ikinci çekiç güç

İKİNCİ ÇEKİÇ GÜÇ

Huzuru Temin Harekatı (Operation Provide Comfort) 1991’de Körfez Savaşı’ndan sonra Kuzey Irak’taki Kürtleri Saddam Hüseyin’in saldırılarından korumak için ABD öncülüğünde Türkiye üzerinden gerçekleştirilen askeri operasyonun adıydı. Bu harekatı uygulayan ve Türkiye’de konuşlanan hava gücü ise Çekiç Güç olarak adlandırıldı. Bu harekat 1997-2003 arasında Kuzeyden Keşif Harekatı olarak devam etti ve 2003’de yapılan İkinci Körfez Savaşı ile görevini tamamladı.

Çekiç Güç’ün kurulmasının ABD tarafından açıklanamayan esas nedeni Ortadoğu’da emperyalizmin ve İsrail’in çıkarları için elzem gördükleri Kürt Devleti’nin kurulmasına yönelik ana zeminin oluşturulması isteğiydi. Özellikle Türkiye’ye bunu nasıl söyleyebilirlerdi? İnsani amaç, koruma ve huzur işin göstermelik bölümüydü.

Irak’ta kitle imha silahlarının olmadığını ABD yetkilileri biliyordu. Ama ne yapsınlar ki, meşru sayılabilir gerekçelere ihtiyaçları vardı. Sorun sadece Irak da değildi! Tüm Ortadoğu’nun etnik, dinsel ve mezhepsel fay hatları üzerinden yeni siyasi kimliklere bölünmesi lazımdı. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) bunu gerektiriyordu!

Embesil olmak lazım

Saddam’ın Kuveyt’i işgali üzerine 17 Ocak 1991’de başlatılan ve kod adı Çöl Fırtınası (Operation Desert Storm) olan savaşta ABD sonuna kadar gidebilir ve Saddam’ı 2003’e kadar beklemeden düşürebilirdi. Ama istemedi! Çünkü esas sorun Saddam değildi! Çünkü Saddam hemen düşürüldüğü takdirde iktidar değişir ama Irak’ın bütünlüğü devam ederdi. Kuzeyde Kürt oluşumuna, Kürt-Şii-Sünni ayrışımı için Irak’ta istikrarsızlığa ve uzun bir süre otorite boşluğuna ihtiyaç vardı. Bu olgunlaşma için 2003’e kadar beklendi.

Artık günümüzde Irak’ta BOP açısından beş aşağı beş yukarı maksat hasıl oldu. BOP içinde bölünmesi gereken ülkeler arasında kimler yok ki! Suriye, Türkiye, İran, Mısır, Suudi Arabistan ve başkaları! Bir plan dahilinde hepsine sıra gelecek.

Mart 2011’de Suriye’de başlatılan vekaleten savaşla BOP’un diğer bir başlığı realize ediliyor. Bu konuda epey mesafe kat edildi. Suriye etnik (Kürt-Arap) ve mezhepsel (Nusayri-Sünni) bağlamda fiili olarak bölünüyor. Esad artık ülkenin yüzde 50’sini ancak kontrol edebiliyor. PYD (PKK’nın uzantısı) ve IŞİD bu bölgede etnik ve mezhepsel bölünmenin enstrümanları. İkisinin de arkasında ABD var. PYD Batı Kurdistan’ı (Rojova) inşa ediyor. IŞİD ise Irak-Suriye sınırını yok sayacak Sünni Arap devletini. IŞİD ayrıca Suriye’ye müdahale edebilmenin meşruiyetini sağlıyor.

Geçtiğimiz günlerde IŞİD’e karşı ABD-Türkiye arasında imzalanan İncirlik Mutabakat Zaptının ayrıntıları ortaya çıkamaya başladı. Hiç şüpheniz olmasın, İncirlik Mutabakatı ile ABD’nin Suriye’de ulaşmak istediği sonuç, Çekiç Güç ile Irak’ta ulaştığı sonucun aynısıdır. Bunu anlamamak için embesil seviyesinde ahmak olmak lazım.

Mezarını kazmak

Mutabakat Suriye’de Cerablus-Mare arasındaki 100 km’lik hattın 45 km. derinliğinde IŞİD’den temizlenmesini istiyor. Temizleme işlemi İncirlik-Pirinçlik-Batman üsleri kullanılarak yapılacak. ABD’ye ait uçaklar ve insansız hava araçları bu üsleri kullanarak Suriye ve Irak’ta IŞİD’e karşı operasyon yapacaklar. Ayıp olmasın diye operasyona Türkiye’yi de katmışlar.

911 km’lik Suriye sınırımızın hemen güneyinde etnik bir homojenlik yok. Burada Araplar, Kürtler ve Türkler yaşıyor. Burada Kürtlerin nispeten yoğun olarak yaşadığı üç bölge var. Bunlar doğudan batıya doğru Cizre, Kobani ve Afrin. Bu bölgelerde harıl harıl Araplara ve Türklere yönelik etnik arındırma yapıyorlar. Mutabakatta geçen Cerablus-Mare hattı Fırat’ın batısı, Kobani-Afrin arasında kalan bölgedir ve halen IŞİD tarafından kontrol edilmektedir. Bu bölgeyi IŞİD’den temizlemek demek Kobani-Afrin arasındaki bölgenin PYD kontrolüne verilmesi, Kürt kantonlarının veya bölgelerinin birleştirilmesi, batıya Akdeniz’e doğru Kürt koridorunun açılması ve Rojova’nın inşa edilmesi demektir. Türkiye’nin çıkarları ve bekası açısından PYD ile IŞİD arasında santim fark olmamasına rağmen İncirlik Mutabakatında PYD’ye ilişkin yazılı bir şey yok. Zaten ABD’nin en yetkin ağızları bölgede PYD’nin müttefikleri olduğu açıklamıştır.

Geçmişte Çekiç Güç’ün deneyimine sahipken İncirlik Mutabakatı ile bölgede ABD ile ülkemizin çıkarına olmayan bir işbirliğini siz nasıl adlandırırsınız bilemiyorum. ABD’nin Ortadoğu’da yapmak istedikleri ülkemizin ve bölgemizin çıkarına değildir. İnsan mezarını kazar mı? Türkiye kendi mezarını kazıyor bilesiniz!

Saygılar sunarım

TÜRKER ERTÜRK