IŞID SONRASI HAZIRLIKLARI

   IŞID sonrası Hazırlıkları

Türkiye’de iç politikadaki en önemli faktör Dış Politika. Türkiye Batı Başkentlerinde ele alındığı zaman büyük Orta Doğu coğrafyası ile temas noktalarından bakılarak değerlendiriliyor. Bu noktalar   Orta-Doğu’da Suriye,Irak ve İran’ın Sünni Kuşatması altına alınması ve bir Orta-Doğu meselesi olarak Kürt meselesi.

Büyük ölçüde bir Trump projesi olarak gündeme gelen güneyden Sünni Ordusu-İsrail ve Kuzeyden Kürt devlet yada devletçikleri Şii nüfusu kontrol ve baskı altına almanın adı. Düşünülen, tüm petrol ve doğalgaz yataklarının ABD-NATO Hava şemsiyesi altında, Sünni orduları tarafından gerçekleştirilecek adı konmamış bir işgal.  Türkiye’nin Osmanlı adı altında bölgede pay kapma çabaları yeni bir ihtiyaç ortaya çıkıncaya kadar bir kenara itildi. Bölgede parlayan yıldızlar Irak ve Suriye Kürtleri, Ürdün, Suudi Arabistan ve Golf Ülkeleri ve Kuşkusuz İsrail. Bir katiller örgütü olarak tasfiye edilmek üzere olan IŞID sonrasında, IŞID ın farklı tandans ve biçimlerde yeniden baş vereceği bir Vahabi-İsrail yayılması var, görünür gelecekte. Kuzeyde Kürt yayılması Rakka ile biteceği için ABD, Güneyde Ürdün ve Irak-Suriye sınır boylarında askeri harekat halinde. Suriye’deki Esad bölgeleri net bir kuşatma altına alınıyor. Esad Suriyesi yayınları, yeni işgal harekatının Ürdün üzerinden başlatılacağını bildiriyor. Geçtiğimiz ay Ürdün’de yapılan ABD-İngiltere-İsrail ve Sünni Ordusu kapsamlı ‘Eager Lion’ manevra ve harekatları bunun göstergesi.

‘Kuzey Hattı’ bizi çok ilgilendiriyor.

IŞID meselesinin çözümü ve Suriye konusunda Türkiye ‘işsiz kalmış’ durumda. Kimse, Türkiye’nin nazını çekmiyor Batı aleminde. Ancak bir kaç ay sonra IŞID sonrasında Türkiye yeniden gündeme oturacaktır. Zira ABD’nin orta-doğu blok planlamasında Kuzey örgütlenmesinin Türkiye’den tek talebi, en azından bir yeni ‘açılım’ olacak. Türk iç politikasında da aynı doğrultuda büyük çaplı bir ‘Barış Projesi’ gündeme getirilecektir. Bu kez yani 2019 da, ‘hileli bir seçimle ayakta durabilen’ Erdoğan rejimi, çok ama çok zor günler yaşayabilecektir. Batı’dan estirilecek rüzgarlarla birlikte Kuzey Suriye’deki PYD rejimi ile ilişkiler ve Türkiye içindeki PKK meselesi tek bir kalem olarak Erdoğan’ın önüne dayatılacaktır. Türk halkı için ise seçim hakkı, ’40 Katır mı-40 Satır mı’ arasında bir yerlerde görünüyor. Bunu ötesine çıkabilmek Türkiye’nin 100 yıl önce ürettiği çözümlerden birini çağdaş gündeme taşıyabilme kapasitesi ile ilgili.

 

Mahir Tan        LondraPosta-Londra