Her şeyi gören göz

                 

               HER ŞEYİ GÖREN GÖZ

Geçtiğimiz günlerde sinemada içinde bulunduğumuz yılın vizyon gösterimlerinden olan Alev Deneyleri (The Scorch Trials) adlı filmi seyrettim. Bilim kurgu,  aksiyon,  gerilim, macera ve gizem… Anlayacağınız filmde yok yok! Film aynı zamanda üç boyutlu (3D), izlerken gözlük takmanız lazım. Bize sorarsanız gözlerinizi yormaktan başka bir şey değil. Bu filmi İzleminiz şart değil, hiçbir kaybınız olmaz hatta kazancınız bile olur. Ama mutlaka izlemek istiyorsanız, iki boyutlusunu bulursanız çıplak gözle onu izleyin, daha iyi.

Alev Deneyleri, geçtiğimiz yıl vizyonda olan Labirent’in devamı. Bu filmde kapana kısıldıkları labirent deneyinden kurtulmayı başaran bir grup gencin, bu sefer de dış dünyada hiç ummadıkları tehlikelerle mücadelesini anlatıyor.

Subliminal mesaj

Filmi izlerken adeta yoruluyorsunuz. Kahramanlarımız olan Thomas ve arkadaşları, bir maceradan öbürüne koşarken, akla ve hayale gelmeyen tehlikeleri ve engelleri aşmaya çalışırken, sadece ne olduğunu anlamaya çalışıyorsunuz. Tam olarak ne olduğunu anlayamadan da film bitiyor!

Kural yok, yardım yok, kimin ne olduğu belli değil, kimin kimle, ne için mücadele ettiği belirsiz, milliyet yok ve bayrak yok. Grubun liderine olan bağlılık dışında sadakat de yok. Filmde çokça var olan en önemli şey; imgeler ve sembollerle seyircinin bilinçaltına gönderilen güçlü mesajlar.

Bu filmden sonra bir izleyene “Ne anladın, ana fikri neydi?” diye sorsalar, anlamlı hiç bir şey söyleyemez. Ama izleyenin bilinçaltına gönderilen çok sayıda mesaj mevcut!

Bilinçaltını etkilemeye çalışan bu tip göndermelere “Subliminal Mesaj” (Bilinçaltı Mesaj) denir. Başka bir objenin içine gizlenmiş mesajlar olup, o anda fark edilmemek üzere tasarlanmıştır.  Subliminal mesaj teknikleri, kitleleri yönlendirmek için propagandada kullanıldığı gibi reklamcılıkta da kullanılır.

Judeo-Hristiyan

Alev Deneyleri filminin kitlelerin bilinçaltına vermeye çalıştığı mesajlar, serinin ilki olan Labirent filmindekine aşağı yukarı benzer. Geçen yıl Labirent filminin vermeye çalıştığı mesajları anlatmıştık. Bugün de, serinin ikinci filmi olan Alev Deneyleri’ni anlatmaya çalışacağız.

Filmde kahramanlarımızın lideri olan Thomas’ın isminin, İbranice ve Aramice kökeni var. Aramice, Hz. İsa’nın konuştuğu dil. Thomas gerçek bir isim değil, takma bir ad. Aramice’de ikiz anlamına geliyor. Teolojik metinler Thomas’ın gerçek isminin Yahuda olduğunu yazar. Bazı teologlar da Thomas’ın, Hz. İsa’nın erkek kardeşi olduğuna inanırlar. Yani filmde verilen mesaj net; “Lider Judeo-Hristiyan kültüründendir, beyazdır ve ancak bu lider sizi esenliğe çıkarabilir.”

Filmde maceranın geçtiği yer; istikrarsızlığın egemen olduğu, Ortadoğu gibi bir yer. Çöl görüntüleri bu mesajı vermeye yönelik. Korku, belirsizlik, bir adım sonra neyle karşılaşacağınızı kestirememek, kapana kısılmışlık, endişe, çaresizlik, çıkmaz ve isyana teşvik; verilen gizli mesajlar arasında.

Kabalistik

“Nereden geldiğinizin, toplumsal kimliğinizin ve geçmişinizin önemi yok. Her zaman sizi seçeneksiz bırakacak başka bir labirente sokabiliriz. Teknolojinin yardımıyla sizi ve her anınızı gözetliyor ve izliyoruz” diyor filmin bilinçaltı mesajları.

Sembollerin dili çok önemli! Tarihin derinliklerinden gelen, köklü ve kadim simgeler. Bunların anlamı evrenseldir. Filmde de sembolize edilen Her Şeyi Gören Göz (Eye of Horus) ile verilmeye çalışılan mesaj; “kontrol bizim elimizde, sen acizsin, yaşamı senin için kolaylaştırabiliriz veya içinden çıkamayacağın bir hale sokarız.” Kabalistik ve de antik Mısır kökenli ezoterik ( sınırlı insan tarafından bilinen öğreti) simgeler bunlar.

Film baştan sona etki odaklı psikolojik harekata yönelik, saklı ve gömülü bilinçaltı mesajlarla dolu. Mesajlarla toplumların bilinçaltı yapılandırılıyor. Mesajların hedefi; tek kutuplu dünya düzenine, küreselleşmeye, ulus devletlerin sonlandırılmasına, hegemonyaya, Ortadoğu’nun atomize edilmesine ve emperyal projelere karşı psikolojik direnci kırmaya ve egemen küresel kültürü kabul ettirmeye yöneliktir.

Saygılar sunarım.

TÜRKER ERTÜRK