Irak için ‘evet’ ama

                        
 
                            Irak için ‘evet’ ama
İngiltere Parlamentosu 26 eylül günü Irak’ta IŞID hedeflerinin bombalanmasına İngiliz uçaklarının katılımı konusunda karar veriyor. Başbakan David Cameron’ın hükümet teklifinin kabulgöreceği anlaşılıyor. Bunun nedeni teklifin Irak ile sınırlı olması ve İngiliz askerlerinin karadan müdahalesinin önünün kapalı olması. 2003 Irak savaşı ve 13 yıldan beri süren Afganistan savaşı İngiltere Parlamentosu’nda kapanmayan bir yara açtı. Ancak, ABD nin hemen tüm savaşlar ve müdahaleler sırasında ilk ve en güvendiği müttefiki olan İngiltere’nin önümüzdeki aylarda hızlanacak ve çeşitlenecek olan IŞID savaşı sırasında Parlamento’dan çıkacak kararlarla kendisini tam olarak sınırlandırmayacağı da büyük bir sır değil. Zira bölgede kara ve hava istihbaratının en önemli kaynağını oluşturan İngiltere esas savaş meydanının Irak’tan çok Suriye olduğunu herkesten iyi biliyor. Nitekim Başbakan Cameron Paralamento’da yaptığı konuşmalarda bu ihtiyat payını satır aralarına yerleştirdi; ‘İngiltere’nin çıkarlarının söz konusu olduğu acil durumlarda önce gerekli müdahaleler yapılır, sonra Parlamento’da açıklama yapılır’.
                         Savaş Karşıtı Muhalefet; ‘Irak’ı bombalamaya hayır’
1 yıl ara ile Hükümet tarafından  hazırlanan 2. savaş onayı teklifi oldu 26 Eylül. Ancak ne Parlamento ne de sokaktaki muhalefet aynı değil. Geçen yıl Suriye’nin sözümona Kimyasal silah kullandığı gerekçesiyle getirilen aynı hükümetin askeri müdahale önerisi reddedilirken Parlamento’nun birkaç yüz metre ötesindeki 10 Downing streetönünde yer yerinden oynuyordu. Bu kez ünlü savaş karşıtı örgüt 25 eylül günü yaptığı karşı gösteride bir kaç yüz kişi ile yasak savdı. Gösterinin temel sloganı ise ;’Irak’ı bombaya hayır’ oldu.  Hükümet’in Irak için savaş izni aldığı İngiltere’de onun sokaktaki muhalefeti de ‘Irak’ı bombalamayın’ protestosu yapıyordu. Oysa hem İngiliz Parlamento üyelerinin hem de onu protesto edensavaş karşıtı muhalefetin çok iyi bildiği bir gerçek var; IŞID savaşının büyük bölümü Irak’ta değil, Suriye’de cereyan ediyor. Zira yaklaşık 2 haftadan beri Irak’ta bombalar altında kalan IŞID, Kürt ve Şii Irak kuvvetlerinin karadan yürüttüğü savaşım ile mevzilerini terkederek Suriye’de yığınak yapıyor. IŞID ın ciddiye alınabilecek kuvvetleri zaten şu anda bile Kuzey ve Kuzey Doğu Suriye topraklarındaki iki büyük kent olan Rakka ve Deyr a Zor çevresinde yer alıyor. Bu nedenle İnsani amaçlı yardım operasyonları ya da askeri müdahaleler ağırlıklı olarak Suriye topraklarında yer almak durumunda.  Parlamento’nun alacağı ‘Irak’ı bombalamak’ kararı ve Parlamento dışı muhalefetin yaptığı ‘Irak’ı bombalamaya hayır’ mitingleri sadece bu nedenle bile ‘kafayı kuma gömmekten’ ibaret kalacaktır.
                         Suriye’nin ‘zımnen kabulu’ var mı ?
ABD nin üçüncü gününe giren Suriye’de IŞID ve El Kaide hedeflerini bombalaması Suriye’den izin alınmaksızın yapıldı. Bu konuda henüz bir BM kararı da yok. Ancak Suriye devleti üç gündür devam edenbombardamanlara karşı resmi yoldan bir protesto da da bulunmadı. Suriye’nin fiili olarak kontrolünün bulunmadığı Kuzey ve Kuzey Doğu  topraklarında yürütülen bombalamalara sessiz kalışı bir süre sonra onun ‘zimni onayı’ anlamında yorumlanacaktır. ABD önderliğindeki ittifak ile Suriye devleti arasında önümüzdeki dönemde ortaya çıkabilecek ve büyük ihtimalle silahlı çatışmalarla son bulacak olan sürtüşmeler ise, Batı’nın ‘ılımlı’ muhalefeti silahlandırma ve kara savaşına sokma işlemleri sırasında başlayacaktır. Bu dönem ABD ve yandaşlarının oynadıkları tehlikeli oyunun ‘final’bölümünü oluşturur. Zira Batı’nın ittifak unsurlarının hemen tümü Suriye’de 3 yıldır süren ve şu ana kadar 200 bin insanın canına mal olan kirli savaşın tarafı durumundaki ülkelerdir. Suudi Arabistan, Katar, Ürdün ve Türkiye Irak ve Suriye’de şu anda yürütülen operasyonlara olayların yakında Suriye devleti ve Esad Hükümetine doğru yönlendirileceği ve bugüne kadar deviremedikleri Esad yönetimine son vereceği umuduyla katılmaktadırlar. Ingiltere Parlamentosunda bugün oylanan ‘Irak’ta IŞID hedeflerinin bombalanması’ kararı aslında bu sonu hazırlamaya yönelik gizli ajendanın birinci bölümüdür.

Mahir Tan                LondraPosta-Londra