Kürt Rapsodisi

          Kürt Rapsodisi

Aslında bu ‘Rapsodi’ Türkiye için yazılıyor.Ama adı ‘Kürt Rapsodisi’. 2003 yılında Irak Devleti’nin yıkılışı ile başlayan, Suriye Devletinin öngörülmüş yıkılışı ile devam eden ve finalinde Türkiye ile karşı karşıya kalan bir sürecin, sanatsal anlatımı bu Rapsodi. Rapsodilerin belli bir biçimi yok; özgürlük, demokrasi, ayrılık motiflerinin çok güçlü etnik ve pastoral  duygularla ve mutlaka savaş şartlarında  sunuluşu.

  1. yüzyılın ilk 15 yılı komşumuz Araplar için bir ‘büyük felaket’ dönemi oldu. Milyonluk ölümler, kitlelerin, kent ve bölge halklarının toptan göçleri 21. YY da bir Arap klasiği oldu. Aynı halklar birbirine karşı aynı süreç içinde hem katliamcı hem katledilen oldular. Sonuç; Irak ve Suriye ülkelerinin yıkım, kan ve yağma yıllarından süzülerek gelen iki Kürt devletçiği kapımıza dayandı. Baştan ayağa planlanmış, şiirleştirilmiş, her biçimde sürdürülmüş ve final aşamasına gelmiş bir sanat eseri. Bizim kapımıza gelince durdururlar mı ? Neden öyle yapsınlar ?

Koalisyon’dan çok daha önemli

7 Haziran seçimleri, 13 yıllık AKP iktidarını yerinden etti. Ne var ki bu sürpriz sayılan sonucu muhalefet partileri gerçekleştirmedi. Bu sonuç; iktidarın ‘Kürt ayağını’ temsil eden Güneydoğu-Doğu Anadolu oylarının altından kaydırılması gibi ‘ince’ bir işlemin sonucu. Sınırlarımızın ötesinde IŞID patlaması olmasa bu sonuç doğmayacak ve Türkiye-Suriye eksenli Kürt oyları 2011 de olduğu gibi AKP ve Kürt Siyaseti arasında paylaşılacaktı. Ne ki; IŞID halifesi ve 2014 yaz aylarında başlattığı Kürt topraklarında fetih operasyonları dengeleri değiştirdi. Önce Irak ardından Suriye Kürtleri ABD’nin ‘hava kuvvetleri şemsiyesi’ altına alındılar. Verilen rakamlara göre ABD hava Kuvvetlerinin yaptığı 1800 bombardmanın 1600 ü bu iki topluluğun ilerleme ve yayılmasına hasredilmiş. Güneyde altımızdan geçen ‘Kuzey Kuşağı’, ya da ‘Kürt Koridoru’ artık haritalar üzerinde bir spekülasyon konusu değil, fiili bir oldu bitti. Şimdi artık koalisyon hesapları bu gerçek ışığında yapılıyor. Kuşağı bir yerden kesebilirmi siniz ? Ya da kuşak, bir kaç derece sıkıştırıldığında bizdeki etkileri ne olacak? Kısaca Türkiye’de kurulacak hükümet,içeride ve dışarıda, bu sorulara bir cevap bulunduktan sonra biçimlenecek. Seçimler öncesindeki son iki aya kadar İktidarın dilinde pelesenk olan ‘çözüm süreci’, ‘Kuzey Kuşağı’ sonrasında, doğrudan doğruya kuşağın Türkiye tarafında genişletilmesi anlamına gelecek. Bunu herkes görebiliyor şimdi. Bunu yapabilecek tıynette koalisyon formülleri var. Uluslararası destekde hazırda bekliyor ‘ekonomi kurmayı’ ile birlikte. Ya da,daha zorlu yolu seçebilirsiniz; Bizim güneyimiz demek olan, Suriye’nin ‘kuzey kuşağı’ çevresinde ekonomik,sosyal,siyasi ve askeri bir yığınak yapmayı göze almak gibi bir babayiğt harcı böyle bir hükümet. Türkiye için siyasi tarih anlamında büyük farklılıklar yaratacak olan bu iki koalisyondan hangisinin seçileceği ‘ulusun’ çapını, yaşam gücünü, kapasitesini ve karakterini tüm Dünya önünde gözler önüne serecektir.

 

Mahir Tan                  LondraPosta-Londra