KHK, EZANLAR VE SOKAĞA ÇAĞRI

 

                KHK, EZANLAR VE SOKAĞA ÇAĞRI

 

696 Sayılı KHK, Sivillere hitabı ile tartışılıyor. Tartışılmayan bölümleri 15 Temmuz darbe girişiminin önlenmesinde en büyük işi yapan Ordu mensubu asker ve subayların kışlalarda yaptıkları güçlü direniş ve polis ile sokağa çıkabilmiş darbeciler arasındaki çatışmalarda ortaya çıkan olaylar. Ülke çapında okunan ezanlar ve Erdoğan’ın çağrısıyla sokağa çıkan sivillerin darbeci askerlere’genellikle’ teslim olmalarından sonra yaptıkları saldırılar nedeniyle husule gelen olaylardan 15-16 temmuz günlerinde olanlar ise tartışmalı.

Zira,Ceza Hukuku’nun temel prensiplerinden biri olan Meşru Müdafaa ve Zaruret Hali gibi ‘suçu ortadan kaldıran’ hükümlerin bu olaylara uygulanmasına imkan yok. Her iki durumda da yargılanma sonunda verilmiş ve beraat kararları içeren mahkeme kararı gerekiyor.   Mevcut Anayasa’ya göre KHK ile yargı kararları kurulamıyor veya ortadan kaldırılamıyor.

 

     ‘ Ezan okutup çağırdığımızda yine sokağa çıkın kararnamesi’ 

 

696 Sayılı kararname  hakkındaki tartışmaları en büyük bölümü ise  son şeklinde vazedilen ifadelerle ilgili;

“MADDE 37: 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında, karar veya tedbirleri icra eden, her türlü adli ve idari önlemler kapsamında görev alan kişiler ile olağanüstü hal süresince yayımlanan kanun hükmünde kararnameler kapsamında karar alan ve görevleri yerine getiren kişilerin bu karar, görev ve fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz.”

Maddede “Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın” diye de bir ifade var!

 

Hükümet’in ‘değiştirmeye gerek yok’ dediği bu KHK nin ilgili bölümündeki ‘bastırılma kapsamında’görülen cezalandırılmayacak eylemler Adalet bakanı ve Hükümet Sözcüsünün açıklamalarına göre ‘15-16 temmuz günleri ile sınırlı’.

Bu açıklamaların çok belli olan yönü; 696 sayılı kararnameye doğan tepkiler ile ilgili olduğu.

-Bu kararname’nin gerçek geçerlik süresi ise ; OHAL dönemi. OHAL kaldırıldıktan sonra ki dönemde zaten hiç bir savcı kararnamelere göre karar vermeyecek, TCK Hükümlerine göre kimin ve nasıl yargılanacağına dair soruşturma sürdürecek.

 Mütemadi Suç  

 

696 Sayılı kararname nin 37. Maddesinde zikredilen ’15-7-2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması’ ifadesi ile ne kastediliyor ?.

15 temmuz bir FETÖ darbe girişimiydi. Ancak darbe girişimi sonrasında geçen 1.5 yıl içinde yapılan yargılamalar ve verilen cezalar FETÖ culuk suçunun bir darbe girişiminden ibaret olmadığını göstermiştir. Hükümet açıklamaları ve açılan davalarda bu suçun artık ‘darbe teşebbüsü’ ile sınırlı tutulmadığı ve bir ‘terör örgütü’ ile karşı karşıya olunduğu üstelik bu ‘Terör’ örgütünün ülke dışından  ve zaman zaman  ülke içindeki muhalefet tarafından desteklendiği Cumhurbaşkanı,Başbakan ve Hükümet üyeleri tarafından ileri sürülmekte.  FETÖ Terör Örgütü ile ‘iltisaklı’ olmak bu dönemi yarattığı bir ‘suçluluk kavramı’

Son KHK da söz konusu olan ve sivil halk dahil bir gurup insana ‘yargılanmayacağı sözü verilen’ eylemler işte bu ‘suç örgütü’ ve onu destekleyecek guruplara karşı yapılacak’bastırma’ eylemleri olarak gösteriliyor.

Söz konusu edileceği belli olan ‘Suç’ ise TCK da ‘Mütemadi Suç’ olarak tasnif edilmiş olan ‘devamlı suç’ kavramında gizli. Mütemadi suç, tek bir suç olarak kabul edilen ancak zamana yayılıp devam eden suç olarak tanımlanabilir. Bunun tipik örnekleri ruhsatsız silah taşıma, uzun süreli kaçırma ve hürriyetinden mahrum etme eylemleridir.  Gerçekte Terör örgütü üyesi olmak, mütemadi suç kavramında değerlendirilebilecek bir eylemdir.

Kısaca, Hükümetin son KHK ile partizanlarını seferber etmek ve yasa önünde bağışıklık sağlayarak üzerine salmak istediği kitle FETÖ olarak tasnif ettiği ancak fiilen kendisine muhalif olan tüm kesimlerdir. Örneğin tıpkı hiç ilgisi olmadığı halde ‘Gezi’ nin FETÖ suç örgütünün etki ve desteğiyle oluşturulduğu suçlaması gibi.  CHP ve İYİ parti örgütlenmelerine sürekli olarak yapılan FETÖ suçlamaları gibi.

KHK ler, OHAL döneminin tek adam yasaları. Bazen Medya Mensuplarına ve Muhalefet milletvekillerine karşı ‘suç’ üretiyorlar,bazen eline silah tutuşturduğu çetelere karşı ‘masumiyet’.

 

Mahir Tan    LondraPosta-Londra