Kerhen oy verirmısiniz ?

 Kerhen  oy verirmısiniz ?
                         
                 
 
                      CHP üye tabanının tarihi misyonu
                     Hangi Meşruiyet önemli ?
            
   Kafasında bazı kuşku kırıntıları bulunan CHP liler artık daha rahat olabilirler. Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi açık ve seçik bir biçimde AKP- BDP kampına iltica etmiş durumda. Başkan yardımcılarından Sezgin Tanrıkulu’nun, BDP Eşbaşkanı Selahaddin Demirtaş ile birlikte CHP temsilcisi sıfatıyla katıldığı ABD panelinde yaptığı açıklamalar artık bu parti yönetiminin Kürt Açılımı konusunda AKP ve BDP-HDP tarafından savunulan görüşlerden farklı bir yanı kalmadığını ortaya koydu. Tanrıkulu, Washington’daki  panelde doğrudan doğruya ‘açılıma karşı olmadıklarını sadece,bunun Meclis çatısı altında ‘şeffaf’ olarak yapılmasından yana olduklarını’ söyledi. CHP yönetimi adına konuşan Tanrıkulu, PKK nın Hükümet ve MİT üzerinden yarı açık bir biçimde sürdürdüğü görüşmelerde öne sürdüğü şartları konuşmasında tek tek, CHP nin kendi önerileri gibi, sıraladı ve partisinin elini hem de ABD ve Batı ülkeleri önünde her yönden bağladı. Bu nedenle sözde anamuhalefet partisi CHP nin 2015 yılında yapılacak seçimlerde nasıl bir tutum alacağı ve hangi kadroları, açılımı gerçekleştirecek olan yeni TBMM içine dolduracağı konusunda hiç bir kuşku ve umut ışığına yer kalmadı. Sıra CHP’ye 12 milyon oy veren seçmenin yalnızca CHP yönetimine değil, Türkiye’deki dolu dizgin bir çöküşe giden siyasete ağırlığını koymasına geldi.
                                Siyasi Meşruiyet üzerine
CHP nin 5-6 Eylül tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurulu sonrasında yeni bir yönetim kadrosu seçildi. Bu hukuki olarak meşru bir kurultayın yarattığı sonuç oldu. Ancak hukuki meşruiyet, bir siyasi parti söz konusu olduğunda, çok daha farklı bir alanda varlığını tanımlamak zorundadır; siyasi meşruiyet. Zira, bir siyasi parti yönetiminin en önemli görevi o partiye vücut veren siyasi programın savunulması ve yaşama geçirilmesinden ibarettir. Bir siyasal kurum olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin programı,öz olarak, modern Türk Devleti’nin kuruluş ilkeleri olan 6 Oktur. Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve yönetiminde yer alan kişilerin son dönemde,niyet beyanıyla, (6 oku yeniden yorumlayacağız) söylemlerine karşın henüz bu alanda atılabilmiş bir adım yok. Kısaca CHP, henüz Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir yol kazası sonucu yönetimi ele geçirdiği 2010 yılından farklı bir yerde bulunmuyor. CHP son 4 yıl içinde girdiği tüm seçimlerde birbirinden farklı eğilimleri yansıtan sapmalar içinde bulunmasına karşın parti hala Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Onun kaderini belirleyecek olan tek güç ise onun dar anlamda üyeleri ve geniş anlamda onu Türkiye’nin ikinci büyük partisi olarak var eden seçmenidir. Ağustos ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde ağır bir yenilgiye sebep olan Genel Başkan Kılıçdaroğlu,eleştiriler karşısında, kendi siyasi geleceğini kurtarmak için partinin arkasına saklanmış ve daha önceki Genel Başkan tartışması bulunmayan Kurultay dönemine ait delegeler ile gittiği Olağanüstü Kurultay sistemi sonucunda, siyasi anlamda meşru olmayan yöntemleri de kullanarak, kendisini ve yeni yönetimini seçtirmeyi başarmıştır.
                                     CHP üye platformu
Son iki ay içinde Türkiye’de ve sınırlarını çevreleyen ülkelerde ortaya çıkan olaylar ülkeyi tam bir ölüm kalım savaşımı dönemine doğru sürüklüyor. Bir yanda ülke içinde AKP iktidarının geliştirdiği Sünni İslam Devleti projesi özellikle eğitim alanında çok hızlı adımlarla ilerlerken, öte yanda arkasına Dünya’nın en büyük emperyalist ülkelerini almayı başaran bölücülük,kendi etnik bölgesinde fiili egemenlik kurmak için son düzlüğe girmiş bulunuyor. İslamcılık ve Bölücülüğün önümüzdeki 1 yıl içindeki faaliyeti 2015 seçimlerinde anayasayı değiştirecek çoğunluğa ulaşarak seçimler sonrasında amaçlarına ulaşmaya programlanmıştır. Bu akışı değiştirebilecek tek güç ise CHP’nin tabanını oluşturan yurtsever üye ve seçmen çoğunluğudur. CHP üye ve seçmenleri tarihi görevi ancak, CHP nin düzmece kurultaylarla işbaşına getirilmiş yönetim kademelerini aşarak yerine getirebilirler. Türkiye halkının en iyi eğitilmiş, çağdaş kesimini oluşturan yurtsever seçmen bunun yöntemlerini kendisi bulmak ve hızla Türkiye politika arenasına çıkarmak zorundadır. CHP üye çoğunluğunu ve seçmen tabanını yurtsever politikalar doğrultusunda yönlendirmenin en doğrudan yolu kurulacak bir ‘CHP Üye Platformu’ dur. Yazılı ve Görsel Medya yanında,Sosyal Medya araçlarınıda kullanarak doğrudan doğruya CHP nin yurtsever tabanına seslenecek ve onları önümüzdeki Genel seçimlerde doğru çözümlere yönlendirecek olan ‘CHP Üye Platformu’ şu aşamada yurtsever parti programının savunucusu ve onu halka tanıtan tek güç olmalıdır. CHP nin 6 ok tabanını hiç bir biçimde temsil etmeyen bir Genel Başkan ve onun toplama yönetimi geçmiş seçimlerde olduğu gibi 2015 seçimlerinde de ‘kerhen oy’ yada Genel Başkanın kendi deyimiyle ‘tıpış tıpış’ oylarına dayanmayı planlıyor. Şu veya bu şekilde anamuhalefet partisi olarak kalabilmeye odaklanmış CHP yönetimi ikinci el politikacılar,milletvekili olarak kalma ve önseçimsiz bir yöntemle milletvekili olma çabasındaki politikacı ve bürokratlar, işsiz gazeteciler ve belediye arpalıklarından beslenen yeteneksiz bir kadronun elindedir. Bu yönetim Medya’da etkili olamayacağı gibi gerçek parti tabanı karşısında da basit particilik oyunlarından başka hiç bir silaha sahip değildir. Bu yönetimi oluşturan kişilikler, Türkiye’nin kaderinin belirleneceği 2015 seçimleri sonrasında ortaya çıkacak Parlamento içinde yer almamalıdırlar. Zira CHP yönetimini oluşturan kadrolar doğrudan doğruya İslamizasyon ve Bölünme nin asli unsurlarının destekleyecilerdirler. Onlar ‘AKP ile mücadelede yetersiz’ kişiler değil, doğrudan doğruya onun bir parçası ve mütemmim cüzüdür. CHP nin yurtsever tabanı aynı muhalefet oyununun 4. kez sahnelenmesine izin vermemelidir.
Mahir Tan         LondraPosta-Londra