Rus Polisinin Soruşturmasını Bekleyelim

 Rus Polisinin Soruşturmasını Bekleyelim

Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov’un ölümüyle sonuçlanan iğrenç suikastın gerçek hedefini,yarattığı etkiyi ve yakın gelecekteki sonuçlarını görebilmek için güvenlilir bir soruşturmanın sonuçlarını beklemek zorundayız. Bunun için suikasttan 20 saat sonra Ankaraya gelen 18 Kişilik Rus soruşturma ekibinin ortaya çıkaracağı bulgular ne olduğunu ve daha önemlisi neler olacağını anlamak için elverişli bir zemin yaratacaktır. Rusya’nın önemli medya organları Karlov suikastı konusunda ‘ Cumhurbaşkanlığı,Bakanlar ve onları izleyen medya organlarının’ olayın hemen akabinde adres olarak gösterdikleri ‘FETÖ örgütü’ açıklamaları tatmin edici bulmuyorlar. Pravda, Suikasta ilişkin resmi yorumunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘bir an bile süphe etmeksizin’ FETÖ örgütünü suçlamasına dikkat çekiyor.

Güvenlik Zaafı mı ?

Büyükelçi Karlov’un Ankara’da yaşamını kaybetmesinin tartışmasız olarak ilk nedeni güvenlik zaafı olarak gösteriliyor. Halep olayları ve Halep’te yalnız bırakıldıkları ve terkedildikleri kanısında olan El Kaide türevi örgütlerin 1 Numaralı hedefi olan Büyükelçi Karlov’un hiç bir Türk polisinin koruması olmaksızın bir sergi açılışı gibi kamuya açık bir etkinlik sırasında öldürülüşü başka türlü izah edilemiyor.

Ancak, ‘suikastın amacı’ olarak belirtilen Türkiye-Rusya yakınlaşmasını baltalama hedefi yalnızca bir güvenlik zaafının belirlenmesi ile sınırlı değil. Son 10 gün içinde ortaya çıkan olaylara bakıldığında, iç içe geçen bir sarmal biçiminde tırmanan bir iç  ve dış güvenlik sorunu. Kanlı olaylarla ortaya çıkan gelişmeler hem PKK terörü hem de Türkiye’de görev yapan en önemli Büyükelçiyi bir intihar eylemcisi feda ederek öldürebilecek kadar örgütlü guruplar için cesaret verici görünüyor. Kısacası, Türkiye-Rusya-İran arasında cinayet günü Moskova’da yapılan Orta-Doğu’da Güvenlik toplantısı, bir yönüyle de ‘Türkiye’de Güvenlik’ sorunu olarak bir ek gündem yaratıyor. Rusya,İran ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin,yakın gelecekte,en azından kendi diplomatik misyonlarını korumak için, bu konuda girişimlerde bulunmasını beklemek yersiz olmaz.

‘Üst Akıl’ şikayetçi

Siyasi Propaganda ezberlerini bir yana bırakırsak, Karlov’un öldürülmesinin Türkiye-Rusya-İran arasında giderek çeşitlenen işbirliği ve yakınlaşma adımlarını engelleyemeyeceği açık olarak görülüyor. Suikastın hedefinin bu olduğunu söylemek de ‘Üst Akıl’ dediğimiz gücü ‘hafife almak’ olur. Dünya’nın 1 Numarasında yönetim değişikliği yaşandığı şu sıralarda, Türkiye’nin aldığı jeostratejik eğilimlerden en çok rahatsız olan kesim, Batı’nın Askeri örgütü NATO ve ABD nin yeni yönetiminin ‘açıklanan’ çizgisinden rahatsız olan AB yöneticileri. Ayni kesimin sivil ve askeri temsilcileri açıklamalarıyla bu gelişmeyi Halep olayında net olarak gösteriyorlar.Obama ve Orta-Doğu’da rejim değişiklikleri politikasının temsilcileri olan üst akıl liderleri Halep’te bir biçimde müdahale politikasını Birleşmiş Milletler’e taşımak yanında bu gerekçe ile Rusya ve İran’a karşı yaptırımlar politikası uygulama girişimindeler.

Karlov Suikastını bir cinayetin ötesine ve geleceğe taşıyan tehlike,İsrail ile birlikte, Uluslararası savaş lobisi olarak adlandırılabilecek bu bloğun, Ankara suikastının bir biçimde arkasında bulunma ihtimali.

Dün Ankara’ya inen 18 Kişilik Rus Soruşturma ekibi bunun izlerini arıyor.

Mahir Tan       LondraPosta-Londra