Savaş davulları çalarken

Orta-Doğu’da savaş davulları çalarken,

                               Seçim gündemi belirleniyor

 7 Haziran genel seçiminin sonuçları ne olur ?  Bu sorunun cevapları umulduğu gibi mevcut siyasi partilerin seçim programları yada adayların kimlikleri,çalışma tempo ve performansları gibi alışılmış değerlendirmelere bağlı olarak verilemiyor artık. Türkiye’de seçim sonuçları Haziran öncesinde Türkiye’de değil, Türkiye’nin Güneydoğusu ve Irak-Suriye’nin kuzeyinde olacaklara endeksli. İktidarın yönlendireceği büyük algı operasyonu, genel seçimin hakim atmosferini nisan ayından başlayarak belirleyecektir; Savaş ve sahte milliyetçilik

ABD, Musul Seferine hazırlanıyor

Türk iç politikasındaki seçim öncesi siyasi partilerin konumlanışı,iktidar yapısı ve Parlamento aritmetiğinde kayda değer bir değişim mesajları vermedi. Muhtemel değişiklikler Anamuhalefet partisinin 5-6 puanlık düşüşü ve Etnik oyların HDP üzerinden daha fazla sayıda milletvekili ile meclise girişi olarak bekleniyor. Ancak Dışpolitika yoluyla Türk siyaset sahnesini etkileyecek gelişmeleler çok daha köklü ve kitlesel sonuçlar doğurmaya gebe. Türkiye önümüzdeki bahar aylarında başlayacağı kesinleşen büyük Orta-Doğu hercümercinin tam ortasında yer almaya aday. Nisan ayı içinde başlayacağı tüm ciddi uluslararası araştırmacılar tarafından bildirilen Musul savaşı, Türkiye’nin seçim gündemini belirleyecek çapta olaylara yol açacak. ABD nin Irak’ın güney sınırlarında toplamaya başladığı kara birlikleri, mart ayı içinde yaklaşık 10 bin kişilik bir ‘Koalisyon gücü’ biçimine dönüştürülüyor. Eğitim birlikleri ile Kuveyt’te yerleşen ABD deniz piyadelerinin sayısı şimdilik 5 bin. Mart ayı başında Avustralya, Yeni Zelanda, Suudi Arabistan,Ürdün ordularından katılımlarla bu gücün 10 bine yükseleceği açıklandı. Irak ordusu ve yedeğindeki Şii milis güçlerinin Musul’un IŞID ın elinden kurtarılması için seferber edeceği kuvvetlerin sayısı ise 20 bin olarak belirlendi. Kuzeyden Musul üzerinde baskı yapmak için Peşmerge güçlerinden 3 tugaylık bir kuvvet hazırlanıyor. Musul’un ele geçirilmesinin IŞID üzerinde ‘ölümcül’ bir etki yaratacağını düşünen ABD askeri yetkilileri Musul sonrasında Tikrit, Hamadi, Felluca ve Ambar bölgesi kasabalarındaki Sünni aşiretlerinin IŞID kalıntılarını temizleyerek Musul ‘daki yönetimi oluşturmalarını istiyor. Bu aynı zamanda Musul’a Kürt ya da Şii Iraklıların hakim olmasını istemeyen Suudi Arabistan ve Ürdün’ün de isteği.

30 Amerikalı subay-300 suriyeli muhalif

Amerika’nın NTV televizyonunun verdiği bilgilere göre 30 Amerikalı subay ve uzman Mart ayı başında Türkiye’de Suriyeli muhalif güçlerin  eğitim-donatım işi için geliyor. Seçilecek 300 militanı 3 aylık bir kamp sürecinden geçirecek olan uzmanlar aynı zamanda bu güçlerin silahlandırılmasına başlıyorlar. ABD, Türkiye’deki kamplarda üçer aylık eğitimlerle yılda 1200 militanı yetiştirmeyi hedefliyor. Eğitilip silahlandırılacak militanların seçimini ise Türk ve Amerikalı uzmanlardan oluşan bir kurul gerçekleştirecek. Irak’ta hemen başlatılacak büyük çaplı IŞID saldırısına karşılık Türkiye’de eğit-donat kapsamındaki Suriyeli muhaliflerin çok daha yavaş işleyecek bir takvime bağlanması ise ; bu faaliyetin IŞID sonrası başlatılacak başka bir sürece bağlı olduğu düşüncesini yarattı. Zira, Irak’ta tasfiye edilmiş, ve  büyük kentlerdeki mali ve askeri desteğini kaybetmiş IŞID’ın Suriye’de de ciddi bir tehdit yaratamayacğı açık olarak görülüyor. Bu nedenle Türk-ABD ortaklığında başlatılacak eğit-donat programını, daha çok Suriye devletine karşı yönelen bir iç savaş hazırlığı olarak görmek çok daha gerçekçi. Kısaca ; Önümüzdeki bahar aylarından başlayarak Türkiye şu veya bu biçimde içinde olacağı bir savaş ortamına giriyor. 7 Haziran seçimi de ‘savaş içindeki’ bir ülkenin atmosferinde yer alacağına göre;siyasi partilerin seçim bildirgelerinde dış politika ağırlığını hissedeceğiz.

 

Mahir Tan           Londraposta-İstanbul