Riyad’da Büyük güçler anlaşması

        Suriye’de yolun sonuna doğru

Suriye’de 1 Ocak 2016 da başlayacak görüşmeler takvimi, bu ülkeyi yeni bir çerçeveye taşıyacak işaretleri verdi. Hafta başında Kuzey Suriye’de toplanan Kürt Kongresi yanında 10 Aralık günü Riyad’da yapılan Anti-Esad muhalefet kongresi gelecek için düşünülen ‘federe’ unsurlardan ikisini ortaya koydu. Rusya’nın hava gücü ile tahkim edilmiş Esad kontrolündeki Şam ve Batı Suriye de ‘muhtemelen’ merkezi fonksiyon olarak yeni Suriye’de yer alacak. Tarafların çizdiği haritalar ise etnik ve dinsel yapılaşmalarla uyumlu. Şam kontrolündeki bölgede yer alan Suriye’nin üçüncü büyük kenti Hama’dan kalan son muhalefet militanlarının da kentten BM denetiminde çıkarılması aslında Suriye konusunda varılan ilan edilmemiş anlaşmanın bir kanıtı.

  IŞID-El Nusra- Ahrar El Şam

10 Aralık günü Riyad’da yapılan Kongre ve alınan kararlar ABD liderliğindeki koalisyon için bağlayıcı sonuçlar doğuruyor. Kongre kararlarında ‘Esad’sızlık’ zikredilmesine rağmen, ‘devlet yapısının korunması ve kurumların muhafaza edilmesi’ ifadesi Esad konusunun daha çok ‘dalgalanmaya bırakılacağını’ gösteriyor. Sonuç olarak Federal bir Suriye devleti düşünülüyorsa, ülkenin büyük kentleri ve Batısında yaşayan halkın Orta-Doğu’daki tek laik toplumsal yapı olan mevcut rejim dışında bir yaşamı kabul etmeyeceği biliniyor olmalı. Suriye halkının Alevi,Hristiyan ve Laik Sünni tabanınından meydana gelen çok önemli bir bölümü Esad yada çevresinden bir lider olmadan hiç bir anlaşmaya imza atmayacaktır.

Suudi Arabistan’ın Başkenti Riyad’da yapılan kongre, katılmayarak kendi kongrelerini yapan Kürtler dışında, Salafi- Cihadi terör guruplarını da devre dışında bıraktı. Ülkenin kuzeybatısında Türkiye Sınırı çevresinde bir bölgeyi kontrol altında tutan El Nusra (El Kaide) yanında, en önemli terör guruplarından biri olan Suudi Arabistan destekli Ahrar El Şam’da kongreyi terketti. Ahrar el Şam’ın yaptığı açıklamada ‘Kurulacak devletin İslami karakterde olmasının belirtilmemesi ve kongreye ‘devrimci’ örgütlerin çağırılmaması’ çekilme gerekçesi olarak belirtildi. İçinde çok sayıda yabancı militan barındıran El Nusra ve Ahrar El Şam’ın artık ‘Anti-Esad muhalefet’ olarak yer almayacağı ‘yeni muhalefet’ anlaşıldığı kadarıyla Batı ve Rusya’nın ortak olarak desteği altında IŞID işgali altındaki topraklarda savaşmaya yönelecek.

Anlaşma ABD-Rusya arasında

Suriye savaşının Riyad kongresi ve 1 Ocak’ta başlayacak görüşmeler süreci ile yeni bir yörüngeye oturtulması kuşkusuz ABD- Rusya ve Rusya-İngiltere-Fransa arasında varılan anlaşmaların sonucu. Bu nedenle Suriye’nin kaderini belirleyecek olan kritik adımın Putin’in Eylül ayında başlattığı askeri müdahale ile atıldığı net olarak ortaya çıktı. Rusya’nın ‘game changer’ olarak devreye girdiği Suriye müdahalesi, büyük bir ihtimalle, bu talihsiz ülkeyi Libya gibi bir felaketin içine düşmekten kurtarmaya yetecek. Rusya ve ABD liderliğindeki Batı ülkelerinin Suriye savaşına son dört yılda olduğu gibi ‘proxy’ güçlerle katılma yerine hava kuvvetlerinden başlayarak doğrudan müdahale yolunu seçmeleri, bölgede güçler dengesini değiştirmenin yanında yeni sorun ve çatışmalar yaratma istidadı taşıyor. ABD ve Batılı Emperyal güçler,kendi kamuoylarında prim yapmayan, Suudi Arabistan, Türkiye, Katar üçlü ittifakı ile işbirliği yerine onları devre dışında bırakacak yeni formüller üretiyorlar. ABD,İngiltere ve Almanya özel kuvvetler, askeri danışman ve teknisyen statüsü altında karada askeri varlıklarını arttırmaya yönelik girişimlere yöneldiler. ABD nin Kuveyt te konuşlandırılmış 4 bin kişilik özel kuvvetleri ve Kuzey Suriye’de yerleşik İngiliz Özel Kuvvetleri Irak’ta Hamadi ve Suriye’de Rakka kentlerine yapılacak operasyonlarda yer almaya hazırlanıyorlar. IŞID a karşı savaş adı altında yürütülen bu girişimler yakın bir gelecekte Türkiye-Barzani birlikteliği ile alevlenen Kürtler arası sürtüşmeler ve Irak-Türkiye, Kuzey Irak ekseninde yer alacak petrol çatışmaları nedeniyle Orta-Doğu’da kazanın her hal ve durumda kaynamaya devam edeceğini gösteriyor.

Mahir Tan     LondraPosta-Londra