MÜNİH’DE BİR CAMİ

Münih’de Bir Cami

 

Erdoğan rejiminin çöküşünün başlangıç dönemindeyiz. Muhtemeldir ki; bu sürecin ilk günü 24 haziran olacak. Gelişmeler, tv tartışmaları ve son iki gündeki Erdoğan konuşmaları bunun habercisi.

Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu Mısır Devlet Başkanı Sisi ile birlikte anması, konuşacak hiç bir şeyi kalmayan bir siyasi kişiliğin iflas ilanı gibi. ‘Kel Alaka’ argo ifadesinin bundan daha iyi bir tanımı olmaz.

Ancak, Erdoğan’ın İmamoğlu’na yaptığı Sisi benzetmesi bir seçim propagandası olarak ‘boş’ olmakla birlikte , kendi partisinin ve ideolojisinin batmakta oluşunu ifade bakımından mükemmel bir tanımlama oldu.

AKP, bir varyantı olduğu Müslüman Kardeşler örgütü ile birlikte batıyor.

Münih’de  Central Cami’de kurulan ‘Müslüman Kardeşler-Milli Görüş’ kardeşlik ittifakının Türkiye’ye düşen gölgesi idi Erdoğan rejimi.  Rahmetli Necmeddin Erbakan döneminde başlayan Almanya’ya Türk göçünün doğal bir sonucu idi Münih Central Camiinde kurulan ‘pazara kadar değil,mezara kadar’ ittifakı.

Ne var ki işin içinde ABD olunca tüm ittifaklar zaman içinde yıpranır,taraflar yer değiştirir.

Münih Central camiinde kurulan ‘Türk ve Mısırlı Müslüman Kardeşler’ ittifakı, 1928 Doğumlu ‘İhvan’ örgütünün ABD kullanımı yılarına aitti.

İhvan, ya da Müslüman Kardeşler örgütü, 1928 yılında Filistin’de kurulmakta olan İsrail devletine, Avrupa,Doğu Avrupa ve ABD den göç ettirilen Yahudi nüfusun yerleştirilmesini önlemek için kurulmuştu. Hasan El Banna tarafından kurulan örgüt, Yahudiler aleyhindeki çatışma ve söylemleri ile dönemin favori ideolojisi olan ‘Nazizm’in   dikkatini çeker.

Hemen tüm kurucuları bir Nazi Albayı tarafından toparlanarak Münih’e getirilen ve Nazi maaş bordosuna bağlanan Müslüman Kardeşler’in  1940 lı yıllarda temel görevi; Sovyet ordusunda savaşan Kırgızistan,Özbekistan,Çerkezistan gibi Müslüman halkların yaşadığı bölgelerde faaliyet göstermek ve özellikle savaş esiri olanlarını casus olarak örgütlemeleri idi.

Gel zaman git zaman; 1945 de ABD’nin Almanya’yı işgalinden sonra, Münih camii ekibi, kurucusu olan Nazi albayı ile birlikte Doğrudan CİA Bordrosuna bağlanmışlardı.   Daha sonraki yıllarda ABD nin ‘yeşil perde’ faaliyetinde görev alan bu elemanlar Türkiye’de de faaliyet göstermişler,Komünizmle Mücadele Dernekleri ve bir dizi radyo faaliyetinde görev yapmışlardı.

Necmeddin Erbakan döneminde Münih Camiin de birleşen İhvan-Milli görüş kardeşliği, artık 2. Dünya savaşı sonrası el değiştiren sahipliğinin tercihlerine göre son demlerini yaşıyor.

ABD ve Batı Dünyası, Rusya’ya karşı savaşan İslam mücahidleri dönemini çoktan geçti. Taliban,El kaide, IŞID gibi.

Bu gelişmeleri net olarak görebilmek için gazeteci-yazar İan Johnson’ın Türkçeye Münih’te bir camii ‘ adı ile çevrilen tarihi araştırmasını okumak yetiyor.

Xxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Erdoğan’ın ‘büyük şehidi’ Mursi yazık ki, bir dönemin altın adamları olan Müslüman Kardeşlerin, çöp sepetine doğru yol aldıkları bir dönemde tarih sahnesine çıktı. İhvan’ın büyük iş yaptığı soğuk savaş,yeşil perde ve Afgan iç savaşı yıllarında favori liderler yetiştiren Said Ramadan, Seyyid Kutb gibi ideolojik şeflerle Siyasi İslam’ın bayraktarlığını yapan İhvan artık Arap ülkelerinde ve Batı’da ‘terörün ideolojik kaynağı’ olarak gösteriliyor. Suudi Arabistan,Körfez Ülkeleri ve Mısır’da yasaklanan İhvan, Mısır ve Sudan’da da askeri birer darbe ile alaşağı edİldi.

Müslüman Kardeşler- Milli görüş ittifakı bu unsurlardaki ‘genetik’ bir takım özelliklerle çakışıyor mu ?

Bunu henüz bilmiyoruz.

Bunlardan kurtulmak için mutlaka Mısır ve Sudan’daki gelişmeler mi olmalı.?

Bunu görmek için 24 haziran ve sonraki birkaç yılı görmemiz gerekiyor.

 

Mahir Tan                  LondraPosta-Londra