ORMAN YANGINLARI

ORMAN YANGINLARI

13/08/2019

Dün Marmara adasında başlayan büyük orman yangını geç müdahale edilmesiyle de büyük sayıda  ağaçların yanmasına, maddi zarara, halka ait küçük baş ve ormandaki hayvanların telef olmasına sebep oldu.  Akciğerlerimizin ihtiyacı oksijenin stok alanları olan ormanlar her yıl yanmakta veya yakılmaktadır. Bunun nedenleri arasında orman kenarındaki yolları kullanan araçlardan atılan cam ve pet şişelerinin kızgın güneşin etkisiyle mercek görevi yaparak kuru otları tutuşturarak başlattığı yangınlar, terörist eylemleri sonucu, rant sağlamak için çıkarılanlar ve insanoğlunun kötü niyetle olmasa da kendi bahçelerinde veya tarlalarında biriken otları temizlemek için dikkatsizce yakmak isterken kontroldan çıkıp büyüyüp, yayılan yangınlardır. Sebep ne olursa olsun çeşitli hayvanların da yaşam alanı olan ormanlar yanarken onlar da feci şekilde alevlere teslim oluyor.

Orman yangınlarının söndürülmesini özel şirketlerin eline bırakmış olan hükümet orman yangınlarını önleyici etkin tedbirler de almıyor. Ağaçlar arasında yapılan mangal partilerine kısıtlama getirmede sistemli bir kontrol olmadığı, yangınlara karşı okullarda iyi bir eğitim verilmediği, rant uğruna yakılan ormanlara adeta göz yumulduğu bilinenlerin dışında değildir. Berat Albayrak bütçe yok  diyerek 10 bin orman ve yangın söndürmede eğitimli çalışanı sorumsuzca işsiz bırakması da yangınları körükledi.

Yerli veya yabancı ortaklı maden arama şirketlerine verilen ağaçları kesme hakkı da yangınlara eşdeğerdedir. Örneğin Kazdağlarına yakın orman katliamını gerçekleştiren Kanadalı şirket altın çıkarırken ve bunun %96 payını kendileri alırken bizim maden mühendisleri altın çıkartmayı bilmiyormu ki bu kadar oransız bir bölümü yabancı şirketin cebine giriyor sorusu akla geliyor.

Yanan sadece ormanlarımız mı, hemen her sahada başarısız AKP hükümetlerinin icraatları sonucu önleyemediği veya önlemediği, başaramadığı veya başarmadığı işler sonucunda yüreklerimiz de yanıyor, ceplerimiz de yanıyor, geleceğimiz de yanıyor.

İşsizlik, yüksek faiz, enflasyon ve döviz kurları, ardı gelmeyen zamlar ceplerimizi yakıyor.

500 Milyar dolara dayanmış dış borçlar ekonomiyi yakıyor.

Yap, İşlet, Devret modeliyle yapılan Havalimanları, Köprüler, Otoyollar, Şehir hastahaneleri için verilen taahhütler sonucu ödenecek milyarlarca dolar geleceğimizi yakıyor.

Kadınların öldürülmesinin, çocukların tecavüze uğramasının önlenememesi yüreklerimizi yakıyor.

Gereksiz yere Suriye bataklığına saplanarak verdiğimiz şehitler anaların, yakınlarının bağrını yakıyor.

Egedeki 18 adamızın Yunanlılara kaptırmış olmamız canımızı yakıyor.

Çağdaş eğitimden uzaklaşarak, düşünmeden öğretmeye meyilli İmam Hatip okullarının hızla yayılması sonucu Eğitimde dünya sıralamasında sonlara düşmüş olmamız geleceğimizi yakıyor.

Şehirlerimizin estetikten uzak beton yığınlarına dönüşmesi düşlerimizi yakıyor.

Hukuk Devleti olmaktan hızla uzaklaşmamız, Cumhurbaşkanı Hükümet Sisteminin demokrasiye verdiği zarar, özgürlüklerin, basın hürriyetinin kısıtlanması geleceğimizi yakıyor.

Türkiye yangınları söndürecek, yüreğimize su serpecek akılcı  bir yönetimin başa gelmesini bekliyor.

Saygı ve sevgilerimle

Erol Başarık   (Ekonomist)

Reform 2000 Party’si Genel Başkanı – İngiltere