İngiltere, Rusya provokasyonlarını hızlandırıyor

         Rusya’nın seferberlik hazırlıklarını yayınladılar

RUSİ (Royal United Services İnstitute) İngiltere’de Savunma Bakanlığı’nın örtülü think-tankı olarak kabul edilen ve Whitehall’de bakanlığa çok yakın bir binada faaliyet gösteren bir kuruluş. Eski asker,bürokrat ve Üniversitelerin ‘War Studies’-Savaş Araştırmaları- öğretim üyelerinin faaliyet gösterdikleri RUSİ, geçtiğimiz ay kurumun imzasıyla bir araştırma yayınladı. ‘Whitehall Report- İf War Comes Tomorrow’ başlıklı 49 sayfalık araştırma, İngiltere ve İsveç araştırma kurumları üyesi Julien Cooper imzasını taşıyor. ‘Yarın Savaş Olursa’ başlığı bölgesel yada orta-Doğu savaşlarından birini değil, Rusya’nın büyük çaplı bir saldırıya uğradığında seferberlik hazırlıklarını ve ülkenin bunu gerçekleştirme gücü ve hızını inceleniyor.

Rusya’nın Sovyetler Birliği döneminden beri uyguladığı seferberlik planları ile başlayan RUSİ raporu, beklendiği gibi, 2000 sonrası, özellikle Putin döneminde biçimlendiği şekli ile seferberlik planları ve savaş hazırlıklarını inceliyor. Rusya’nın Başkanlık,Savunma Bakanlığı ve Genel Kurmay Başkanlığı kaynakları yanında, Rusya konusunda araştırmalar yapan Batı’lı kaynaklara dayanılarak hazırlanan‘Whitehall report’, zikredilmemesine karşın ‘hard İnformation’ özellikleri taşıyan ‘kişisel raporlara’da yer veriyor.

Putin’in onayladığı 2016-2020 Seferberlik Planı

RUSi raporu, Rusya’nın genel olarak Sovyetler Birliği döneminden başlayarak 2000 yıllarına kadar izlediği seferberlik anlayışının Putin döneminde ‘çok fazla ayrıntılı ve masraflı’ bulunduğunu son dönem planlarının ise bu çerçevede daha basit, daha az kurumun katılımıyla ancak daha merkezi bir yapıya dönüştürüldüğünü kaydediyor. Son olarak geçerli olan seferberlik planının Başkan Putin’in 2015 yılında onayladığı ve 2016-2020 yılları arasında geçerli olacak olan plan olduğuna dikkat çeken ‘Yarın Savaş olursa’ raporu, Rusya’nın ‘adı konulmamış bir de facto seferberlik’ içinde yaşadığına dikkat çekiyor.Bu kanıyı güçlendirmek için Başkan ve Savunma Bakanlığı yetkililerin önemli toplantılarda ‘Rusya’nın Batı’nın ambargo ve silahlı kışkırtmaları nedeniyle Special Conditions’ -Özel şartlar- altında bulunduğunu bu nedenle seferberlik planının sürekli olarak gündemde olabileceği’ni vurguladıklarına işaret eden RUSİ,’Rusya’nın de facto bir seferberlik rejimi altında gündeme gelebilecek kuralları her an için uygulayabileceğini’ni ifade ediyor.

Ülke 4 askeri bölgeye ayrılıyor.

RUSİ raporunda mevcut seferberlik planı içinde Rusya’nın 4 askeri bölgeye ayrıldığı ve merkez fonksiyonu gören Ekaterinburg’un toplam olarak 29 askeri birimi kontrol ettiğini kaydediyor. Bu dört bölge Batı’da St. Petersburg, Güneyde Rostov,Merkez Ekaterinburg ve Doğu’da Khaborowsky olarak belirtilirken, ‘mevcut de facto’ seferberlik anlayışına uygun olarak son iki yıl içinde Batı ve Güneybatı’ya önemli sayıda kara birlikleri sevkedildiği vurgulanıyor. Hava kuvvetlerinin Batı,Merkez ve Güney bölgelerindeki üslerde tutulduğuna işaret eden RUSİ raporu, ‘ Rusya’nın stratejik hava gücü açısından NATO kuvvetleri karşısında dengeli bir güce sahip olduğunu, taktik ve konvansiyonel hava gücü açısından yetersiz olduğu vurgulanıyor. Seferberlik sırasında hava ve kara gücünü takviye edecek sanayinin, yanında demiryolları, petrol ve doğalgaz boru hatlarına ayrılacak mali kaynakların tamamen merkezi kontol altında olduğunu yazan RUSİ, NATO ve İngiltere yetkililerinin şu sıralarda yürüttüğü aktif propaganda olan, ‘Rusya’nın savaş hazırlığı içinde’ olduğunu kanıtlamaya çalışan bir rapora imza atmış.

İngiltere, provokasyonun başını çekiyor

Rusya’ya NATO ve Batı blokuna dahil ülkelerin uyguladığı en yoğun baskı, Doğu ve Kuzey Avrupa üzerinden yürütülüyor. İki yıl önce Ukrayna’da yapılan ‘Maydan’ darbesinden sonra Ukrayna üzerinden denenen askeri harekat tutmayınca, geliştirilen ‘Rusya, Doğu Avrupa’yı işgal etmeye hazırlanıyor’ propagandası ile Polonya,Baltık ülkeleri, Romanya topraklarında askeri yığınak yapılmaya başladı. Batı medyasında ‘Rusya’ düşmanlığı filli olarak BBC,İngiltere Hükümet Yetkilileri ve Londra’da kurulu think tank ve medya organları tarafından yürütülüyor. İçte ve Dışta Dünya’nın en gerici yönetimlerinden biri olan İngiltere Muhafazakar Parti’nin izlediği Neo-Con politikalar, İşçi Partisi içinde Corbyn Karşıtlığı ile yaratılan Blairci-Yahudi milletvekilleri ittifakına dayanan NeoLiberal akım tarafından desteklenirken, Dünya’nın en tehlikeli Atom silahı olan Trident denizaltı füzeleri İngiltere Parlamento’sundan bu ittifak tarafından geçirildi. Son iki yılda ABD’nin benimsediği askeri doktrin gereğince AB ve Orta-doğu’dan çekilerek Asya-Pasifik hattında Çin Ordusu karşısına yığınak yapmaya başlamasına paralel olarak Avrupa’daki askeri boşluğu doldurmaya aday ülke İngiltere oldu. Ülkede iç kamu harcamalarını keserken,nükleer ve askeri yatırımlara ağırlık veren İngiltere, yürüttüğü ‘Ruslar geliyor’ kampanyası ile de Avrupa’da hakim olan Neoliberal düşünceyi etki altına almaya çalışıyor.

Mahir Tan         LondraPosta-Londra