Mahir Tan ; Yeni Terör

Yeni Terör

Avrupa ve Türkiye yeni bir terör türünün ağır tehdidi altında. Avrupa içindeki Arap azınlık toplumlarının yarattığı ‘yumuşak karın’ nedeniyle terör tehdidi altında kalırken, Türkiye bir yanda Orta-Doğu’nun geçiş yolunda bulunduğu için bir yandan da Cihadi terör örgütleri ile aynı yöntemleri kullanan etnik milliyetçi terörün saldırılarına hedef oluyor. Avrupa’nın göbeği Belçika’da Ve Türkiye’de yaşananlar gerçekte aynı özelliklere sahip ‘yeni terör’ün sonuçları. Bütün sorun bu terörün nasıl önleneceği. Belçika ve Fransa’da edindiğimiz izlenimler ‘bomba teknolojisi ve sivillere saldırı’ biçiminde kendi belli eden yeni tür terörün yakın bir gelecekte ortadan kaldırılmasının olası görülmediği oldu. Belçika’nın başkentinde Havaalanı ve Metro’da gerçekleştirilen bombalı saldırılar bir ölçüde yönetimin zaaflarına bağlanabilirse de, bu tür saldırıların Avrupa’nın hemen her ülkesinde ortaya çıkabileceği görüldü. Ortadaki gerçek şu, Dünya, bombalı intihar saldırılarını karşılayabilecek bir güvenlik anlayışına ve örgütlenmesine sahip değil.

      Canlı Bombalar ile Özel Kuvvetler savaşı

El Kaide terör örgütlenmesinin değişik isimler altında gündeme geldiği son 13 yıldan beri ‘Cihad’ın en gelişmiş biçimi IŞID tarafından uygulanıyor. IŞID örgütünün Suriye ve Irak’ta devlet güçlerine karşı yürüttüğü savaşın yarattığı bir bomba teknoloijisi bugün Türkiye ve Avrupa kentlerinde uygulamaya geçirilmiş durumda. Bu güce karşılık Avrupa’nın Teröre karşı savunma tekniği ise Polis ve Askeri birlikler içinde yetiştirilmiş Özel Harekat Birliklerine ve Devlet İstihbarat Örgütlerine dayanıyor. Geçmişte görülen terör örgütlerine karşı başarılı olabilen güvenlik güçleri ‘intihar eylemine’ cevap verecek araçlara sahip değil. Gerek Avrupa güvenlik  örgütlerinin gerek Türkiye’de  Güneydoğu’da operasyonlar yapan Özel harekat polis ve ordu birliklerinin  esas olarak canlı bomba ve bombalı araç tekniğine dayanan terör örgütlerine karşı başarısı beklenenin çok altında kaldı. Zira intihar bombacılarına karşı özel harekat yada sıradan polis-asker gücü arasında önemli bir fark bulunmuyor. Unutulmaması gereken ilk kez Irak’ta ABD işgal kuvvetlerine karşı kullanılmaya başlayan canlı bomba, yol mayınları ve bombalı araçlar tekniği, bugün Avrupa Kentlerinde,Türkiye’nin Güneydoğu illerinde çok daha gelişmiş yöntemlerle uygulanıyor. Bu tür bir savaşta, önleyicilik, yapanları yakalamak ve bombalara karşı korunma gibi klasik yöntemler artık sonucu değiştirmiyor.

         Teröre meyilli toplumsal kesimleri kuşatmak

Belçika ve Fransa’da son 3 ay içinde meydana gelen terör hareketleri, olaylara kaynaklık etmesi bakımından, bazı toplum kesimlerini işaret ediyor. Avrupa’nın ortasındaki Brüksel-Paris hattında örgütlü Kuzey Afrika kökenli halk içinde son derece etkin bir terör örgütlenmesi var. Bu toplumdan çok sayıda ‘gönüllü’ savaşçı 2003 Yılında Saddam ordusuna destek olmak üzere Bağdat çevresine geldiler. Kendi bilgilenmemize göre; Yüzlerce Fas kökenli Fransa ve Belçika vatandaşı o tarihlerden beri Irak ve Doğu Suriye bölgesinde yaşamaya başladılar. 2014 yılından itibaren IŞID’ın hakimiyet bölgelerine giden Belçika ve Fransa vatandaşlarının sayısı ise 2000 civarında. Kısaca şimdilerde Avrupa’ya dönmüş olan Fas kökenli yaklaşık 1000 kişilik bir terör ordusu Brüksel-Paris hattında yerleşik durumda. Kendi içinde kapalı bir yaşam tarzı sürdüren bu toplum, siyasi ve kültürel açıdan aşiret ve akrabalık bağlarıyla birbirine kenetlenmiş durumda. Paris ve Brüksel olaylarının ardından isimleri ortaya çıkarılan terör şebekesinin önemli bir kısının kardeşler ve yeğenlerden oluştuğu görüldü.   Son 3 ayda Paris ve Brüksel’i kana bulayan terör örgütlenmesini çökertebilmek öncelikle bu toplumsal yapıyı ‘güvenlik kuşatması’ altına almakla mümkündür. Kuşkusuz Terörün ‘Cihadi’ biçimini ortadan kaldırmak nihai anlamda Irak-Suriye-Libya-Yemen gibi ülkelerin bazı bölümlerinde yerleşik hale gelen terör yapılanmalarını ‘fizik olarak’ tasfiye etmekle gerçekleşecektir.

Mahir Tan          LondraPosta-Brüksel-Paris