ORTAK AKIL

Ortak Akıl

 

% 60 ın üzerinde bir konsensüs ulusal ortak aklı ifade eden bir yeterlik olmalı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana Cumhuriyet ilkeleri, Laiklik,Parlamenter Demokrasi, bağımsız ve üniter devlet yapısı alanlarında son yıllara kadar  ortak akıl hüküm sürdü. Bu ilkelerin toplamı Türkiye’nin kurucu önderi Atatürk tarafından armağan edildi Türkiye’ye. Cumhuriyet’in ilanını izleyen bunca yıl içinde, bu ilkelerin tümünü bir bütün olarak (Çağdaş Yaşam Tarzı) kapsayan bir program ve sistem yaratılamadı. Sosyalizm,Liberalizm gibi uluslararası akımların  içinde yer aldığı ve halkın çoğunluğunun tercihleri ile çelişmeyen bir sentez oluşturdu Cumhuriyet.

Laiklik,Parlamenter Demokrasi,Bağımsız ve Üniter Devlet yapısının omurgasını oluşturduğu Cumhuriyet, kurulduğunda 80 yıl sonra inkar edildi. 2002 yılında iktidarı ele geçiren karşı-devrim Cumhuriyet rejiminin temellerini  kademeli olarak tahrip etmeye başladı.İçinde olduğumuz 15 yıllık bu süreç  halen inşa halinde.

Karşı Devrimin nihai zaferini önlemek  yani onu temsil eden zihniyet ve siyasi partisini ilk fırsatta iktidardan düşürmek zorunda Cumhuriyet.  Cumhuriyet toplumunun karşı devrim yolunda önemli dönemeçlerden biri olan 16 Nisan Referandumundaki tutumu en azından ‘umut vericiydi’.  Maya tutmuştu.

                   ‘Hayır’ içinde gelişen akımı görmek

Referandum sonrasında geçen zaman diliminde ortaya çıkan gelişmeleri doğru değerlendirmek, ikinci kez ‘hayır’ deme şansı önümüze geldiğinde zafere ulaşmak için zorunlu şart. Bunu değerlendirmek o denli zor değil. Bir yıl önce ‘Hayır’ diyen Cumhuriyet toplumu, genel nüfus içinde niceliksel olarak büyüyor. Bunu sokaklarda, okullarda, stadyumlarda, her yerde görüyorsunuz. Konya stadyumu,Trabzon seyircisi ‘İzmir’in Dağlarında’ marşını haykırıyor. Doğrudan Atatürk referanslı bir partileşme akımı, AKP yönetiminin siyasi ittifak unsurlarını dağıtıyor. Toplumun her kesiminde, çağdışı gidişe dur diyecek yapının Atatürk ilkelerine ‘sıkı sıkıya sarılma, ona katılma ve ona dönme’ biçimlerinde gelişen bir birlik olduğu bilinci iyice güçleniyor. ‘İzmir’in Dağlarında’ marşı bu hareketin simgesidir. ‘Hayır’ süreci bu minval üzerinde büyüyerek iktidara yönelecektir.

Siyasi Muhalefet liderleri bu basit gerçeği, fazla geç kalmadan görmek ve yüzlerini ‘İzmir dağlarına’ dönmek zorundırlar.

 

Mahir Tan          LondraPosta-Londra