‘OSMANLI TOKATI’NDAN ‘ORTAK MEKANİZMA’ YA

      ‘Osmanlı Tokatı’ndan Ortak Mekanizma ya

 

Bu gerçek bir Osmanlı tokatı oldu !.  Türkiye-ABD ilişkilerinde köprülerin atılacağı hayaliyle Tillerson’un gelişini bekleyenler, uzun bir süre için  bekleme odasına alındılar. İş ‘komisyona havale’ edildi.  Ortak açıklama olarak yayınlanan belgede altı çizilecek tek bölüm; Suriye konusunda kurulacak ortak mekanizmalar ve Mart ayı sonunda yapılacak  toplantılar.

ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’ın soru cevap açıklamalarına bakılırsa ABD önümüzdeki dönem gelişmeleri içinde Türkiye’nin SS 400 alımı dahil  bir dizi önemli konuda ‘müttefiki’ Türkiye’yi aydınlatacak. Suriye’nin Toprak bütünlüğünü savunduklarını ileri süren tarafların Cenevre’de yapılacak barış görüşmelerine bağlılıklarını beyan etmeleri türünden ‘lafı güzaf’ bir yana bırakıldığında ortada kalan ‘Afrin’ harekatının sonucunun beklenmesi..

Bırakın birkaç ay sonrasının meselesi olan Münbiç’te pozisyonunu belli eden ABD nin tutumuna ilişkin görüşmeleri,  hemen önümüzde devam eden bir Afrin olayında bile ciddiye alınır hiç bir görüşme yok.

Türkiye-ABD ilişkilerinde bir tür pazarlık döneminin başlangıcı olarak tanımlanabilecek Ankara görüşmeleri Suriye alanında yeni hiç bir şey yaratmadı. Önümüzdeki süreç içinde, ABD’nin ‘henüz imza atılmadı’ dediği  SS400 alımı konusunda, muhtemel bir Partiot yada hızlandırılmış bir İtalyan-Fransız Hava Savunma sistemi Eurosam projesinin gündeme geleceğini ve buna Kuzey Suriye’de askeri ve sivil yerleşim projelerinin eşlik edeceğini  beklemek yerinde olur.

     Fırat’ın iki yakası

 

Tillerson’ın Ankara ziyareti iki önemli sonuç doğurdu. Birinci olarak; geçtiğimiz haftaya ‘Tokat’ ile başlayan yönetim, hafta sonunda ‘ortaklık ve işbirliği’nde karar kıldı. Tartışmaların odak noktasındaki Membiç konusunda Tillerson hemen hiç bir söz vermediği, ‘ortak mekanizmalar’ kurulacağı belirtildi. Membiç’in ileride yeni bir nüfus politikasına tabii tutulacağı ihsas ettiriliyor. Afrin konusunda ise ; ‘sivil kayıplarına dikkat edilecek kontrollü bir savaş’ sonunda Türkiye ve ÖSO ağırlığına terkedileceği anlaşılıyor. Bunu güçlendiren bir faktör, görüşmeler biter bitmez PYD nin şu anda savunduğu Afrin yakınlarındaki Cinderes kasabasından çekileceği haberlerinin medya ya doluşması oldu. Özetle Suriye’nin kuzeyinde; Fırat’ın doğusunda ABD ve PYD, batısında Türkiye ve ÖSO kontrolü ana hatlarıyla ortaya çıktı.

Ankara görüşmelerinin ikinci önemli sonucu ise; SS 400 alımı konusundaki gelişmeler. ABD bu görüşmelerde ilk kez olarak ABD Kongresinin koyduğu ‘ambargo’ kararını gündeme getirdi. SS 400 alımını engellemek için ABD bugüne kadar ‘NATO sistemleri ile uyumsuzluk’ gerekçesini ileri sürüyordu. Rus şirketlerine ‘ambargo’ kararına karşı Türk tarafının ‘Ambargo kararınız bizi ilgilendirmez’ diyememesi ise ayrıca ilgi çekici bir ilişkinin başladığını ortaya koydu.

SS 400 ler konusunda,daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılan ‘ Anlaşma imzalandı, parası da ödendi’ türünden açıklamalar, nedense gündeme getirilmedi.

‘Osmanlı Tokat’ı ile başlayan bir sürecin, ‘işbirliği ve ortak komisyonlara’ dönüştüğü bir haftalık süreç şimdilik sona erdi. Tarafların ‘elini hafif ve çabuk tutması’ gereken Türkiye’nin Afrin olayında göstereceği beceriyi beklediği anlaşılıyor. Fırat’ın Batı yakasında kaldıktan sonra büyük bir kavga çıkacakmış gibi görünmüyor.

 

Mahir Tan                LondraPosta-Londra