IŞID biter yol bitmez

               

 

                     IŞID’ın ‘Oturan Ördekleri’ vuruluyor
                            IŞID biter yol bitmez
IŞID’a karşı birkaç hafta sonra başlayacak askeri operasyonlar ve sonrası Orta-Doğu’da yeni bir siyasi şekillenmenin anahtarı gibi. Yine savaşın kendisinin değil de sonuçlarının önemli olduğu bir süreç yaşanmak üzere. Irak ve Suriye topraklarında, açık arazide askeri literatürde ‘oturan ördek’ denilen IŞID ağır silahlarının ve Irak ordusundan yağmaladığı 120 kadar tankının imha edilmesi Dünya’nın en büyük hava kuvvetleri için işten bile değil. IŞID bir kaç ay içinde biter. Ama bu bela bitmez.
Öncelikle IŞID ın içinden çıktığı bataklık varlığını sürdürmeye devam ediyor. Irak’ın Batı toprakları ve Suriye’nin doğusu halen ortaçağ-islamı yaşamayı düşünen Salafi- Tekfiri kültürünün milyonlarca nüfusa hakim olduğu bir bölge. Vahabi yayılmacılığının hedefi olan bu bölge bir kaç yıl öncesine kadar IŞID’ın değil, doğrudan Suudi Arabistan tarafından desteklenen,aynı nitelikteki, Al Nusra ve Ahrar al Sham adlı salafi örgütlerinin kontol alanıydı. Bu örgütler ABD hava akınlarının başladığı bu günlerde IŞID karşıtı cephede yer alıyorlar. IŞID’ın sosyal medya üzerinden yaptığı yayınlarda, Al Kaide tarafından da resmi olarak desteklenen Al Nusra militanları ile IŞID arasında çarpışmaların sürdüğü bildiriliyor.  
İkinci önemli nokta ise; savaş sonrasında Irak ve Suriye’nin kuzey topraklarının yani Türkiye’nin Güney-Güneydoğu’suna komşu olan bölgenin geleceği. Bu bölgede- IŞID savaşının baş aktörlerinden bir haline gelen- Kürt topluluklarının bir biçimde uluslararası ‘tanınma’ kazanacakları şimdiden görünüyor. Arkasında  Kerkük Petrolleri gibi büyük bir finans kaynağı bulunan ‘Kürt Kartı’ nın bu savaştan sonra çok daha güçlü olarak oynanacağını öngörmek zor değil. 
                                IŞID operasyonu Libya savaşı gibi olur.
ABD ve muhtemelen İngiliz Hava Kuvvetlerinin yürüteceği bir yarı-savaş olacak IŞID’ın ortadan kaldırılması. Şartlar tamamen Libya’da Kaddafi ordusuna karşı yapılan sözde savaş benzeri özellikler taşıyor. Öncelikle coğrafi şartlar hemen hemen aynı; her iki ülkedede hava savunması olmayan orduların sığınabileceği bir Tora-Bora yada Afganistan dağları yok. Libya’da kentleri birbirine bağlayan açık arazide yollara çıktığı an vurulan Kaddafi’nin tank ve topçusu gibi IŞID’ın ağır silahları ABD uçak ve füzeleri tarafından kısa sürede avlanacaklardır. Saklanmak için kent merkezlerine çekilecek IŞID ordusu birkaç haftalık savunmalar yaparak Suriye’ye doğru çekilecektir. Ezici hava üstünlüğü karşısında büyük ölçüde Kürt ve Şii Arap güçlerinden meydana geleceği anlaşılan IŞID karşıtı guruplar ise IŞID ın boşalttığı arazi ve kentlerde işgal kuvveti fonksiyonu yürüteceklerdir. IŞID ın esas güçleri ise gerçek merkezi olan Suriye’nin Rakka kenti ve çevresinde konuşlandırılacaktır. Birkaç ay sürmesi beklenen hava hücümları ve IŞID’ın kent kayıpları sürecinde ABD ve İngiltere’nin gerçekte Türkiye’nin katkısına itiyaçları da yok. Batı’nın kullanacağı hava üsleri ise Kıbrıs, Katar, BAE ve Irak topraklarında fazlasıyla mevcut. IŞID a bağlı 30-40 bin kişilik bir ordu karşısında birkaç yüzbin kişilik Kürt ve Şii Arap ordusunun savaşı kaybetmesi gibi olasılık ihmal edilebilir bir değerlendirme olacaktır. IŞID savaşı konusunda fazlaca endişe ye gerek yok. Türkiye için düşünülmesi gereken savaşın kendisi değil, yaratacağı sonuçlar olacaktır.

Mahir Tan      LondraPosta- Londra