Olabileceklerin En İyisi

Çok hızlı gelişen Türkiye’nin politik gündeminde çok önemli bir sürpriz olmazsa 24 Haziran seçimlerinde muhalefetin Amiral gemisi CHP nin kaptanı Muharrem İnce. Daha önce ismi gündeme gelen aday adaylarına bakarak İnce’nin CHP adayı olarak gösterilmesinde bir yanlışlık olduğu söylenemez. İnce dışında adaylığı yadırganmayacak bir başka isim de Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen olurdu. Sonuç olarak Muharrem İnce, CHP yönetim çevrelerindeki bazı kişiliklerin dışında parti üyeleri tarafından en büyük desteği sağlayacak isim olarak yarın açıklanıyor. 

CHP nin Cumhurbaşkanı adayı olacağı kesinleşen Muharrem İnce’yi ön plana çıkaran nedenlerin başında Yalova Milletvekili İnce’nin siyasi mücadelesi ve CHP Kongrelerindeki tutumunda net olarak belirlenmiş Atatürkçü çizgisi geliyor. İnce, CHP üye tabanı ile yüzde yüz uyumlu bir aday.  24 Haziran seçimlerinde kurulacak olan ana ittifak,belli edilen temel ilkelerinde doğrudan doğruya Mustafa Kemal Atatürk tarafından taşları yerleştirilen 1923 Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş prensiplerine dayanıyor; Büyük Millet Meclisi ve Halk Egemenliği, Laiklik, Ulusal Devlet,Kuvvetler Ayrılığı ve Hukukun Üstünlüğü dörtlü ittifak tarafından kabul edilmiş ilkeler.

24 Haziran seçimlerinden demokrasi ve halkın zaferini üretebilecek seçim ve özellikle meydan çalışmalarını yürütebilecek en etkin aday yine son birkaç yıllık pratiğine bakarak Muharrem İnce. Önümüzdeki seçimlerde devlet güçleri  ve baskı kanunlarını sonuna kadar kullanacağı besbelli olan iktidarı yıkacak olan güç ise sadece ve sadece meydanları dolduracak Cumhuriyet aşığı halk kitleleri. Sokaklarda, stadyumlarda, miting alanlarında ‘Mustafa Kemal’in Askerleriyiz’ sloganı etrafında toplanan milyonlara önderlik edecek bir Mustafa Kemal’in askerini Cumhurbaşkanı Adayı olarak gösteriyorsunuz. Siyaset ve Halkla İlişkilerin en uyumlu olduğu sonucu elde ediyorsunuz demektir. 

           İyi ve Kötü Haber

3 Mayıs günü Türkiye haber gündemine oturan haberlerden ‘iyi’ olanı Muharrem İnce’nin adaylığı. Bugünün bir de kötü haberi var. Yönetimin tüm tezgahlarını ondan bağımsız görüntüsü ile açıklamak ile görevli Devlet Bahçeli’nin yaptığı ‘100 bin imzanın Feto culuk soruşturmasına tabi tutulması’ isteği. Yapılışından bir kaç saat sonra Hükümet Sözcüsü Mahir Ünal’ın sahip çıktığı bu açıklama tartışmasız biçimde bir tehdit ve seçimleri dinamitleyecek derecede önemli bir provokasyon. Büyük bir olasılıkla İYİ parti veya Saadet partisi Genel Başkanlarının seçimlere katılmasını engellemeye yönelen bu çaba en tehlikeli sonuçları doğurmaya gebe.

Öncelikle, bu girişim, yüzbinlerce imzacıya ‘soruşturma geliyor’ mesajını veriyor. Soruşturmayı ise hangi savcı ve hakimlerin yapacağını  bilmeyen yok. Bahçeli ve AKP yönetimi bu zırvaya karşı sokağa çıkması muhtemel halk kitlelerini şimdiden, daha seçimler başlamadan kırdırmaya çalışıyorlar.

‘Bütün bunlardan daha  daha elim ve vahim olarak’ bu derece büyük bir yasa tanımazlık içinde olan bir yönetimin, ‘seçimi kaybedeceğini anlayınca’ yapmaya tevessül edecekleridir.

 Bunları şimdiden düşünmek istemezsiniz. Görmeyi ise hiç….    

Mahir Tan              LondraPosta-Londra