Rusya ‘Kürt Koridorunu’ kesti

SAVAŞ OYUNU VE GERÇEK

Paris terör katliamı ve Antalya’da yapılan G 20 toplantısı terör ve can korkusu içinde yaşamaya başlayan Avrupa halkları önünde garip bir yarışmanın başladığını gösterdi. Bir yanda Paris katliamı, bir yandan da kapıya dayanan 800 bin göçmenin yaratabileceği potansiyel tehdit altında kalan Avrupa halkları bir an önce can güvenliğini sağlamaya çalışıyor. Bu ise en kestirme ve çabuk yoldan IŞID denilen ultra-terör örgütünün ortadan kaldırılması demek. Paris’te yerdeki kanlar kurumadan toplanan G20, şöyle bir tabloyu koydu ortaya;  Obama ve izleyicilerinin oluşturduğu (ABD- İngiltere-Fransa-Türkiye- Suudi Arabistan) gurubu, IŞID’ın ortadan kaldırılması hedefini, kendisini Rusya desteği ile sağlama alan Esad rejiminin devrilmesi ile ortak bir ajendaya bağlamaya çalışıyor. Şu sıralarda Avrupa kamuoyuna giderek daha sevimli gelmeye başlayan Putin ve Muhtemelen Çin Halk Cumhuriyeti ise Rusya Hava Kuvvetleri ile ittifak yapacak olan Batı ülkelerinin tek hedef olarak IŞID ı belirlemeleri ve Esad rejiminin geleceğini Suriye halkına bırakmaları çizgisinde ısrarlı. Batı Medyasının saklamaya çalıştığı bir gerçek ise savaş alanındaki fiili durum. Rusya’nın havadan ve karadan desteğini alan Suriye ordusu hızlı bir biçimde IŞID ve diğer terör örgütlerinin kontrolündeki köy ve kasabaları temizliyor. Buna karşılık ABD ve Koalisyon güçleri  daha çok kendi vatandaşları olan IŞID terör militanlarını vurarak Avrupa tribünlerine oynuyor. Karada toprak kazancı ise büyük ölçüde Esad rejiminin kontrolünde kalacağına inanılan topraklar dışında Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’deki Kürt Kantonlarının genişlemesine yönelik operasyonlar. Kobane,Sincar gibi.

Halep Suriye’de kalırsa..

Rusya’nın askeri müdahalesi sonrasında değişen güçler dengesi, Batı’da tüm planların yeniden gözden geçirilmesine yol açtı. Bunu en açık bir biçimde İngiltere yönetimi ve Parlamentosu’nda izleyebiliyorsunuz. ABD kongresinin Cumhuriyetçi kesimi yanında Suriye’ye karşı en saldırgan politikaları temsil eden İngiliz Muhafazakar Parti, ‘Suriye’de bombalamalara katılma önerisini Parlamento’ya süremedi. Antalya’da yapılan G20 sonrasında  Başbakan Cameron’un Parlamentodan teklifi geçirebilmek için ‘üstü kapalı bile olsa’ Putin’den bir ‘olur’ alma çabası içinde olduğu belirtiliyor. İngiltere Parlamentosu ise,İşçi partili muhalefet dışında çok sayıda Muhafazakar milletvekili ile, İngiltere’nin devam eden bombalamalara bir kaç uçak daha eklemesinin sonucu değiştireceğine inanmıyor.Risk ise bir yandan terörü Londra’ya davet etmek bir yandan da zaten havada olan Rusya ile ortamı gerginleştirmek olarak tanımlanıyor.

Politik-Askeri açıdan son dönemin en önemli gelişmesi ise yaklaşık 3 yıldan beri IŞID ve El Kaide elinde bulunan  Halep’in Suriye ordusu tarafından ele geçirilmek üzere oluşu. Batı Medyası’nın hasıraltı etmeye çalıştığı gelişmeler yaşanıyor. Bu gelişmeleri Suriye basını, Ordu kaynakları ve de savaş bölgesindeki yegane medya organı olan Russia tv de izleyebiliyorsunuz. Son 2 ay içindeki askeri gelişmeler sonunda Suriye ordusu Türkiye sınırına yakın bölgelerdeki İdlip, Jisr el Shugur ve Kuweires gibi bölgelerdeki yüzlerce köy ve yerleşim birimini ele geçirdi. Ülkenin ikinci büyük kenti Halep ise % 70 itibarıyla Suriye Devlet güçlerinin elinde.

Batı ülkelerinin yeniden hesap yapmak zorunda kalışlarının gerçek nedeni bu ; Şam ve tüm büyük kentleri elinde tutan ve üstelik Rusya’nın hava şemsiyesi altında bulunan Suriye devleti ve Esad rejimini yıkmak artık bir hayal olmak üzere.

‘Kürt koridorunu’ Rusya kesti

Avrupa’da ortaya çıkan terör ve katliam tehditlerinin ‘yarattığı’ yeni ortam içinde Türkiye dış politikası da gerçek temellerine oturmaya başladı. Bu temel AKP nin tamamen hayal ve siyasi boşluklara dayanarak ürettiği ‘Osmanlı’ safsatası ile Suriye’den toprak kapma beklentileri yerine, ABD’nin dümen suyunda yürütülen uyum politikası. 1 Kasım seçimleri ile iç politikadaki hedeflerine ‘kazasız belasız’ ulaşabilen AKP’nin, Rusya ve Suriye Ordusunun Kuzey Suriye’de yürüttüğü askeri kampanya sayesinde eli iyice rahatladı. Erdoğan’ın ‘Kürtleri Fırat’ın Batısına geçirmeyiz’ söylemi Fırat’ın batısında IŞID’ı temizleyen Rusya-Suriye tarafından hayata geçirildi. Artık 2011 öncesi topraklarının % 70 ine  fiilen sahip çıkan Rakka ve Dayr e Zor dışında tüm büyük kentleri kontrol altına alan bir Suriye var. ABD ve Emperyal Batılı güçlerin  ‘Esadsız çözüm’ formülü ‘bir başka bahar’ için beklemeye alınmak zorunda…

 

Mahir Tan        LondraPosta-Londra