NAKŞİ YOLU

      Nakşi Yolu

Türkiye’de gerici isyanları ve Cumhuriyet’e karşı kitlesel ayaklanmaların çok büyük çoğunluğu Nakşibendilik hareketi tarafından yürütülmüştür .  Merkezi Özbekistan’ın Buhara kenti olan nakşibendilik 18.Yy dan itibaren Şeyh Halidi Bağdadi (Halidi Kürdi) etkisiyle daha çok Irak,Doğu Anadolu taraflarında yayılmış ve bir dizi gelişme ve isyan sonunda Türkiye’deki en önemli tarikat haline gelmiştir.

Cumhuriyete karşı yapılan hemen tüm büyük isyanların Nakşibendi kaynaklı olmaları ve Doğu Anadolu’da yayılmaları, Türkiye’de Nakşi etkisini gösterir. Menemen, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarındaki yerel isyanlar ve Şeyh Said  ayaklanmaları doğrudan bu tarikat ve kollarının etkisiyle ortaya çıkmıştır. Yine bir Nakşi hareketi olmasına karşın son 50 yıl içinde ortaya çıkan ve emperyal müdahalelerle farklı bir yapı kazanan Nurculuk ve Ferhullah Gülen hareketi Türkiye’de de siyasi iktidar mücadelesinde ters düştüğü mevcut yönetim tarafından tasfiye edilince, Türkiye’nin tarikatler sistemi köklü değişiklilere uğramıştır.  Cumhuriyet karşıtı yapılaşmanın boşluk tanımayan yapısı, Gülen hareketinin boşalttığı alanlara, yine Nakşi kökenli tarikatleri doldurarak faaliyetini sürdürmüştür.

Türkiye’de Cumhuriyet’in açık ve örtülü çatışması kuruluş yıllarından başlayarak, çağdaş bir yapılaşma ve Nakşibendi yolu arasında olmuştur.  Atatürk’ün Kastamonu Nutkunda belitirtiği ve hedef gösterdiği gibi ; ‘Efendiler, biliniz ki bu memleket şeyhler, müritler, mensuplar memleketi Şeyler,olmayacaktır’. Mustafa Kemal’in sözünü ettiği kesim esas olarak halen ayni kesimdir; Nakşibendiler        

 Nakşibendi, hareketinin Türkiye’de siyaset kültürü açısından ana karakteri bu hareketin Doğu Anadolu’dan başlayarak yayılan cami cemati üzerindeki etkisi ve son dönemde belirgin hale gelen militan yapısıdır. Siyasi iktidar tarafından  tarikatlerle ilişkiler nedeniyle desteklenen bu yapı, artık saklanamaz hale gelen devlet bürokrasisi etkisiyle, sağlık,emniyet ve  yer yer ordu üzerinde çok ciddi bir ağırlık ağırlık kazanmaya devam ediyor.  

 

Türkiye’de son iki yılda yaşanan siyasi gelişmelerin bir başka yönü ise, iktidar tarafından yönlendirilmeye çalışılan bu yolun karşısında yer alan laik, çağdaş,cumhuriyetçi akımın yükselişi.

Bu yükselişin en büyük nedeni, Türk toplumundaki Laikliğin büyük desteği ve Atatürkçü düşüncenin etkisini arttırması. Toplum, Atatürk ve devrimlerinin Türkiye’ye kazandırdıklarını son 15 yıl içinde daha net olarak görmeye başladı. Tehlikede olanın ne olduğunu toplum artık kendi deneyimleri ile biliyor.

Laik Türkiye cumhuriyetinin günümüzdeki yöneticilerin kararları ve uygulamaları hiç kuşkusuz Türkiye’nin ‘ şeyhler,mürdiler, mensuplar memleketi’ olmayacağını bir kez daha onaylamak yolunda olacaktır. 

Mahir Tan       LondraPosta-Londra