Olabileceklerin en kötüsü,en iyisi

  Olabileceklerin; En iyisi-en kötüsü

7 haziran seçimleri sadece 1 hafta sonra. Şimdi söyledikleriniz ve yazdıklarınız sıcağı sıcağına elinize yapışır. Yazdıklarınız ve söyledikleriniz ile seçim sonuçları arasında ‘dağlar kadar’ fark olursa, parti lideri iseniz istifa etmeniz, köşe yazarı iseniz okuyucularınızdan özür dilemeniz gerekir. Ne var ki bunu yapmayacağınızı biliyoruz. Deneyimlerle sabit oldu bu böyle.

İnsanlarımız sandığa giderken öncelikle ne yapmak istediklerine karar vermeliler. Sonuçlarda sizin de küçük bir payınız olsun istiyormusunuz ?

İstiyorsanız, yapacağınız ilk iş, partilerin yaptığı ajitasyon çukurundan uzaklaşarak gerçeklere en yakın olabilecek sonuçları değerlendirmeye çalışmanız.

7 haziran’da 13 yıldır iktidarda olduğu için çok iyi tanıdığınız AKP yi % 40 ın altına çekebiliyor mu sunuz ? Yapabilseniz iyi olur ama, bu sizin elinizde değil. Yüzlerce Belediye, seferber edilmiş devlet kurumları, valiler, kaymakamlar, okul müdürleri varken, bu sonucu sağlamak sizin oylarınıza değil, 3 seçimden beri bu partiyi oylayan ‘mütedeyyin vatandaşlara’ bağlı. Onlar ise ellerine tam yüzyıl da bir kez geçen bu fırsatı tepmek niyetinde değiller. Cumhuriyet bu büyük badireyi atlatabilirse, onu, bir daha böyle yakalayamazlar.

      Hazırlık ‘Yeni Anayasa Referandumu için’

Önümüzdeki seçim sonuçları için doğrudan hayal dünyasına hitap eden Erdoğan’ın 400 milletvekili ile Başkanlık sistemi kuracağı masalı olabileceklerin şüphesiz en kötüsü. Ne var ki gerçek yaşamda böyle bir tehlike görünmüyor. En kötü ikinci proje ise AKP lilerin utangaç olanlarının desteklediği ‘baraj atlatma’ kurgusu. Sadece ve sadece bu durumda ‘Erdoğan’ın başkanlık’ projesi menzil içine girebelir. Bu nedenle kendinizi ‘ilerici’ olarak sayıyor ve ‘etnik partiye’ oy veriyorsanız, doğrudan doğruya cehenneme odun taşıyorsunuz demektir. AKP+HDP= 350 ile doğabilecek olan bu tehlike savuşturulabilirse, en azından yeni bir anayasa referandumuna kadar zaman kazanılmış ve  ciddi bir meydan savaşına hazırlanma olanağı yakalamış demektir yaralı Cumhuriyet.

        İstanbul 3. bölgede oturuyorsanız sorun ahlaki karakterdedir

Yukarıda özetlemeye çalıştığımız seçenekler dışında kalan oylama yöntemleri, bizim bazen ‘palavra’ demek istediğimiz, piyasada ‘ajitasyon’ olarak sunulan ve bu fani Dünya’ya ait olmayan alanlarda cereyan etmektedir. Kuşkusuz insanları böyle yollara sürüklemenin bir de siyasi sonuçları olması gereklidir.

Muhalefet cephesinde ciddiye alınabilecek ve desteklenebilecek tek gelişme ise ; Orta Anadolu ve metropollerde ‘Türkçü’ kıpırdanma olacaktır. 7 haziran, ülkemize bir ‘güzellik’ yaparsa, bu bölgelerden gelecek bir rüzgar sonuçları etkileyecektir.

İstanbul 3. seçim bölgesinde yaşıyor ve kendinizi ‘Cumhuriyetçi’ olarak hissediyorsanız yapmamanız gerek bir şey var; Bu bölgede bir parti listesinin başına oturtulan bir ‘Alfa Ermeniye’ oy veremezsiniz. Aynı listede yer alan federasyoncular ve Atatürk’e küfür edenlere oy veremezsiniz. Zira bu noktadan sonra siyaset kalıplarını terkedip, ‘ahlak’ sınırlarını zorluyorsunuz demektir. Geceleri uyku uyuyamazsınız, cocuklarınız, torunlarınız yakanızı bırakmazlar.

 

Mahir Tan        LondraPosta- Londra