takvimi, Türkiye’nin acelesi olduğunu gösteriyor. Yabancı  medyada bir kaç günden beri yer alan haberler, Libya’nın doğusunda yer alan bazı güçlerin, Mısır önderliğinde toplandığını ve Libya topraklarına çok sayıda tank sevkettiklerini belirtiyordu.

Türkiye’nin askeri müdahale takvimini öne çekmesi kadar önemli bir başka olay ise ; savaşacak güçlerin dağılımı.

Türkiye esas olarak, Libya’da Müslüman Kardeşler örgütü ve yandaşlarını bir cephe halinde yerleştirmeye çalışıyor. İngiliz İndependent gazetesinde yer alan haberlere göre;  Türkiye’nin deniz yoluyla Libya’ya ulaştırmaya çalıştığı askeri güç, şu anda Suriye’de İdlip çevresinde sıkışmış olan Sham Legion olarak bilinen ve Faylak El Sham, Sultan Murat Tugayları gibi yabancı basında ‘moderate’ olarak tanımlanan Müslüman Kardeşler sempatizanları. Bu güçlerin Rusya ve Suriye ile şu anda sürdürdüğü sıcak çatışma ortamına bakarak Türkiye’nin Trablus’a göndereceği askerlerin bir operasyon değil, ‘tahliye’ sonucu Libya topraklarına yerleşeceği düşünülmeli.

Türkiye’nin Libya’ya göndereceği kaydedilen askeri kafilenin 2011 den kalan bir bölümü ‘veteran’ teröristlerden oluşan ‘Katar’ ekibi. Mehdi Harrati, Abdulhakim Belhadge ve Muhammed El Sallabi gibi isimlerden oluşan büyük çoğunluğu Mısır ve Katar vatandaşları. Bu ekip 2011 yılında ABD, Fransa ve İngiltere desteğinde iken, Kaddafi rejimi yıkıldıktan sonra taraf değiştirip Suudi ve BAE bordrosuna geçmişlerdi.

Libya’da şu an için Trablus yönetimi için savaşacak yaklaşık 30-40 bin Müslüman Kardeşler ve El Kaide ile yakın militan bulunduğu kaydediliyor.

Yeni yıldan hemen sonra başlatılması planlanan Türkiye’nin Trablus operasyonu bir çok açıdan bir ilk oluşturuyor.

Trablus tarafını temsilen ‘BM Destekli’ ifadesinin kullanılmasına karşın, bu cenah ta hiç bir devlet bulunmuyor. Taraflar, Suriye’den gönderilecek ‘moderate’ askerler, Müslüman Kardeşler ve El Kaide iletişimli savaşçılar. Mısır, Rusya, BAE, Libya’nın Khlifa Haftar güçleri büyük ölçüde ‘vekil ‘ güçlerle birlikte Türkiye’nin karşısında.

Türkiye açısından bir ilk oluşturan ikinci nokta ise; Türkiye’deki muhalefetin tam ve net olarak ‘Trablus’ operasyonuna karşı olması. Ana gerekçesi ‘Türk askerlerinin kanı Libya çöllerinde dökülemez’ olan Muhalefet’in önemi harekat başlayıp geliştiğinde daha da artacaktır.  

Trablus harekatının başarısızlığı ise doğrudan doğruya Erdoğan hareketinin üzerine fatura edilecektir.

Derme çatma bir askeri güce dayanarak, büyük güçlerin desteğindeki bir koalisyona karşı savaşa girişecek Trablus hareketinin bir bölgede köşe kapmaktan başka bir amacı olduğuna inanan insan sayısı operasyon başladığında giderek azalacaktır.

 

Mahir Tan        LondraPosta-Londra