‘HAFIZA KAYBI’

  HAFIZA KAYBI

 Tarihçi-Yazar Sinan Meydan’ın 11 kasım günü Tele 1 de yayınlanan  ağılıklı olarak ‘Hafıza kaybı’ yazısı çevresinde toplanmış çalışması  9-10-11 kasım tarihlerini içeren önemli bir gündemi meydana çıkardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir 10 Kasım günü gündeme taşıdığı tartışma açık bir biçimde Cumhuriyet ve onun kazanımlarının toplu olarak ‘inkarını’ hedefliyordu. Harf Devrimi, Eğitim, Cumhuriyet değerlerininin tümünün birden ‘yalan’ denerek doğrudan ulusal ‘hafıza’ dan silinmesi ve yerine ‘siyasi  İslam’ ajendasının ihdas edilmesini öngören Erdoğan formülasyonu bu şekliyle salt bir ‘deneme’ olarak görünüyor.  Yaklaşık olarak 100 yıla ulaşacak bir tarihsel akışı ve batılılaşma hareketini salt bir ‘Yalan,Gerçek dışı’söylemiyle hasır altına itme girişimi Erdoğan’ın etki alanı ve boyutlarını çok rahat aşar.  Bu da Erdoğan ve dayatmak istediği siyasi rejim ve eğilimlerin daha ilk adımda çökmesi anlamına gelir.

Tarihçi Sinan Meydan’ın üstelik iyi araştırdığı bir çerçevede, Erdoğan’ın yaptığı gibi ‘Kuru Sıkı’ ile yenilgiye uğratılabileceğini sanmak gerçekten safdillik olur.     

Türkiye’de Cumhuriyet devriminin geçen 100 yıl içinde eğitim alanında halka kazandırdıkları, Harf devriminin sonuçları, okuma  yazma oranlarındaki artış hızı, kadınların eğitim alanındaki gelişimi açık olarak Cumhuriyet’in kazanımlarının daha hızlı olarak güçlenirken, Erdoğan’ın savunusunu yapmaya çalıştığı  ‘çağdışılığın’ devre dışına kayışının daha net gözlemlendiği bir dönemdeyiz.

Erdoğan’ın söylemi bu nedenle bir 10 kasım günü daha fazla sırıttı, gerçekle arasındaki fark daha belirgin hale geldi. 

Erdoğan’ın 10 Kasım Günü yapmaya çalıştığı tarihsel teryüz etme işlemi, Atatürk döneminin tümü gözönüne getirildiğinde hiç bir biçimde,hangi kesimden olursa olsun, çoğunluk tarafından benimsenmeyecektir. 

Erdoğan ve taraftarları 10 Kasım çıkışı ile  Siyasi İslam’ın en geri kesimleri, tarikat ve çıkar çevreleri ve dışında halkın büyük bölümü tarafından reddedilecektir.

Bu nedenle 10 Kasım 2019, Türk Cumhuriyet tarihinde olduğu gibi, içinde yaşadığımız 21.YY siyasi tarihinde de önemli bir dönemeç oluşturmaktadır; Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci kez olumlanması dönemi başlamıştır.   

Türkiye Cumhuriyeti ve onun kazanımlarının oluşturduğu 100 yıllık Aydınlanma hareketi, Siyasi İslam ve Arap gericiliği karşısında sonuçları şimdiden belli bir iktidar mücadelesine girişecektir. 

Cumhuriyetçi hareket, geri islamcı hareket ve onun yol arkadaşları tarikat üçgeninde çok güçlü bir donanım ve 100 yıllık deneyime sahiptir. 

Çağdaş Cumhuriyet için, bu denli güçlü bir birikim tarafından savunulma şansı yanında, salt geri bir yapıya dayanmaktan başka bir avantajı olmayan Siyasi İslam, kısa bir süre içinde tasfiye sürecine girecektir. 

‘Geçici Hafıza Kaybı’ ulusların tarihinde görülmüş ve kısa dönemde dönemde çözümlenmiş olaylardandır.    

 

MAHİR TAN       LondraPosta-Londra