İsrail’in Kıyamet Teorisi

     İsrail’in kıyamet teorisi; ‘Armageddon casusları’ 

    Pehlivan’ın bildiği oyunlar

Meydan Güreşlerinde Başpehlivanlık karşılaşmaları bazen günlerce sürermiş. Bunun nedenini yine güreşçiler,pehlivanların birbirinin oyunlarını ve karşı oyunlarını  çok iyi bilmeleri ile açıklarlar.

İran ile P5+1 olarak bilinen Batı ülkeleri arasındaki görüşmeler Lozan’da yapılan toplantılarda da beklenen sonucu verdi. ‘Ne anlaşma-ne anlaşmama’ şeklinde devam eden süreç, haziran sonunda kesin bir metine dönüştürülecek. İran ile yapılan Nükleer görüşmeleri gerçekte Orta-Doğu’da ki ‘ne savaş-ne barış’ formülasyonunun da bir özeti. Herkes biliyor ki İran görüşmelerinde Pehlivanlardan biri meydanda bulunmuyor; İsrail. Ancak yapılan her görüşme ve konuşma onun gölgesi altında yürütülüyor. Onun kabul etmeyeceği bir anlaşma düşünmek, bir hayalden ibaret. Bunun nedeni ni anlamak için İsrail’in nasıl bir atom devleti haline geldiğini araştırmak gerekiyor. İsrail yada daha gerçekçi bir isimlendirme ile MOSAD, şimdi İran’ın geçtiği yolları çok iyi tanıyor. O da ‘Barışçı amaçlarla Nükleer enerji üretme’ faaliyetini yürütmüş, El altından nükleer santraller kurmuş ve özellikle Batı ülkelerinden gelen Nükleer uzmanlarını kontrollerde misafir etmiş ve oyalamış. İran’ın ne yaptığını çok iyi biliyor İsrail.

Armageddon’a karşı

İsrail’in atom devleti oluşu 1963 yıllarına dayanıyor. Orta-Doğu’da ilk Batı karşıtı Arap rejiminin Mısır’da Cemal AbdulNasır ile kuruluşu yıllarında Fransa ve İngiltere’de doğan ‘panik’ sırasında MOSAD ın çok başarılı hamleleri ile elde edilmiş ilk kazanımların yaklaşık 10 yıl içinde geliştirilmesi ile ortaya çıkmış. Nasır’ın Süveyş kanalını millileştirmesi karşısında bir operasyon hazırlayan bölgenin eski efendileri İngiltere ve Fransa, atıl kalan Süveyş harekatı sırasında ‘İsrail’e mecbur’olduklarını anlarlar. Yalnızca ABD’de yayınlanan bir gerçek MOSAD hikayesi olan ‘Spies Against Armageddon’ kitabının yazarları Dan Raviv ve Yossi Melman, ikinci kez yaptıkları açıklamalarla İsrail-Mossad ve Orta- Doğu olaylarına ‘birinci elden’ net bir görüntü veriyorlar. İsrail ve Orta-Doğu’yu anlamak için yazılmış en önemli istihbarat kitaplarından biri olan ‘Spies against Armageddon’ ile İsrail ‘İran Nükleer görüşmelerine neden taş koyduğunu’ açıklarken, ‘sizin geçtiğiniz yollardan biz daha önce geçtik’ mesajını veriyor. Yazarlar (büyük ölçüde aktörler) 22 Ekim 1956 yılında Fransa’da yaptıkları bir ‘üç ülke imzalı anlaşma’ ile İsrail’in Negev çölünde kurduğu Dimona atom santralı ve onun 10 yıla yayılan hikayesini açıklarlarken, ‘Atom Enerjisi Komisyonu’ ve Batı ülkelerinin uzmanlarını nasıl uyuttuklarını, İran görüşmelerine üstü kapalı atıflarla anlatıyorlar. İsrail, artık Batı uzmanları için hazırladıkları ‘çifte duvarlı laboratuarları, yer altı santrallerini, düzmece müfettişleri’ açıklamakta sakınca görmüyor.

    Her yıl bir ‘Nagazaki Bombası’

1956 Yılında Fransa’nın Sevr kentinde, İsrail, Fransa ve İngiltere’nin Başbakan ve İstihbarat Örgütleri Başkanları seviyesinde yaptıkları bir anlaşma ile İsrail’in ‘barışçı amaçlarla atom santralı kurması’ karar altına alınır. Negev çölünde Fransız uzmanların kurduğu atom santralı 24 megawatt gücündedir. Fransa’nın İsrail ordusuna milyarlarca dolarlık silah satışına eşlik eden yeni anlaşmalarla Dimona santralı bir kaç yıl içinde 75 Megawatt gücüne çıkarılır. Bu güç, MOSSAD’ın İsrail Hükümetine verdiği raporlara göre ; Her yıl Nagazaki ölçeğinde 20 Kilotonluk bir bomba üretecek kapasiteyi sağlamıştır.

‘Armageddon Casuslarının’ yaptıkları açıklamalara göre; 1963 Yılında ABD Başkanı J.F Kennedy, Simon Peres ile Boston’daki J.F Kennedy Kütüphanesinde yaptıkları konuşmada Kennedy şüphelerini açıkladığında Peres’den şu garantiyi alır; ‘sizi temin ederim ki bunu Orta-Doğu’da kullanan ilk ülke biz olmayacağız.’

‘Armageddon Casusları’, İsrail’de tek ve gerçekçi bir toplumsal kabule dayanıyor. ‘İsrail’in tek güvencesi bölgede Atom silahına sahip tek ülke olması ve öyle kalmasıdır.’ Ülkenin gerçek yöneticisi olarak kabul edilen MOSSAD, İsrail toplumu için bu sonucu yaratan ve koruyan güçtür. Bu nedenle bir tür dokunulmazlık sahibi olan ‘Armageddon Casusları’ Atom silahına en çok yaklaşan ülke olan İran’a karşı suikastler, kitle katliamları, iç savaşlar, sahte bayrak operasyonları dahil tüm araçları kullanma hakkına ! sahiptir. MOSSAD, İran, Suriye ve Hizbullah örgütüne karşı yaptığı 14 suikast, bombalama ve kitle katliamını açıklıyor. Bu nedenle İsrail, ABD’de yayaınladığı kitaplarla açıklıyor Armageddon Casuslarını ve yaptıklarını. Bu mesaj bugüne ve geleceğe..

 

Mahir Tan      LondraPosta- Londra