Onur Öymen; Suriye değil,Kuzey Irak kampları için harekete geçin

PKK’nın tasfiyesi Kuzey Irak’tan başlamak zorundadır.

Eski Büyükelçi ve CHP Eski Milletvekili Onur Öymen geçtiğimiz hafta PKK tarafından şehit edilen askerlerimiz ile ilgili yaptığı bir açıklama ile, Hükümet’in PKK yı öncelikle yerleştiği Kuzey Irak’taki terör kamplarında tasfiye etmek için gerekli çabayı göstermesini istedi.

Onur Öymen’in açıklaması şöyle;

 

Türkiye içinde

PKK’yla etkili bir mücadele yapmanın ilk şartı,

PKK’nın  Kuzey Irak’tan tasfiye edilmesidir.

Dün teröre 10 şehit daha verdik. Acımız büyük. Bütün şehitlerimize Allahtan rahmet, ailelerine, yakınlarına ve bütün milletimize başsağlığı diliyoruz.

 

Üst üste yaşanan terör saldırıları ve giderek daha çok şehit vermemiz halkımızda haklı bir infiale ve tepkiye yol açıyor.

 

Sayın Başbakan kısa bir süre önce artık terörle mücadelede strateji değiştireceğiz, savunmadan çok taarruz politikası izleyeceğiz demişti. Bence bu doğru ama geç kalmış bir yaklaşım oldu. Başından beri teröre karşı taarruz politikası izlenmeliydi. Alman anti-terör örgütü GSG 9’ un stratejisi teröristlerin hiçbir zaman, hiçbir yerde kendilerini yarım saatten çok güvencede hissetmemeleri, devlet güçlerinin her an bunların peşlerinde olduğunu göstermesi ilkesine dayanmaktaydı.

 

Amerika’nın 11 Eylül saldırısından sonra İçgüvenlik Bakanlığı olarak izlediği politika teröristlerin Amerikan topraklarına ayak basmadan bertaraf edilmesi hedefine dayalıydı.

 

İspanya Hükümeti ETA terörünü bitirmek için önce örgütün Fransa’daki bağlantılarını kesmeyi amaçlamıştı.

 

Dünyadaki bu gelişmeleri de dikkate alan CHP başından beri “Elinden silahı bırakmayan bir terör örgütüyle müzakere edilmez, mücadele edilir” görüşünü savundu.

 

Son terör saldırılarından sonra Sayın CHP Genel Başkanı

Kemal Kılıçdaroğlu, “Varsa bir sorun getirin çözelim. Ne istiyorsanız çözelim, yapalım, ‘bu dursun artık yeter’ diyoruz” dedi.

 

Kılıçdaroğlu “terörü bitirmek için ne gerekiyorsa verelim, bizden ne istiyorsanız her türlü katkıyı verelim dedik. Yasa değişikliği, hay hay buyurun yapın, anayasa değişikliği, hay hay buyurun yapın. …Bu işin sorumlusu siyaset kurumudur” görüşünü savundu.

 

Terörün ulaştığı boyut karşısındas Sayın Kılıçdaroğlu’nun tepkisini doğal karşılamak lazım. Ancak muhalefetten ne beklendiğini iktidara sormak yerine iktidara ne yapması gerektiğini söylemek daha doğru olmaz mı? Muhalefetin esas görevlerinden biri iktidara yol göstermek değil midir?

 

Siyaset kurumunun terörle mücadelede hataları ve eksiklikleri olmuştur ama terörün başlıca sorumlusunun binlerce insanımızın canını alan terör örgütü olduğu unutulmamalıdır.

 

 

Bence bu aşamada iktidara söylenebilecek olanlar şunlardır:

– Kuzey Irak!’tan PKK’nın tasfiyesi için gerekli askeri müdahaleyi yapmak için i2003 yılından itibaren Meclisten istediğiniz yetkiyi verdik. Ancak bugüne kadar böyle bir tasfiye sağlanamadı.

 

– Irak Hükümetini ve Barzani’yi PKK’yı Irak topraklarından uzaklaştırmaya zorlayıcı diplomatik önlemler gerçekleştirilemedi.

 

– Büyük devletleri aynı doğrultuda harekete geçmeye ikna edemedik. Hatta onların PKK’yı başka terör örgütlerine karşı kullanmalarına engel olamadık.

 

– Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. PKK en kısa zamanda Kuzey Irak’tan tasfiye edilmelidir. Türkiye’ye yönelik en büyük tehdit Kuzey Irak’tan gelmektedir. Bu nedenle öncelikli hedefimiz Suriye’nin Kuzeyinden önce Irak’ın Kuzeyindeki terör merkezini bertaraf etme olmalıdır.

 

– Türkiye içinde PKK’yla etkili bir mücadele yapmanın ilk şartı budur.

 

Bu aşamada bütün CHP’lilerin terörle mücadele konusunda tam bir birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmaları büyük önem taşımaktadır. Kuşkusuz bu aşamada bir CHP milletvekillnin Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı sırasında devlete karşı silahlı başkaldırıda bulunan bir liderlerin resmini taşıdığı yolunda basında yer alan bilgiler ve resimler Partinin etkinliğini ve itibarını arttırıcı yönde olmamıştır.

 

Terörle mücadelede başarının en önemli koşullarından biri devlete karşı geçmişte ve bugün terör ve şiddet eylemlerinde bulunanları yüceltmek değildir

Neriman Fidan