Herkes size karşı,siz herkese

Hangi alemde yaşıyorsunuz ?

27 Ocak 2016 tarihinde toplanan yılın ilk Milli Güvenlik Kurulu çok ilgi toplayacak bir bildiri ile sonuçlandı. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar Kurulunun büyük bir bölümü, Genel Kurmay Başkanı, Ordu Komutanları,Milli İstihbarat Teşkilatı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün katıldığı toplantı, yazık ki, ‘Devletin Zirvesinin’ ülke içinde ve dışında olayları değerlendirmede büyük bir zaaf içinde olduğunu gösterdi. MGK nun 27 Ocak Bildirisi muhtemelen gelecekte aşağıdaki değerlendirme ile anılacaktır.; ‘Suriye’nin geleceğinin inşasında ne mevcut rejimin, ne DEAŞ, ne de PYG-YPG başta olmak üzere herhangi bir terör örgütünün yer almaması gerektiği ifade edilmiştir’

     Herkes size karşı, siz herkese

MGK nun artık Türkiye’nin bir iç meselesi haline gelmiş bulunan Suriye savaşı konusunda söyledikleri bundan ibaret. Bir gün sonra toplanması planlanan (29 Ocak) Birleşmiş Milletler öncülüğündeki Cenevre Barış görüşmeleri öncesinde, Türkiye, Devletin zirvesi tarafından imzalanan bu bildiride ‘Suriye’nin geleceği konusunda Dünya’nın hemen tüm büyük güçlerinin katıldığı barış girişimine açık bir biçimde ‘dinamit koyuyor’. Suriye’nin geleceğinin inşasında ‘Ne mevcut rejim, ne DAESH ne PYD-YPG ve  herhangi bir terör örgütünün yer almaması’ isteniyor. MGK gibi Devletin zirve örgütü tarafından bildirildiğine göre bunun aynı zamanda bir ‘kırmızı çizgi’ olması gerekiyor.

  Suriye ‘El Nusra’ya mı teslim edilmeli ?

MGK bildirisi’ni bir gün sonra Cenevre görüşmeleri öncesinde okuyacak olan ABD,Rusya,İngiltere,Fransa ve Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Stephan de Mistura’nın ‘gözlerine inanamayacakları’ apaçık ortada. Zira Suriye meselesine en çok karışmış ülkelerden birisi olan ve elinde tuttuğu ‘Avrupa’ya mülteci ihracı’ silahı nedeniyle önemli bir konumda bulunan Türkiye, Suriye meselesindeki tarafların tümünü birden boykot etmekte. Bir dış destekli iç savaş içinde bulunan Suriye Devleti özellikle Rusya müdahalesinden sonra ülkenin % 65 ini kontrol etmekte ve her geçen gün gücünü arttırmakta. Suriye devlet güçlerinin kontrolü dışında kalan bölgeler ise Kuzey Suriye’de PYD- Kürt güçleri ve Doğu Suriye’de DAESH bölgeleridir. Bu güçler dışında kalanlar ise El Kaide’nin Suriye kolu olan El Nusra ve nasılsa görüşmelere sızmayı başarmış olan Ahrar El Şam gurubudur. Suriye’nin hiç bir bölgesinde hakimiyeti olmayan bu örgütler ABD,Rusya ve Batılı üllkeler tarafından ‘terörist’ oldukları gerekçesi ile toplantıya çağrılmadılar.

       PYD bir başka yafta altında katılır

Türkiye’nin MGK kararıyla Cenevre öncesi ‘resmi görüşü’ olarak ortaya çıkan Suriye değerlendirmesi, PYD ve Suriye Devletini, ‘Suriye Barış Görüşmeleri dışında tutmak’ niyet bildirimi nedeniyle, öncelikle, ‘hafif’ bulunacaktır. Zira, savaş halindeki ülkedeki en büyük güç, herşeye karşın, Suriye devleti ve ordusudur. Suudi Arabistan, Türkiye ve İsrail dışında Suriye devletinin yıkılması gerektiğini savunan bir güç yoktur.

PYD ise doğrudan doğruya ABD ve Rusya’nın hava şemsiyesi altında bulunan ‘yapma’ bir devletçiktir.Bu yapı şu veya bu biçimde,muhtemelen, Özgür Suriye Ordusu’nun bir ittifakı biçiminde görüşmelere dahil edilecektir. Türkiye ve diğer komşu ülkeler için gelecekteki ciddi bir tehlike olarak görülmesi gereken Kuzey Suriye Kürt Devletçiği, yazık ki bizzat kendi ellerimizle,’Osmanlı’nın nüfuz bölgesi’ hayaliyle yaratılmıştır.

Mahir Tan           LondraPosta-Londra