KİM KİME VURUYOR ?

    ‘Kim kime Vuruyor’

 

Türkiye’nin Afrin operasyonu, kent merkezi dışında yoğunlaşırken, dün itibarıyla ortaya çıkan yeni gelişmeler çatışmaların gidiş  yönünde önemli sapmalar yaratıyor. Diplomatik alanda olduğu kadar askeri karakterdeki farklılaşmalar, Türkiye’yi AFRİN çatışmaları ile başlattığı ‘sınırlı askeri müdahale’ girişiminden yeni bir bölgesel savaşın içine çekme olasılığını da içeriyor.

Türkiye’nin Suriye’ye girişi gerçekte Astana kararları ile İdlip’te bir jandarma operasyonu ile güvenliği ve çatışmasızlık ortamını güvenceye alma çabası olarak başlamıştı. Daha sonra Rusya’nın hava sahasını açarak zımnen destek verdiği Afrin operasyonu bugün 17. Gününde.

Türkiye aynı zamanda İdlip bölgesinde çatışmasızlık ortamını sürdürmek için, kontrol noktaları kurarak bu çevrelerde mevzileniyor. Oysa, Türkiye’nin idari olarak İdlip’e bağlı olmasına karşın Suriye birliklerin yaptıkları operasyon hatlarıyla karışan ve Suriye’nin hassas olarak değerlendirdiği Halep kentinin güneyinde bulunan Al Eis kasabası   çevresinde mevzilenmesi ikinci kez Suriye’nin askeri muhalefeti ile karşılaştı. Türkiye’nin sürmekte olan Afrin operasyon alanının dışında kalan ve Suriye kontrolündeki bölgenin arkasına sarkan Al Eis mevzilenmesi Türk medyasına farklı biçimlerde yansıtıldı. Geçtiğimiz hafta birincisi yaşanan çatışmada Türkiye iki servis elemanını ve bazı askeri araçlarını kaybetti.Bugün meydan gelen ikinci çatışmada TSK nın yaptığı açıklamaya göre bir Türk askeri şehit olurken 5 asker yaralandı. Türk medyasına bu haber de ‘ Teröristlerin açtığı ateş sonucu’ olarak servis edildi. Suriye’nin bölgeden iyi haber alan kaynaklarının bildirdiği bu çatışma Suriye ve Kontrolündeki İran destekli örgütlenmelerin Türk konvoylarına açtıkları topçu ateşi sonucu meydan gelmişti. Geçen haftaki çatışma BBC ve Reuters tarafından ‘Suriye’nin Türk Konvoyuna Ateş açtığı’ biçiminde verilmişti.

5 Şubat günü geçtiğimiz hafta saldırıya uğrayan El Eis bölgesine yeni bir konvoy ile destek gönderen Türk birliklerine Suriye Birliklerince yeniden ateş açıldı. Türk Medyasına ‘terör örgütleri tarafından havan ve füze saldırısı’ olarak verilen haber, Suriye tarafından ‘Türk-Suriye topçuları arasındaki çatışma ‘olarak doğrulanıyor.

Bunun yanında İdlip bölgesindeki Tekfiri-cihadi guruplara karşı yaklaşık 1 ay önce başlayan geniş çaplı bir harekat yapan Suriye yine haber ajansları üzerinden ‘Kuzey Suriye’deki Hava Unsurlarına karşı’ bölgeye yeni uçaksavar ve füze bataryaları sevkettiğini açıkladı.  İran dışişleri Bakanlığının bugün 6 Şubat’ta yaptığı ‘Türkiye’nin Afrin harekatını hemen durdurmasını’ isteyen açıklaması da bölgede askeri durumun gerçekten karıştığını gösteriyor.

Öte yandan ABD Medyası ve Batı kaynaklarının yeniden ‘Esad kimyasal silah kullanıyor’ biçimindeki provokasyon haberlerine ağırlık vermesi uyarıcı bazı gelişmelere yön veriyor. Bu nedenle İdlip yada Şam’ın güneyindeki bölgelerde ‘Suriye tarafından atıldığı söylenen’ bir kimyasal bomba patlaması, çocukların geceyarısı ağlayarak sokaklarda kaçışması ve ‘White Helmet’ örgütünün Dünya’ya servis ettiği görüntülerin yaratacağı bıktırıcı bir atmosfer sürpriz olmayacaktır. Zira Suriye meselesinde kayıpta olan ABD nin devreye girebilmesi ancak böylesi bir sıçrama noktası ile mümkün görünüyor. Kuşkusuz ‘Emeviye Camiinde Namaz kılma’ rüyasının gündeme yeniden oturması da …

Mahir Tan              LondraPosta-Londra