‘FARKINDA OLMAK’ YETERLİ Mİ ?

          ‘Farkında Olmak’ yeterli mi ?

 

‘Tehlike’nin farkında mısınız ?’ bir dönemlerin klişe haline gelmiş manşetiydi.

Onun üzerinden geçen yıllar ‘Tehlike’yi giderek daha net görüntülere, daha da farkedilebilir olmaya doğru çekti. Şimdi ‘Tehlike’nin farkında’ olmayan yoktur.

Ne var ki ‘tehlike’ artık bir olabilirlik olmaktan çıkıp gerçek haline geldi.

Demek ki ; Farkındalık, tehlikeyi önlemeye yetmiyor.

Ünlü şarkıdaki gibi ‘Que Sera Sera’ ..  Olacak Olacaktır.

 

             Artık daha hızlı yaklaşıyor

 

Son 10 yılımızı alıp giden siyasi gelişmelere dikkat çekiyordu yazarlar.

Şimdi de öyle yapılıyor;

Diyanet İşleri Başkanlığı en önde yürüyen kurum gibi görünüyor. Bakanlıklar içinde en yüksek bütçeyi alan bu kurum ilkokullarda çocuklara şeytana karşı korunma dersleri verecek.

Camilerde ‘gençlik kolları’ kurulacak. Biz de ‘nakşi’ geleneğinden gelen Cami cemaati bu işde son rötüşleri yapacak olan topluluk.

% 50 yi geçmesi gerekmiyor. Defalarca ‘huruç’ etmişler. Tutturamayınca inlerine dönmüşler yeniden bir fırsat yakalamak için.  O tarihi dönemeçlerde yöneticiler ve Laik Devlete sahip çıkmakla görevli mekanizmaların başında olanlar ‘tehlike nin farkında’ olmuşlar.

Farkındalığı eyleme dönüştürmüşler.

Şimdi gelinen nokta uyarı dönemininin, alarm zilleri çalmanın bile ötesinde.

Farkında olanların ‘sarı yelekler’ giymemeleri için tehditler savuruyor karşı devrim.

Gezi suç oldu, iktidarın saldırı gücü olan bir parti ‘Sarı Yelek, bedelini çok ağır öder’ diye tehdit ediyor. Cami cemaatı hazır bekletiliyor.

Yine de yalnızca ‘farkında olmanın’ belayı baştan savma işini görmediğinin farkında olmak gerekiyor.

Bir biçimde varlığını belli etmeli çağdaş toplum.

‘Sarı’ en görünür renk. Bunun farkına varmak gerekir.   

 

Mahir Tan             LondraPosta-Londra