İsrail’in Korkusu;

İran’ın Bağdat-Musul- Şam- Beyrut koridoru

OrtaDoğu Güçler Dengesinde ‘koridorlar savaşı’ yaşanıyor. Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinden geçen Kürt Koridoru ve bunu kesme mücadelesi, ABD-İngiltere tarafından bu koridoru tesis etme ve Sünni koridorları ile birleştirme çabaları Suriye ve Irak’ta süren savaşların bugüne kadar ortaya çıkan görüntüleri oldu.

Orta-Doğu’nun gerçekte en güçlü askeri mekanizmasına sahip ve Batı’nın savaş gemisi rolündeki ülkesi İsrail’in ‘koridor korkusu’ ise yeni bir gelişme. İsrail, Terörle Savaşım programının sonucu olarak IŞID ın Irak ve Suriye’de işgal altında tuttuğu alanları kaybetmesi sonucunda doğacak boşluğu İran’ın dolduracağı ve Bağdat’tan başlayıp Akdeniz’e ulaşacak bir ‘Şii Koridoru’ oluşturabileceği düşüncesinde.

İsrail Askeri İstihbaratının en önemli başkanlarından ve eski İsrail Milli Güvenlik Danışmanı General Yaakov Amidror İsrail’de yaptığı bir açıklamada Şii Koridorunu kesmek için formül önerdi; Rakka Şiilerin eline geçmemelidir.

Gen.Amidror, IŞID’ın çöküşü ve Şii lerin güçleneceği düşüncesini Musul ile başlatıyor. Musul’un Şiilerin kontrolüne girmesiyle büyük bir ivme yakalayacak olan Bağdat-Musul Şii hattının Rakka üzerinden Şam ve Beyrut yoluyla Akdenize ulaşacağı endişesini taşıyan Amidror; Bu koridorun Rakka’da Esad kontrolü dışında bir güçle kesilmesi formülasyonunu savunuyor. Bu nedenle başlamak üzere olan Rakka operasyonunda İsrail’in ‘favori çözümü’ Rakka’nın bir başka koridor tarafından kesilmesi. Muhtemelen ABD nin Rakka operasyonunu sonrasında izleyeceği ‘Kürt ağırlıklı Rakka yönetimi’ formülü İsrail’in korkularını ortadan kaldıracak çözüm olarak kalıyor. İsrail, Rakka’da IŞID sonrasında Esad denetimi dışında ve Şii olmayan bir yönetim istiyor.

  Rusya ile Aramızda ‘de-Confliction hotline’ var

Rusya ile İsrail arasındaki lişkinin karşılıklı olarak bildirilen kırmızı çizgileri korunmasını temel alan ‘çatışmasızlık hattı’ olarak tanımlayan Yaakov Amidror, bu anlaşmanın bugüne kadar iyi işlediğini söyledi. Rusya’ya bildirilen İsrail’in kırmızı çizgileri ise ; Savaşın gidişini etkileyecek önemdeki silahların Hizbullah’ın eline geçmemesi ve Golan tepelerinde İran ve Suriye’nin askeri üsler kurmaması. Amidror; İran tarafından planlandığını iddia ettiği Şii Koridorunun Bağdat-Musul-Halep-Şam Beyrut hattını izlediğini ve Şam’dan Yemendeki Sana rejimine uzandığını kaydederek,bu koridorun kesilmesi için ABD nin Rakka operasyonunda Şii kara güçlerine yer vermemesi ve sonuçta Rakka’nın Merkezi Suriye yönetiminşn kontrolünde kalmaması gerektiğini vurguluyor. Bu tanımlama ise tam tamına PYD nin hedefleri ile uyuşma halinde..

 Arap Devletleri Parçalanıyor, biz hedef olmaktan çıkıyoruz

İsrail Askeri İstihbarat’ının en üst düzey sorumlularından Amidror, Ortadoğu’daki Arap devletlerinin parçalandıklarını bunun İsrail’i ‘ortak hedef’ olmaktan çıkardığını söylerken, ‘artık düşmanın devletler yerine milis örgütleri olduklarını vurguladı. Hizbullah’ın ve diğer Şii örgütlerinin İsrail’e karşı ‘tedbirli’ hareket ettiklerini bunun İsrail’in çok güçlü bir ülke olmasından kaynakladığını söyleyen Yaakov Amidror; bunun en yakın kanıtının İsrail’in ABD dışında F35 savaş uçaklarına sahip olan tek ülke olduğunu ifade etti. İsrail’in son aylarda kurduğu ‘David Sling’ hava savunma sistemi, Arrow 2-3 füze sistemleri ile Dünya’nın en iyi, korunan ülkesi olduğuna dikkat çeken Amidror, ‘Bundan sonrası daha çok yatırım yaparak daha fazla ‘interceptor’ füze eklemektir’ dedi. Amidror’a göre en tehlikeli düşman olan olan Hizbullah’ın elinde 100 bin füze var.

MAHİR TAN    LONDRAPOSTA-LONDRA