Gezi-Berkin günleri başladı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: “Başbakanlık makamını işgal eden zat, çevresindeki dar bir kadro ile birlikte, tehlikeli bir provokasyon peşindedir. Buna dair son derece kuvvetli duyumlarımı kamuoyunun dikkatine sunmayı, ülkeme ve halkıma karşı olan sorumluluğumun bir gereği olarak görüyorum.

Erdoğan Hükümeti, 3 seçimli yakın gelecek için Batı ülkeleri tarafından çok yakından izleniyor. Batı’nın geçtiğimiz 2002’den başlayarak yerel ya da genel tüm seçimlerdeki favori partisi, tüm Avrupa ülkelerinde iktidar ve muhalefet partileri tarafından artık destek görmüyor. 14 yaşındaki Berkin Elvan’ın ölümü ve cenazesi sırasında ise bu politika çok daha net olarak ortaya çıktı. Bu görüntü de ilk vurgulanacak nokta: Berkin’in genç ölümünün tetiklediği ‘Gezi atmosferi’nin Türkiye’nin hemen tüm kentlerinde hakim oluşu. Batı Dünya’sı değerlendirmelerine sokaktaki protestoları ve yaygınlığını esas olarak alıyor. 2013 Taksim-Gezi  olayları sırasında ortaya çıkan  Avrupa’da ‘Erdoğan karşıtı’ görüşler, Berkin ve yeni protestolar sırasında tavana vurmuş gibi görünüyor. Önümüzdeki 1 yıllık süreçte daha da yükselmesini beklememiz gereken bu sürecin sonunda -Erdoğan gitmemek için yasadışı yollara başvurursa- AB’nin ‘zorlayıcı uygulamaları’ devreye sokacağına şüphe yok.
                              

Ülkeyi ateşe atar mı?


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Berkin Elvan’ın İstanbul’daki cenaze töreninden bir gün önce yaptığı bir açıklamada şunları söyledi; “Başbakanlık makamını işgal edenzat, çevresindeki dar bir kadro ile birlikte, tehlikeli bir provokasyon peşindedir. Buna dair son derece kuvvetli duyumlarımı kamuoyunun dikkatine sunmayı, ülkeme ve halkıma karşı olan sorumluluğumun bir gereği olarak görüyorum. Gerçek bir ülke ve insan sevgisinden nasiplenmediği anlaşılan bu kişinin, Türkiye’nin büyük bir kargaşa ve kaos ortamına sürüklenmesini, kendisi için yegane kurtuluş yolu olarak gördüğü açıktır’. Kılıçdaroğlu’nun -birinci elden istihbarata dayanması gereken- bu açıklaması, başka göstergelerin de işaret ettiği gelişmelere dikkat çekiyor. 30 Mart tarihinde yapılacak Yerel Seçimler öncesinde ve sırasında, hesaplaşmanın ilk belirtileri gündemi yaratabilir. Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta AKP il başkanları toplantısında yaptığı ‘sandıklara sahip çıkın çağrısı’, AKP mitinglerinde kefen giymiş göstericiler ve Berkin’in cenazesi sonrasında Tekbir getiren bir gurubun saldırısı gelecek günlerin nelere yol açacağını gösteren gelişmeler.

Tepki ‘doğal ve yaygın’


Türkiye’de yeni bir ‘Gezi’ atmosferi yaratacağı ortaya çıkan kitle gösterileri ve kapsadığı halk tabanı, iktidardaki AKP’nin karşısında yer alan güçleri tanımlıyor. Hemen tüm muhalefet partileri ve belli bir partiye bağlı olmayan demokrat nitelikli insan kitlelerinin oluşturduğu ‘Gezi-Berkin’ tabanının ana özelliği: tek merkezden yönetiliyor olmaması. Bu onun zayıflığı değil, güçlülüğü aslında. Kısa zamanda milyonlara yayılabilen ve sosyal medya gibi herkesin ulaşabileceği yöntemlerle organize olabilen bu hareket, doğal ve kendiliğinden. Onun inandırıcılığı da burada. Hiç bir çıkara hizmet etmeyen, yolsuzluklara batmış bir baskı yönetimine karşı çıkan ve yılmadan yoluna devam edenbir halk hareketi Gezi-Berkin hareketi. Çağdaş Dünya bunu çok iyi görüyor. 14 yaşındaki Berkin’in genç yaşamıyla peşin olarak ödediği bir bedel bu.. Sokaktaki milyonlar onu hergün, hergün ve hergün yeniden yaşatmalıdırlar.
Mahir Tan / LondraPosta / Londra
                                    

Telif hakkı saklıdır 2014! Kaynak gösterilmeden yazı, fotograf ve video kullanılamaz!