‘İKİNCİ CUMHURİYET’ EKMEK PEŞİNDE

              ‘İkinci Cumhuriyet’ Ekmek Peşinde

 

Londra’daki ‘Akiller’, Chatham House,  Oslo toplantısı ve ayni cenahtan medyaya sıçramalar Türkiye’de artık Dünya’da miadını doldurmuş ‘Kültürel Çoğulculuk’ tartışmalarını yeniden ısıtıp,gündeme taşıyacak gibi görünüyor.

Yaklaşık 20-30 yıl önce özellikle Avrupa’nın politik felsefe alanında  yaratmaya çalıştığı bir akım olan Kültürel Çoğulculuk, yeni toplumlar, tarihsel diller ve milli-dini azınlıklar üzerinde at oynatan Globalleşme adı verilen kapital hareketinin siyasi alt yapısını hazırlıyordu. Aydınlanma çağının eseri, çağdaş toplumsal örgütlenme olan Ulus-devlet modeline karşı geliştirilen etnik  toplumlar ve kültürel azınlıkları, bölgesel özerklikler etrafında yapılandırmaya yönelik bir dizi post modern teoriler, Almanya,Fransa,İngiltere dışında kalan Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere Dünya’yı daha küçük parçalara ayıracak yoğun bir faaliyet içindeydi. Sovyetler Birliği’nin çöküşü sonrası dağılan bağımsız cumhuriyetleri bizde ‘renkli devrimler’ olarak bilinen iktisadi ve askeri baskıları da içeren  iç savaşlar yoluyla AB ve NATO çerçevesine çeken Post Modernizm, fiilen görevini tamamladı. AB nin de gündeminden düştü. Kanlı ‘Arap Baharı’ denemesinde sonra Orta-Doğu ülkelerinde bile miadını dolduran Post modernizm, Türkiye’de AKP iktidarı altında yürütülen ‘açılım’ girişimine uygun bir zemini yeniden yaratabilir mi ?    

 

 

                             Esas olarak 1980 Askeri darbesinden sonra Avrupa’da yerleşme olanağı bulmuş sol eskisi kadrolar tarafından yerinde öğrenilen bu akım, Avrupa Birliği fonlarını kullanarak Türkiye’de , özellikle medya alanında etkili oldu. Türkiye’de Turgut Özal yönetimi tarafından başlatılan Post Modern gelişmelerin hemen ilk yıllarında, çoğunluğu eski TKP üyelerinden oluşan kadrolar  toplanıp Türkiye getirildi. Çoğunluğu Merkez Medya denilen Hürriyet,Milliyet gibi gazetelerin  köşe yazarları oldular. Kendilerine değişik isimler bularak yaygınlaşan bu kadrolaşma esas itibariyle AB fonları (ağırlıklı olarak Alman Frederick Ebert ve Konrad Adenaur vakıfları) yoluyla meslek sahibi edildi.Bunlar ‘İkinci Cumhuriyetçi’ kategorik ismi altında toplanan, şimdilerde unutulmaya başlamış medya kişiliklerini oluşturuyorlar. Londra’daki ‘akiller’ toplantısını organize eden Kerim Yıldız da bu kategoride yer alan ve esas ‘fonksiyonel’ çalışmalarını  ABD nin Irak savaşı sırasında üstlenmiş bir kişilik. Kuzey Irak Kürtlerinin Guam adasında askeri eğitimleri nedeniyle devrede olan Yıldız, muhtemelen Suriye’deki yeni ordulaşma dolayısyla gündemde kalıyor. Yıldız, Londra akilleri gibi devre dışı kalmış,miadını doldurmuş bir kişilik değil. Beğenin yada beğenmeyin önemli bir bağlantı unsuru.  

Aynı dönemde yine AB tarafından fonlanan daha şanslı bir gurup ise ‘Siyasal İslam’ı yine Almanya’daki Münih Central Camii merkezi üzerinden (Müslüman Kardeşler) Türkiye’ye ithal ettiler. Her iki gurup ‘yeni’ yazar ve gazetecilerin ortak oldukları noktalar; Ordunun ‘vesayetinin’ kaldırılması, resmi ideolojinin inkarı, cemaatlere (tarikatlere) özgürlük, Kurtuluş Savaşı ve İstiklal mahkemeleri ‘zulmü’, Şeyh Sait milliyetçiliği,Federasyon üzerinde odaklaşıyordu. Bu ortaklık AKP Hükümetinin ortalarına, Açılım ve Başkanlık Anayasasının kabulüne kadar sürdü. ‘Küçük ortak’ İkinci Cumhuriyetçiler o gün bu gündür ‘Yetmez Ama Evetçi’ler olarak çağrılmaya başladı.

                             Bu arada ‘Atı alan üsküdarı geçtiği’ için ortaklık da bozuldu. Bir bölümü AKP bir başka bölümü de ‘paralel’ kanallları kullanarak Fethullahçılık külahı giyen ‘yetmez ama evet’ gurupları Medya da ‘Ergenekon’ davalarının savcılığı görevini üstlendiler. Ergenekon davalarının ve orduya yapılan operasyonların niteliğinin son dönemde resmi belgelere göre bile ortaya çıkışı, İkinci Cumhuriyetçilik ideolojisinin ipini çeken son gelişme oldu. ‘Yetmez ama evet’ artık toplumun aydınlık yüzü için yok hükmünde. Toplumun diğer yüzde ellisinde ise ‘ihtiyaç dışı’..

20-30  Yıldan beri İmam Hatipler üzerinden kadrolaşan AKP kendi öz evlatlarını (!) devlet ve Medya içine taşıdı. İşsiz kalan İkinci Cumhuriyetçiler ise, Değişik örgüt isimleri altında Muhalefet’e yani CHP ve çevresine çöreklenme peşinde. 

Londra’daki ‘Akiller’ girişimi Cumhuriyet toplumunu endişeye sevketmemelidir.

İşsiz İkinci cumhuriyetçilerin yeni bir ekmek kapısı yaratma çabasından başka bir şey değil bu…

 

Mahir Tan    LondraPosta-Londra