‘MEYDAN’ HERŞEYİ BELİRLER

‘Meydan’ Herşeyi Belirler

 

Seçim günleri yaklaşırken giderek daha net bir tablo ortaya çıkıyor. Yarışanlar siyasi partiler değil, Cumhurbaşkanı adayları. Seçimler sonucunda bir tür ‘TAMAM’ çıkacaksa bunu sağlayacak olanlar; Muharrem İnce, Meral Akşener,Selahattin Demirtaş ,Temel Karamollaoğlu. Seçim meydanlarında şimdiden görünen şu; Bu adayların herbirinin oyu bağlı oldukları siyasi partilerin üstünde..

Bunun nedenlerinden biri sistemin değişmiş olması. 25 Haziran yada 9 temmuz günü ‘esas oğlan’ Cumhurbaşkanı seçilen lider olacak. Bu en azından yeni bir Anayasa reformu yapılana kadar böyle. Cumhurbaşkanlığı için oy verecek vatandaş sandıkta desteklediği partiye oy verdikten sonra,- mevcutlar içinde tercih ettiği-  Cumhurbaşkanı adayına oy verecek. Özellikle 2. Tur tamamen bu minval üzerinde.

Meydanlarda seçime 29 gün kala oluşan yapı şöyle ; Muharrem İnce ve Meral Akşener ,kısmen Karamollaoğlu kurulu olan siyasi yapıyı değiştirebilecek çapta adaylar olarak ön plana çıktılar. Seçim günü yaklaştıkça, anketlerde hissedilmeye başlayan İnce- Akşener ağırlığı fiilen Erdoğan’ın oyları ile dengeyi sağladı. Cumhurbaşkanlığı Seçiminin ikinci turunda yarışacak olan denge 1. Turda pek muhtemel olan yaklaşık % 45 lik  İnce,Akşener- Erdoğan oyları. Muhalefet kesiminde, önümüzdeki günlerde büyük sürprizler olmazsa, Muharrem İnce ikinci tura kalan aday olur, Erdoğan karşısında. İnce,Akşener ve Temel Karamollaoğlu oyları arasında kritik akışkanlık sağlanabilirse Erdoğan iktidarı kaybeder. HDP adayı Demirtaş’ın oylarının çoğunluğu,olayların normal akışı değişmezse, İnce’ye gider.   

Cumhurbaşkanlığı seçiminde daha net görülebilen yada yaklaşık olarak ifade edilebilen tablo, Parlamento seçiminde bu denli berrak değil. 600 üyenin TBMM Milletvekili seçimi tek turlu ve verdiğiniz oy kalıcı sonuçlar doğuracak. 24 haziranda Parlamento düzeninde ortaya çıkacak tablo 8 temmuza kalacak Cumhurbaşkanlığı Seçimini çok ciddi olarak etkiler. Erdoğan rejimi için ‘Tamam’ diyen bir Parlamento çoğunluğu sağlanabilirse, İkinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimi onunla uyumlu bir sonuç verecektir.

24 Haziran seçimlerinin milletvekili oylarında muhalefetteki siyasi partiler arasında oy kaymaları bekleniyor. Bu kaymaların, son günlerin tartışma konusu olan Milletvekili aday listeleri sorunu dolayısıyla önemini arttırmakla beraber tayin edici çapta olması öngörülmüyor. Zira kayacak oylar sonuç olarak ‘tamam’ partileri arasında kalacak. Bunlardan net olarak görülenler CHP den HDP’ye kayacak olan bir-iki puanlık oylar ve Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı adaylığı ile asgariye düşürülen, CHP’den İYİ partiye Ege,Akdeniz ve Trakya bölgelerinde kayması düşünülen oylar. CHP-İYİ PARTİ-HDP- Saadet partisi milletvekilleri sayısının Mecliste çoğunluğu sağlayacak 300 üzeri milletvekilini çıkarması normal bir sonuç olarak kabul edilmelidir.

 

Siyasi Partiler Kanunu değişmelidir.

 

24 haziran-8 temmuz seçimleri Türkiye’de net bir iktidar değişikliği getirirse, Türkiye yeni bir restorasyon dönemine girecektir. Adaylardan Muharrem İnce’nin verdiği zamanlamaya göre bu süre ‘en az iki yıl’ sürecek. Adalet reformu ve Kuvvetler ayrılığının ‘fiilen’ ve hemen gerçekleştirilmesinin gerektiği ilk dönemde, değiştirilmesi gereken önemli yasalardan biri de Siyasi partiler kanunu. Siyasi partilerde lider hegemonyasına yol açan ve parti liderlerinin ‘son kertesine kadar kullandıkları’ liderlik sultası ortadan kaldırılmadıktan sonra seçimlerin halkın iradesini yansıttığı kesinlikle söylenemez.

Cumhurbaşkanlığını kazanma olasılığı ciddi olarak mevcut bulunan adaylardan Muharrem İnce’nin kendi deneyimleri ile yakından tanıdığı Siyasi partiler ve Kongre sistemi var oldukça halkın iradesini siyasi partiler yoluyla belli etmesi bir lafı güzaf olarak kalacaktır.

Dün Saadet Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı temel Karamollaoğlu’nun TV de yaptığı bir açıklama bu konudaki ihtiyacın aciliyetini bir kez daha ortaya koydu. Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanlığı  için aday belirleme görüşmeleri sırasında ; ‘Çatı adayı olarak Abdullah Gül’ü gösterme konusunda CHP heyeti ile mutabık kaldık. Ancak Meral Akşener adaylıktan çekilmeyince bu olasılık ortadan kalktı’ diyerek şimdiye kadar söylenti olarak kalan bir siyasi gelişmeye resmiyet kazandırdı. CHP liderliğinden bir yalanlama gelmezse, doğru olarak kabul edilecek bu iddiaya göre, Akşener, adaylıktan çekilseydi, şu sıralarda muhalefet ‘çatı adayı’ adı altında Abdullah Gül’ü destekliyor olacaktı. Kafaları kurcalayan soru şu; tabanının hemen tamamı Abdullah Gül’e karşı olduğu bilinen CHP yönetimi parti seçmenine Gül’ü desteklemeyi nasıl kabul ettirecekti. ?                

 

Mahir Tan             LondraPosta-Londra