Kılıçdaroğlu ; Karakol 200 metre uzaklıkta

  Büyük Yılbaşı Ucuzluğu

Yılbaşı Gecesi Reina’da yapılan IŞID katliamı sonrası Medya’da yapılan değerlendirmeler,iğrenç olayın nedenleri ve sonuçları tartışmaları yazık ki, Türk ektellektüel kesimlerinde büyük bir kargaşanın sürdüğünü ortaya koydu. IŞID’ın sahip çıktığı ve Türkiye’deki uyuyan hücrelerine uygulattığı saldırı çok farklı sonuçlara yol açacak biçimlerde değerlendiriliyor.

Amerika’yı,CİA’yi bu olaydan dolayı suçlayanlar, gizli-kripto FETÖ cülerin hükümet ve madyadaki etkisine bağlayanlar, Laik topluma karşı yapıldığı iddiaları, ‘Milli seferberlik Ruhunu’ ortadan kaldırmaya yönelik olduğu gibi değerlendirmeler gırla gidiyor.

Bu kargaşa ortamında Reina olayını en basite indirgeyerek incelemekte fayda var. Zira üzerinden üç  gün geçmesine karşın olay yerinden kaçan katil yakalanamadı. Sızan bilgilere göre, Türkiye’de Konya ve İstanbul’da örgütlü bir ‘uyuyan hücre’ tarafından gerçekleştirilmiş katliam. Türkiye’ye Kırgızistan üzerinden mi yoksa Suriye’den mi, geldiği bile belli olmayan bir katil tarafından yapılmış. Olayın gerçekleştiği 31 Aralık gecesi hemen herkesin üzerinde birleştiği gibi çok açık bir İstihbarat yokluğu ve tedbirsizlik dışında net olarak söylenebilecek bir şey yok.

Yılbaşı gecesi vurulabilecekler arasında ilk üç sırada yer alan bir gece kulübü silahlı bir terörist tarafından basılıyor ve 39 kişi öldürülüyor. Reina kapısında sadece bir polis bekliyor ve bu memur ilk ateşte öldürülüyor. Katil içeride 7 dakika boyunca katliamı sürdürüyor ve sonunda mermilerini tükettiği silahınıda içeride bırakarak çıkıp gidiyor. Katile hiçbir müdahalede bulunulamadığına göre, sadece Reina’nın kapısında ve içinde değil, İstanbul’un en önde gelen eğlence merkezi Ortaköy’de bütün bu süre içinde müdahale edecek polis gücü yok. Böyle bir olayda başkaca sorumlu aramak için ya çok saf ya da özel bir kasıt sahibi olmak gerekir. Bu katliam, bütün Dünya başkentlerinde tüm eğlence yerleri ve eğlence semtlerinde kuş uçurtulmadığı bir gecede, birinci derecede risk taşıyan bir kulübün kapısına sadece bir polis koyan ve çevrede hiçbir güvenlik tedbiri almayan İstanbul Güvenlik Güçlerinin tedbirsizliği sonucu ortaya çıkmıştır.

   Kılıçdaroğlu; Karakol 200 metre ötede

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Reina saldırısına ilişkin olarak bugün yaptığı açıklama ise,Medya’da yaşanan kördöğüşü ve ucuz bilgiçliklere bir son verecek nitelikte. 39 kişinin yaşamına son veren katliamın yer aldığı Ortaköy’de polis karakoluna 200 metre (Bizce daha yakın) uzaklıktaki Reina gece kulübünün bir terörist tarafından basılması olayını gerçekçi bir gözle inceleyen Kılıçdaroğlu; ‘Bu nasıl iş’ diye soruyor. Gerçekte, Reina olayına ilişkin cevaplandırılması gereken ilk soru bu ; Bu Nasıl İş ?

Özel bir tedbir alınmaması durumunda bile, bir yılbaşı gecesinde Ortaköy gibi İstanbulun en kalabalık bir eğlence semtinde, 7 dakika boyunca süren silah seslerine rağmen ,olay yerini terkeden katilin yoluna bir polis görevlisi çıkmaması bu katliam gecesinin en kritik yönü. Kimliğinin tesbiti bile üç gün süren katilin olay sonrası bir taksiye bindiği, parası olmadığı için indirildiği birinci taksiden sonra bir başka taksiye binip Zeytinburnu semtinde bir lokantayı açtırarak personelden aldığı para ile taksi ücretini ödediği yine ancak üç gün sonra belirlenebiliyor.

Bütün bunlar Türkiye’nin ‘Üst düzey-Üst akıl’ jeostrateji tartışmaları öncesinde, Yönetimin ilk ve asli görevini oluşturan ‘Yurttaşların Can Güvenliğini’ sağlama kapasitesinin bulunup bulunmadığı üzerinde yoğunlaşması gerektiğinin açık göstergeleri.

Bundan ötesi laf-ı güzaf…

Mahir Tan       LondraPosta-Londra