‘Kobane’nin ortaya çıkardığı yeni güç; Pankürdizm


Yeni Harita
 
                
 
                     ‘Kobane’ nin ortaya çıkardığı yeni güç;
                       Pankürdizm
ABD nin 2003 Irak işgali sonrasında gelişen ve onu izleyen 10 yıl içinde bölgede önemli bir güç merkezi yaratan Kürt gurupları, Orta-Doğu da yeni yaratılan hercümerc oluş sonrası için sınırlar ötesi bir toplum-devlet projesi hazırlığı içinde. Kısaca Pankürdizm olarak adlandırılan bu akımın Ana gövdesini petrol zengini Kuzey Irak yönetimi oluşturuyor. Parasal gücü ve devlet deneyimi dışında bir parlamentosu olan Kuzey Irak yönetimi Uluslararası ilişkiler açısından da Kürdistan olarak düşünülen siyasi coğ-rafyanın en önemli parçası. ‘Kobane Krizi’ olarak adlandırabileceğimiz Ayn El Arab kenti çevresinin IŞID tarafından kuşatılması girişimi sırasında uluslararası PR kampanyası Kuzey Irak, Suriye Kürt bölgeleri ve Türkiye Kürt siyaseti tarafından birlikte yürütüldü. Yaklaşık 1 ay süren bu ilk ‘Pankürdist siyasi girişim’ ABD,İngiltere,Almanya,Fransa gibi ülkelerin parlamentolarında lobi gurupları ve sokaklarda protesto gösterileri ile ‘Kobane’ konusunda ABD’nin etkili hava hücumlarını yönlendirerek  IŞID ın geri çekilmesi sonucununda büyük bir rol oynadı. Türkiye’nin önümüzdeki dönemde ‘açılım süreci’ boyunca karşısında bulunacak olan güç işte bu birleşik ‘Pankürdist’ blok olacaktır. Kobane kampanyası bunu net olarak ortaya koydu.
                         Barzani ve PYD artık iç politika aktörleri
IŞID ile savaşım adı altında en az iki yılı kapsayacağı tahmin edilen askeri mücadele ve hazırlıkları,tarihin garip bir cilvesi olarak, Türkiye’de açılım ve Kürt meselesinin çözümü takvimi ile örtüşüyor. PKK  tarafından ‘usul hakkında’ yapılan öneri ve şartlar TBMM de kesin bir üstünlüğe sahip olan AKP tarafından şu veya bu biçimde kabul sürecinde. Görüşmelerin nasıl ve hangi şartlarda sürdürüleceği konusu Türk medyasında yer alırken meselenin ‘esası’ hiç bir yerde dile getirilmiyor. Yani, Kürtlere tanınacak olan otonominin sınırları ve biçimi ‘zamana ve güçler dengesine’ bırakılmış durumda. Türkiye’nin ulusal bütünlüğü  için en büyük tehlike de burada. Süreç ve bir yanında PKK nın oturduğu masadaki görüşmeler bir yerinde kesildiği zaman, Türkiye karşısında kimleri bulacaktır ? Bunlar uygun bir zamanda Kürt Devleti olduğunu ilan edecek olan Kuzey Irak, Uluslararası ‘de facto’ tanıma kazanan ve silahlandırılan Suriye Kürt Kantonları ve bölgedeki Kürt nufüsun en büyük bölümünü oluşturan Türkiye Kürtleri ve onun adına açılım masasında oturan PKK’dan meydana geliyor. Pankürdizmi bu yapılaşmasından daha da tehlikeli hale getiren bir başka neden ise IŞID savaşı nedeniyle Türkiye sınırları içine yerleşecek olan ABD hava kuvvetleri ve onun kara ve denizdeki destek unsurlarıdır. Bu güç yada başka bir ifade ile ‘uluslararası toplum’, açılım görüşmeleri çıkmaza girip sokağa inildiği zaman BM, NATO, AB olarak tüm siyasi ve askeri varlığıyla ‘taraf’ olacaktır.
                            Kritik tarih   2015 Seçimi
Türkiye Cumhuriyeti önümüzdeki günlerde tarihinin en kritik dönemine girerken  savaş tehdidi altındaki sınırlarından öte, içeride açılım süreci ve ülke sınırları içinde yerleşecek ABD-NATO güçlerinden meydana gelen bir gündem ile yaşıyor. Bu şartlar altında yapılacak olan 2015 seçimlerinde ortaya çıkacak olan TBMM, önümüzdeki 4 yıl boyunca iktidar mekanizmasını kuracak ve ‘açılım sürecini’ yeni bir Anayasa ile sonuçlandıracaktır. Kısaca siyasi rejimi, devlet yapısı ve siyasi sınırları, Türkiye Cumhuriyeti’nin sahip olduklarından çok farklı bir ülke ile karşı karşıya kalmak söz konusu. Kobane olayı bu gerçeği çok açık bir biçimde gözler önüne serdi.
Mahir Tan      LondraPosta-Londra