‘Mapusluk Zor Sanat’

            Oyundaki Nazım, Tüm siyasi tutuklular için konuşur

3 Haziran 2016 da, Londra’da uzun zamandır özlenen oyunlardan biri sahneye konuyor.  ‘Mapusluk Zor Sanattır’ adlı oyun Tiyatro sanatçısı,oyun yazarı ve yönetmen Füsun Demirer’in eseri. Demirer’in yarattığı bu eser, 25 yıl aradan sonra Londra’da yeniden, bu kez genç sanatçı  Müslüm Alataş tarafından oynanıyor. 3 Haziran’da saat 19.30 da  Kuzey Londra’daki ‘Epic Dalston’ salonunda oynanacak olan bu oyunu ‘kaçırılmaz’ yapan bazı özellikler var;

Oyunu yaratan,yöneten, sahneye koyan Füsun Demirer ve genç oyuncu Müslüm Alataş ile  konuşup, Nazım ve ‘Siyasi Mapusluk Sanatı’ nı anlama şansınız ..

Türkiye tarihinin çok önemli bir dönemini ömrünü sanat ve özgürlük  için cezaevlerinde çürütmüş ölümsüz bir şairin ağzından dinleme olanağınız.

Türkiye ve Dünya’da ‘Bütün Dünya İşçileri Birleşin’ sesi ve çağrısına olan açlığınız..

‘Yönetmenlik’  Zor Sanat

Mapusluk Zor Sanattır oyununun yaratıcısı Füsun Demirer ile  oyun için kısa bir söyleşi yaptık. Bu konuşmada ‘Mapusluk’ kadar  ‘Yönetmenlik’ inde zor bir sanat olduğunu anladık. Onu özellikle zor hale getiren neden ise oyunun sahneye koyulacağı 3 haziran tarihinde yaratıcısı Füsun Demirer’in içinde bulunduğu şartlar. Demirer,sadece 10 gün önce eşi, yaşam arkadaşı ve fedakar tiyatro dostu Doug’u kaybetti.  27 Mayıs günü bizim de katıldığımız hazin cenaze töreniyle veda ettiği yaşam arkadaşının acısını içine gömen Demirer, aynı akşam oyuncu Müslüm Alataş ile çalışmaları sürdürmek zorunda kaldı.

Füsün Demirer, ‘Mapusluk Zor Sanat’ hakkında gazetemize yaptığı açıklamada ‘Ben bu oyunu 25 yıl önce Londra’da oynadım. Oyundaki Nazım figürü, Nazım Hikmet’i olduğu gibi aynı zamanda tüm siyasi mahkumları temsil eder. Bu nedenle oyundaki şiirler zaman ve mekan kavramının dışında, bir sırayı takip etmeyecek biçimde konulmuştur. Hiç bir kelimesine dokunulmaksızın yazıldığı biçime bağlı olarak sahnelenen şiirler bir şairin olduğu gibi herhangi bir siyasi tutuklunun da umutlarını,aşklarını,kaybettiklerini kısaca tüm yaşamlarını gözler önüne sermeyi amaçlar. 25 Yıl önce Londra’da ilk kez sahnelendiği sırada olduğu gibi şimdi de tüm izleyicilere  bir sözüm var; Nazım Hikmet  Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük değerlerden biridir. O Hepimizindir. Onun ismi hiç bir siyasi gurup,düşünce yada parti tarafından sahiplenilemez. O Türkiye’nin ve tüm Dünya’nın işçileri,yoksulları ve emekçileri için vardı ve öyle kalacaktır’ dedi.

Mahir Tan     LondraPosta-Londra